Üç yılda bir milyar dolara yakın para harcamış Ünal Aysal. Son olarak Riva'daki araziyi satmak isterken, radara yakalandı. Kongre kararı aldı. 15 gün içine sıkıştırdı her şeyi. Başkanlık iddiasında olanlara hazırlanma fırsatı vermedi. Adaylar çıkınca, geri çekildi. Levent Tüzemen'in ifadesine göre yeni yönetime 20 milyon liralık köprü finansman sözü verdi, tutmadı. Seçilenler bir hafta sonra 23 milyon Euro'luk bir ödemeyi kucaklarında buldular. Bu miktarı karşılayacak gelir kalemi de yoktu.
A Spor'da Adnan Öztürk'e bağlandık. İsyan etti. Mali denetimin şart olduğunu ve mali kongrede Ünal Aysal döneminin ayrıca incelenip, oylanması gerektiğini ifade etti. Hatta tüzüğü değiştirmekten bahsedip, bu tür umursamaz yönetimlerin cezai şartlarla karşılaşması için yaptırımlardan getirilmesini istedi.
Aysal burada bir simge... Yıldırım Demirören ayrıldığında Beşiktaş da aynı durumdaydı. Aziz Yıldırım ayrıldığında Fenerbahçe'de neler olacağını bilenler, iyi biliyor.
Bu yüzden Bakanımız Çağatay Kılıç, bir kenara atılan, beklemeye alınan, unutturulmaya çalışılan "profesyonel kulüpler yasası"nı gündeme almalı ve kanunlaştırmalı. On milyonlarca doları, hiç hesap vermeden, istediği gibi harcayan başkan ve yönetimlerin, eller kalktı-indi ile bu işin içinden sıyrılmasının önüne geçmeli. Kulüplerin başına geçip servetlerini artırmanın peşine düşenler yerine, spordan gelip, sporcuları ve başarıları büyütmenin hesabını yapanların bir fırsat bulmasını sağlamalı.