Trabzonspor'un şampiyon teknik direktörü Abdullah Avcı, Futbol Plus Youtube kanalına açıklamalarda bulundu. Avcı, Şampiyonlar Ligi hedeflerinden, gelecek sezonun kadrosuna, Nwakaeme'nin geleceğinden Marek Hamsik'in transfer hikayesine dair birçok önemli konuya açıklık getirdi.
İşte Abdullah Avcı'nın Futbol Plus Youtube kanalına yaptığı açıklamalar...
+ Trabzonspor, çok uzun süren şampiyonluk hasretini sona erdirdi. Neyi farklı yaptı bu sezon? Geçtiğimiz yıllarda olmayan ama bu sezon olan şey neydi?
- Ben ve ekibim, oyun organizasyonuna biraz daha fazla kafa yoran, bu oyunun tamamen bütün beraber etmesine, savunmaya hücuma dikkat eden bir yapımız var. 18 aylık süreçte değerlendirme yapacak olursak, son 2 kulübüme giderken bir sene bittikten sonra bir sene sonrasının değerlendirmesini yaparken güçlü ve güçsüz yanlarımızı ortaya koyup oyunculara sunum yapıyorduk. Bunu artık şuna çevirdik, bir kulüp beni ve ekibimi istiyorsa eğer Beşiktaş'ta da bu oldu, Trabzonspor'da da bu oldu güçlü, güçsüz yanlarının ihtiyaç analizini yapıp ve çalışma prensipleriyle ilgi sunumumuzu yapıp bekliyorduk. Bizim Trabzonspor'la ilgili tespitlerimiz vardı. Özellikle güçsüz tarafları daha iyi hale getirmek için yapılan tespitlerdi bunlar. Trabzonspor'a gittiğimizde bir sene öncesinde şampiyonluğu kaçırmış, Türkiye Kupası kazanmış, oyuncu kaybı yaşamış yeni oyuncu transferleri sirkülasyonu olmuş, yeni sezona sıkıntılı girmiş, milli takım arasına mağlubiyetlerle girmişti. İlk başta teknik tespit yapıyoruz, takım savunması hakkındaki zaaflarla ilgili.
"SON 7 SENENİN EN FAZLA PUAN ALAN TEKNİK DİREKTÖRÜYÜM"
Karadeniz'i biliyorum, duyguları biliyorum, dalgalı deniz… İlk röportajımda "Akılla duyguyu birleştirmek bizim amacımız" demiştim. Trabzonspor'un tarihte yaşadıkları şampiyonluklar coşkulu oyunlardı. Taraftarın hala orada kalıp, 'Trabzonspor gibi oynamaktan bahsediyorlardı ama bu oyun güncellendi, çok değişti, rakiplerin de organizasyonları var, oyuncu kaliteleri arttı. Biz de tespitimizi yaptık, ilk başta takım savunması çalıştık. Milli takım arasında 4'lü oynayacağız öne 1'le mi yoksa 2'yle mi oynayacağız diye düşünürken parçadan bütüne giderek takım savunmasıyla ilgili çalışmaları yaptık. Hatta çalışmaları yaparken ısınmada dahil, "Bakın bu hareketleri şu maçta yapmadığınız için şampiyonluğu kaybettiniz" vurgusu yaparak sahada pratikte bu uygulamaları yaptık. Oyuncu grubu buna cevap vermeye başladı. İlk iki maçı zor yendik. Doğru savunma yaparak maçı kazandık, Trabzonspor forması ağırdır, yükü de ağırdır, karşı tarafa hissettirdiği de ağırdır. Ben oyuncu olarak da teknik direktör olarak da Trabzonspor'a karşı oynadım. Kadro kalitesi, aldığı sonuçlar ne olursa olsun Trabzonspor'un sahada ağırlığı vardır. Buradan yola çıkarak adım adım gelişmemiz lazımdır. Şöyle de bir espri vardır, maça çıkmadan önce