İstatistikler bazen sonucu anlatmasa da bazen çok şey söyler... Maçın ilk yarısının bitiminde Beşiktaş'ın oyuna hakimiyeti yüzde 77, Malatya'nınki yüzde 23'tü... Malatya'nın ilk yarıda Beşiktaş kalesine çektiği şut; sıfır... Yakalandığı ofsayt pozisyonu; sıfır... Attığı korner; sıfır... Bu listeyi daha da uzatabiliriz ama bunlar bile ilk yarı için tahminde bulunmaya yeterli.
Beşiktaş rakibini ilk 45 dakikada yarı sahasından çıkartmadı dersek aslında ilk yarıyı özetlemiş oluruz. Çok istekli, rakibine ciddi baskı yapan, top kaybına zorlayan mücadele gücü, oyunun ilk yarısında Beşiktaş'a bariz bir oyun üstünlüğü getirdi. Oyun üstünlüğü ilk 45 dakika skora yansımasa da bulunan pozisyonlar ve bu bölümdeki takım performansı bu maçın Beşiktaş adına sonuçlanabileceği mesajını veriyordu. Aboubakar, Larin, Ghezzal ve Atiba ile yakalanan pozisyonlar golün habercisi gibiydi.
İkinci yarı bu fotoğraf çok da değişmedi. Beşiktaş golü bulana kadar temposunu devam ettirdi. Larin'in gol bulması sevindirici. Ghezzal'ın pastaki ustalığını da bir kenara koyalım. Larin'in kafasına yaptığı asist bu maçı çözerken, Larin'e de iki maçtır hak ettiği ödülü getirdi. İyi niyetli bir oyuncu, kalpten oynuyor. 3 puan da onunla geldi. Sergen Hoca, kanatta oynatarak iki haftadır kimsenin beklemediği bir tercihte bulunsada Larin'in katkısı bu tercihin doğru olduğunu gösteriyor.
Beşiktaş kadrosundaki oyuncuların birlikte oynama zamanını artırdıkça takım oyununda daha üst seviyeye çıkıyor. İşin özü herkes işini daha iyi yapar hale geliyor. Kazanmanın yolu mücadeleden sonra bunun üzerine kurulan kaliteden geçiyor. Beşiktaş kazandıkça kaliteli ayaklar da sonuca ve oyuna imza atmaya devam ediyor.