Aslında stratejik bir maçtı. Grubu lider bitirdiği anda, tek maçlı elemeli yoldaki rakibi Beşiktaş olabilirdi Fenerbahçe'nin. Grubun matematiği içinde beraberlik de gruptan çıkması için yeterliydi. Bu hesabın içine girmeden, büyük takım refleksi ile sahaya çıkıp, "birincilik" için oynadılar ve kazandılar. Eğer bugün Kayserispor, Altınordu karşısında puan kaybederse, senaryo gerçekleşecek. Fikret Orman-Aziz Yıldırım çekişmesi içinde, demeçler ve sözlerde belden aşağıya kayan üslup içinde bir meydan okuma daha olacak. Maç; grubunda lider olanın sahasında. Başka yönden bakarsak, Beşiktaş stat aramak zorunda kalmayacak. Bugünü bekleyeceğiz. Ramazan ve Uygar, son Kayserispor maçında çok iyi oynadılar. Sadece umut veren gençler değillerdi orada. Pas kararları, bindirme anındaki cesaretleri ve top istemekten, sorumluluk almaktan kaçınmamaları dikkat çekiciydi. Dün de bu çizgilerini korudular. İyi oynayıp oynamamaları önemli değil. Tecrübeli ve kibirli bu kadro içinde, birlikte hareket etmeyi başarmaları ve saygı kazanmaları bize bunları yazdırtan. Aziz Başkan günlerdir Passolig'den şikayet ediyordu. Tribünler boşluğunu bu uygulamaya bağladı ve hatta kaybının tazmin edilmesini de istedi. Ama Passolig'in zorunlu olmadığı diğer ZTK maçları gibi, dün de bilet sattırmadı. Passolig'siz taraftarı stada aldırmadı. Okul açık tribününe de Passolig'iniz olsa bile giremediniz, çünkü satış yapılmadı. Bir yandan taraftara mesajlar atıp, "gelin" diyeceksiniz; öte taraftan gelmek isteyenleri stada almayacaksınız. Söylenenler ile yapılanlar arasında bu kadar tezat olmaz. Sonra inandırıcılığınız kalmaz.