anlatırım, hocamın bir tanesi yolda yürürken hangi bekle kuralım oyunu dedi. Ben de hiç sesini çıkarma bekle oyun kurmayacağım dedim. Çünkü ona müsait değildik daha pragmatik sonuçlar almamız gerekiyordu. Başakşehir'de yaşadığım deneyimleri burada daha çabuk uyguladım. Orası bizim için bir okuldu. Bizim mesleki anlamdaki gelişimimize, sahanın içindeki oyunu kazandığında kaybettiğinde ertesi gün odana gelip nasıl kazandığını, nasıl kaybettiğini de yorumlayan bir ekibimiz var. Diğer kulüplerde bu böyle değil orada oyunları daha ağır geliştirdik. Başakşehir'de ilk iki sene ikinci bölge savunma ve geçiş oyunları oynadık sonra topa sahip olmayı oynadık, sonrasında da son iki sene tamamen ligi domine eden bir takıma geldik. Finaller kaçırdık, şampiyonluklar kaçırdık ama orada 5 sene ligin en fazla puan ortalaması alan teknik direktör olduk o dönemde. Ama ikincilik üçüncülük Türkiye'de itibarsızlaştırılıyor. Ama bugün son 7 senenin en fazla puan alan teknik direktörüyüm. 1 kupa aldık, bir tane daha mı aldık evet. Bu mu beni büyük yaptı? Hayır, 7 senedir istikrarlı yarışan Abdullah Avcı ve ekibi bence daha değerlidir. Bugün İlhan Palut, Emre Belözoğlu, Nuri Şahin, Okan Buruk, Erol Bulut, Ömer Erdoğan, Çağdan Atan. Şimdi bunları itibarsızlaştıramazsınız. Bu çocukların hepsi kafalarını yoruyorlar ve bu oyunu geliştirmek için çabalıyorlar.
Bir ülkenin, takımların oyun felsefeleri var. Avrupa'da seni şöyle test ediyor; 1 oynattığın oyunla ilgili 2 takıma ve oyuncuya kattığın değerle seni test ediyor. Onun kriteri bu. Bu analizlerle senin verilerini çıkarıyor ve o seni o şekilde oraya koyuyor. Bu iş performans işi. Tabi bir yerde 5 sene 7 sene çalışmak kolay değil, Avrupa'da da bunun örnekleri var orada daha uzun süreli istikrar var. Performans işinin değerlendirilmesi oluyor. Ama kulübün felsefesi, oyunun felsefesi, teknik adamın felsefesi orayla uyuşuyor mu? Ama bizde şöyle bir şey var, masada bir teknik direktör lazım. Taner Karaman'ı alalım. Taner Karaman uygun mu değil mi? Kulübe uygun mu değil mi? Oyun felsefesi uygun mu değil mi? Olmadı hadi 3 maç güle güle. Veya biri seni istiyor, olmaz diyorlar. Neden olmaz cevabı yok. Top çizgiyi geçerse iyi bir teknik direktör oluyorsun.
Bugün futbolun gittiği nokta; Kulüplerin tabii ki başkanları olacak, yönetim kurulları olacak. Bunlar temsili olacaklar. Profesyoneller tarafından yönetilecek. Onlar tarafından denetlenecek. Bugün bizim ülkemizde bunu yakalama imkanımız yok gibi duruyor. Hatta daha da zorlaşarak gidiyor.
Soruya geri dönersek, takım savunması yerleşince sonuç aldık, bazen eleştirildik dediler ki hücum oynamayacak mı? Bu bir PlayStation değil çok tekrarların olması gerek. Her türlü organizasyon olsa da oyuncu kalitesinin de olması gerekiyor. Ona rağmen çocuklar çok doğru cevap verdi, kulüp bana çok iyi imkan sağladı, çalışma ortamını sağladı.
