Fenerbahçe'nin tam 35 yıl sonra yolunun düştüğü Giresun'daki atmosfer, futbolsuz günler sonrası ilaç gibiydi. Yıllar sonra büyük takım ağırlayan Çotanaklar, Türkiye Kupası'na şüphesiz büyük renk kattı...
Fenerbahçe, gün boyu gördüğü misafirperverliğe sahada güzel futbol izleterek karşılığı verdi. Dün akşam, Diego'nun olmadığı kadroda denenen Souza-Topal-Ozan üçlüsünün oyuna kreatif katkısı, şaşılacak düzeyde yüksekti. Özellikle Ozan Tufan, yaptığı asistin yanına akıl dolu birçok pas ekleyerek bu bölgenin ciddi bir alternatifi olduğunu gösterdi. Elbette zaman zaman oyundan kopmak, pas tercihlerinde yanılmak gibi tecrübe kazandıkça giderilecek bazı eksikleri var. Ancak bu istekle devam eder, heyecanını da yenmeyi başarırsa, orta alanın her bölgesinde görev yapabilmek gibi altın bir bileziği takacak koluna...
Ozan'ın yanına Josef de Souza'yı da eklemek lazım. Birçok maç sonrasında 'sahada gözükmediği' için eleştirdiğimiz oyuncu, dün ön tarafta oynamasına rağmen özverisiyle ışık verdi. Tabii rakibin bir alt ligden olduğunu unutmamak ve Josef için daha büyük güzellemeler için birkaç maç daha beklemek lazım.
Dün geceye dair olumsuz olarak adlandırılabilecek en önemli nokta Pereira'nın felsefesinde hiçbir değişiklik olmamasıydı. Rakip Giresun dahi olsa, skoru elde ettikten sonra asla hücum gücünü artırmayı düşünmüyor. Aksine rakibin hamlesini, hatasını bekliyor. Fenerbahçe'nin şampiyonluk yolundaki en büyük handikapı bu felsefedir. Son cümleleri, transferde çok konuşulan Giresun'un golcüsü Vedat Muriç'e ayıralım; mükemmel fiziğine oyun aklını ekleyebilirse, üç büyüklerde yıllarca forma giyebilecek kalitede bir golcü olur. Sürekli oyunun içinde olması en büyük avantajı...