Bu kadar sakat oyuncu olunca bu konu doğal olarak maçın önüne geçiyor. Beşiktaş oturmuş bir ekip ve çok güçlü bir oyuna sahip. Sahanın her bölgesine ve maçın tüm zamanına hükmeden oynama alışkanlığı var. Tabii bunları yaparken en önemli şeyinin de kadro istikrarı olduğunu biliyoruz. Oturmuş düzen ve aynı oyunculardan kurulu ilk 11 istikrarı Beşiktaş'ı çok önemli yerlere taşıdı. Fakat Altay karşısında bambaşka bir fotoğraf karşımıza çıktı. Takımın neredeyse ilk 11'inin tamamı sakat. Bu kadar çok oyuncunun forma giymediği bir durumda şans verilen futbolcularla ideal oyunu bulmak çok kolay değil. Altay karşısında ilk golü atarak bu durumda bile yine kazanma alışkanlığı devam eder mi ümidini biraz yeşertse de maçın sonu istendiği gibi gelmedi. Beşiktaş rakip yarı alanda kalarak oynayabilen bir takım. Bunu yapabilmesinin en önemli sebebi de ileri uçtaki oyuncularının topa sahip olabilme yeteneğiydi. Sergen hocanın Altay karşısında görev verdiği Gökhan Töre, Kenan ve Salih'in buna çok fazla karşılık verememeleri Beşiktaş'ı çok zorladı. Orta alanda Pjanic'in de oyundan çıkmasıyla Altay oyuna çok daha fazla hakim oldu. Tabi bireysel olarak Kappel ve Bamba'nın üstün performansları da işin içine girince Beşiktaş çok zorlandı. İşin ne hücum ne de savunma tarafını doğru yapabildi. Beşiktaş açısından maçın en pozitif yönü Güven'in attığı goldeki bireysel becerisi ve başarısıydı. Sonucu elbette ki Altay'ın başarısı açından bir kenara koyuyoruz ama Beşiktaş tarafından baktığımızda bu kadar iyi transferin yapıldığı bir sezonda daha ligin yedinci haftasında böyle bir durumla karşılaşılabileceği kimsenin aklına gelmezdi. Hem skor hem de oyun açısından Beşiktaş için zor bir akşam oldu.