"TRABZONSPOR İLE 3 KEZ GÖRÜŞTÜM"
+ Diğer kulüplerde de önemli yöneticilerle çalıştınız, ama her teknik direktörün bir alanı olması lazım, Trabzonspor'da bu alan ihlal ediliyor muydu?
- Ben Trabzonspor'la 3 kere görüştüm, üçüncüsünden sonra oldu. Karışık düzenden; kendi alanında çalışan, üreten bir alana sahibim. Bu alan için teşekkür ediyorum.
Beşiktaş'ta bu ömrüm çok olmadı. İki yönetimle çalıştım. Orada alanıma giren yoktu ama çok dalgalı bir süreç vardı ve hikaye tamamlandı. Bu hikayede de alanda çok iyi çalışıyorum, pragmatik olarak sonuç almayı hedefledim. İlk sene 7 maç üst üste kazandık, Fenerbahçe maçını kazansak yarışın içine girecektik. Ama kadro yapısıyla gerçekçi değildi. Orada çalışırken transferlerle uğraştık, sezon planlamasını erken yaptık, lig deneyimli oyuncu istiyor şampiyonluk için ona göre bir kadro kalitesi oluşturduk. Lige iyi başladık süreç kazandıkça sütüne koyarak gitti. Burada aklımızı kaybetmeden, oyun disiplinine sağdık, oyun organizasyonundan vazgeçmeyen bir takım, birçok maçı sonradan gelerek çevirerek kazandı. Aklımızı duygumuzun önüne koyduk.
"ŞAMPİYONLUK YARIŞINDA DALGANMALARIN OLMASI NORMAL"
+ Son 5-6 haftada bu takıma ne olduğuna dair bir teşhis yaptınız mı?
- Başakşehir maçı tamamen bitmiş, zihinsel olarak hiçbir şeyi olmayan hatta ikinci yarısı son dönemlerde oynadığımız en iyi oyundu. Toplam 70 maçta 6 mağlubiyet almış bir takımdan bahsediyoruz. Bir maç Rizespor karlı maç. 3 penaltı. Antalya'da dengeli oyun biri penaltı biri de kendi kaleme attığım. Başakşehir maçı da zihinsel olarak bitmiş bir maç. Olmaması gerekiyordu ama oldu. Kolay değil 38 maçtan bahsediyoruz, beraberlikler de seni ayakta tutabilir. Şampiyonluk yarışında böyle dalgalanmaların olması gayet normal. PSG 1 puana şampiyon olacak rakip 1 eksik maç 1-1 bitti. Zihinsel yorgunluklar kolay değildir. Benim için şöyle bir şey oldu, sol bek 8 tane değiştirmek zorunda kaldım, merkez tandemim biri sezonu kapattı erkenden, bir tanesi kapatacaktı son anda döndü, sağ bekte 3 tane kullandım ikisi sezonu kapattı. Marek Hamsik gibi bir oyuncuyu 2.5 ay kullanamadım. Asla bir oyuncu üzerinden konuşmadım ama İstanbul'daki Fenerbahçe maçı sonrası ilk defa Marek olsaydı başka bir hikaye olabilirdi dedim. Rakip eksik kaldı, o servisi yapabilecek bir oyuncuydu. Bu kadar mekanizmaların değiştiği bir yerde olumlu yön şu, parçalar değişiyor ama oyun kalitesi yerinde duruyor. Ben bir gün 8 tane oyuncum yok, 7 tane oyuncum yok diye bir şey demedim, demeyeceğim de. Biz yine de ayakta kaldık. Bunu iniş olarak kabul etmiyorum bu kadar puan farkını, bu kredileri bu yüzden aldık zaten.
+ İzleyicilere Marek Hamsik'in transfer hikayesini anlatmak ister misiniz?
- Marek'in ismi bana geldiğinde olur mu dedim. Çünkü harika bir oyuncu. Onun da kaygıları var, İtalya'da Napoli'de 2 şampiyonluk kaçırmış. Biz de görüntülü konuşma yaptık. Ona oyun felsefemi anlattım. Bir hafta boyunca müsabakaya nasıl hazırlandığımı, oyunculardan neler istediğimi, analizlerde neler yaptığımı anlattım. Marek dedi ki; biz İtalya'da böyle çalışıyoruz. Bu beni mutlu etti. Marek geldiğinde boş çerçevemi ona gösterdim ve gel beraber dolduralım dedim. Sonrasında gerçekleşti. Hatta ilk geldiği hafta Riva'da kamptayız sahada bir çalışma yaptık, sonra salonda Marek'e şunu sordum ben 6'dan 8'den bunu istiyorum savunma anlamında. Sarri ne istiyor dedim. Senin biraz önce antrenmanda gösterdiğimi istediğini söyledi. Bu beni çok mutlu ediyor. Berat'a dedim ki yakasına yapış, paçasına yakış her şeyi öğren. Sabah erken gelen, hiçbir şeyden şikayet etmeyen, fizyoterapistiyle beraber yaşayan birisi. Tek şu konuda anlaşamadık; milli takımı bırak dedim sezonun başında. Sen haklısın bırakıyorum dedi. Milli takım dinlenme ve toparlanma zamanı onun için. Önümüzdeki sene daha çok katkısı olacağını düşünüyorum.
+ Bu ligde Rizespor'un aleyhine 13 penaltı çalındı, Trabzonspor'un aleyhine ise 11 penaltı çalındı. Trabzonsporlu futbolcular neden çok fazla penaltıya sebebiyet veriyor?
- 3 tanesi bir maçta oldu, 2 tanesi VAR'dan elle çarpan, Antalya maçı yine elle çarpan bir pozisyondu. Aslında takım savunmasını iyi yapan bir takımın bu kadar penaltı vermemesi lazım. Ahmet Can'ın yaptığı çok deneyimsiz 2 penaltı var, Denswil'in dengesiz penaltıları var. Bence penaltıların birçoğu doğruydu. Buralarda daha dikkatli olmamız lazım, ceza sahasında bu riskleri almamalıyız. Adana Demirspor maçında Ahmet Can'a "Bak çok güzel bir duygu, 2003 doğumlusun, lütfen dikkatli ol" dedim. 2 dakika sonra girdi iki tane adama üst üste vurdu. Ama şampiyonluk heyecanıyla adrenalin pik yaptığı bir durumdu bence.
+Sizi bu ligde en çok zorlayan, kaos futbolu oynayan teknik adamlar mı yoksa belli bir sistemi olan, futbola bir şeyler katmaya çalışan teknik adamlar mı?
-Planı olan takımlarda bir zorluk çekmiyoruz çünkü ona göre çalışıyoruz. Ama topun fazla dolaştığı, 2. Topun olduğu, adam adama oyunların daha da zorlaştığı oyunlar bizim gibi planlı takımları daha zorda bıraktığını düşünüyorum.
+Ligde attığınız 67 golü 12 farklı isim attı, Fenerbahçe'den sonra en çok gol atan takımsınız, ligi farklı oyuncularla gol atma sayısında ikinci sıradasınız. 12 oyuncunun gol atması diğer takımlara göre Trabzonspor'un daha geride kalıyor olması sizce avantaj mı dezavantaj mı?
-Bence olumlu bir şey. Benim takımlarımda kimse çıkıp 20 – 25 tane gol atamadı. Ben bu oyunun organizasyon oyunu olduğunu düşünüyorum. Oyun bir kişinin üzerinden gitmiyor. Bence bu sağlıklı olan.
+Abdullah hoca kendisine bir özeleştiri yaparsa bu ne olur?
- Duran oyunda, oyunu başlatmadım. Başlatamamamın sebeplerinden bir tanesi oyuncu sirkülasyonunun çok fazla olmasından dolayı biraz daha pragmatik, biraz daha son zamanlarda olmayan direk oyunu tercih edip 3. Bölgede daha çok oynamayı tercih ettim ama ben çok değişik oyunları denedim.
NWAKAEME İLE SÖZLEŞME GÖRÜŞMELERİ NE DURUMDA?
+Nwakaeme ile anlaşma sağlanamama ihtimali var. Nwakaeme'nin Trabzonspor'a katkısına baktığımız zaman takımı ceza sahasına en çok sokan isimlerden bir tanesi. Anlaşma sağlanamazsa B planı hazır mı?
- Nwakaeme'yi Trabzon'da karşılıyorlar, takımın içinde saygınlığı var. Bizim de çok güzel bir iletişimimiz var. Bireysel olarak değişik özelliklere sahip bir oyuncu, çok da akıllı. Bana ilk geldiğimde Adebayor'u neden oynatmadığımı sordu. Şimdi Adebayor yıldız oyuncu, ben de burada yıldız oyuncuyum diye düşünüyor ona göre pozisyon alacak. Tony ile oynuyorsan, ona göre diğer parçaları doğru tamamlaman lazım. Çalımları azalttı, daha basit oynuyor, savunma anlamında merkeze gelip kapatıyor. Set oyunlarında çok faydalı ama Tony ile oynuyorsan orta sahayı ona göre seçmen gerekiyor, beki de ona göre kullanman gerekiyor ama çok faydalı oldu. Bazen seni yorar ama bir bakarsın maç 2-0 olmuş bir tane atmış, attırmış. Süreç, kulüple onun arasında devam ediyor. Süreci biz de takip ediyoruz ama olmazsa ne olur? Bugünün futbolunda bek ne kadar önemliyse kenar oyuncuları da o kadar önemlidir.
+ Şampiyonlar Ligi play-off'ları geliyor. Yaklaşık 30 milyon Euro kulübe gelecek bir bedel. Mevcut kadro Şampiyonlar Ligi Play-off'ları için yüzde kaç yeterli?
- 17 Ağustos Trabzonspor için çok önemli bir hedef bizim için. Her takım zor oldu Avrupa'da çünkü artık planlar, stratejiler var. Biz bugün play-off'tan gruba kalırsak bir senelik bütçemizi karşılıyor. Trabzonspor geçen sene 23-25 milyon Euro arası bütçeyle şampiyon oldu. Hem ülke adına hem şehir adına hem deneyim adına son derece önemli. Ukrayna alınmazsa gruba gitme durumumuz var direkt. Orada geçen seneden daha iyi kadro kurup biraz daha atlet, biraz daha hızlı, biraz daha düşünce hızı olan bir kadro kurup hem yarışmak, hem Avrupa'da olmak deneyim ve ekonomik olarak birçok şey kazandırıyor. Artık Avrupa'da 55-60 maç oynanıyor. Biz 46-47 müsabaka oynadık.
TARAFTAR SORULARI…
+ Abdullah Hoca, Trabzon pidesini neyli sever?
-Kapalı kıymalı ve kavurmalıyı çok seviyorum.
+ Aldığımız gençlerin durumu ne olacak? Altyapıdan oyuncu almayı düşünüyor mu?
- Konu başlıklarımızdan birisi altyapı geldiğimizden beri oraya dokunuşlarımız oldu. Bugün şampiyon olan kadrodan gelen 5 oyuncu senin kaynağından çıktı. Trabzonspor'un hem altyapısının dizaynı hem de pilot takımının oluşması önemli. Çünkü Avrupa'da da böyle. Çalışmalar devam ediyor, oyuncular iyi durumda, yavaş yavaş kadroya da giriyorlar.
+ Oynattığınız ya da oynatmak istediğiniz futbola Avrupa'da en iyi örnek olan takım hangisi?
- Manchester City ve Liverpool 4-3-3 oynuyorlar ama formasyonları bambaşka. City'yi çok örnek aldım senelerce ama ben de bunu parça parça değiştiriyorum.