Son dakika... Galatasaray'da attığı estetik gollerle hafızalara kazınan Ümit Karan, SABAH Spor'un konuğu oldu. En başarılı yerli forvetlerden biri olmasına karşın milli takımda az forma şansı bulan Ümit Karan, Fatih Terim'e olan saygısından bahsederken ilginç bir örnek verdi. Ümit Karan, Galatasaray - Fenerbahçe derbisini değerlendirirken yıllar sonra bir itirafta bulundu. İşte son dakika Galatasaray haberleri...
Galatasaray'ın efsane isimlerindensiniz, unutulmaz rövaşata golleriniz vardı. Galatasaray'ın Avrupa'daki ve Türkiye'deki güncel durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Hem genç bir kadro hem de özellikle orta sahada yaratıcılık anlamında eksik, 6 ve 8 numara sorunu var...
Galatasaray yeni bir yapılandırmaya girdi, genç bir kadro kurmak istedi tabii ama biraz zamana ihtiyaç var. Bu sene çok büyük bir beklenti içerisine girmemek gerekiyor; Lokomotiv Moskova maçına bakıldığında gerçekten çok büyük bir fırsat tepildi. Galatasaray galip geldiği takdirde %99.9 oranında garantileyecekti ama maalesef maç berabere bitti, çok pozisyon da bulmuştu. Galatasaray'a Avrupa için farklı bir parantez açmak gerekir çünkü Avrupa'da gerçekten çok farklı bir futbol oynuyor. Galatasaray formasıyla Avrupa'da maça çıkıldığı zaman orada oyuncu bile değişebiliyor çünkü Türkiye'de oynadığı futbol ile Avrupa'da oynadığı futbol arasında çok fazla fark var. Genç bir takım, yeni bir oluşum ve yeni bir başkan var. Başkanın da güzel projelerini görüyoruz; yatırım amaçlı ve gençlere yönelik iyi çalışmalar var ve yaptığı sponsorluk anlaşmaları da çok önemli. Burak Elmas başkanımız genç yaşlarında da yöneticilik yaptı ve şimdi onun tecrübesini de kullanmaya gayret gösteriyor. İyi ve genç bir ekip var, umarım başarılı olurlar. Galatasaray futbol takımı şu an istediği sonuçları elde edemiyor ve ben Galatasaray'ın şampiyonluk yarışında da bayağı bir zorlanacağını düşünüyorum…
Sizce bu durumun en büyük etkenleri neler?
Bana göre takım içerisindeki uyum tam sağlanmadı, genç ve tecrübesiz oyuncular var. Mesela Halil Dervişoğlu için yetenekli diyebiliyorsun ama kale önünde bir anda bocalayabiliyor. Biraz daha tecrübe ile, gol vuruşlarının üzerinde çalışarak, ekstra idmanlar ile bu takım çok iyi yerlere gelecek. Orta sahada da genç oyuncular var ama tabii bu genç oyuncuların arasına 1-2 tane tecrübeli oyuncu katmak gerekiyor. Oyunu yönlendirecek, ara pası, final pasını atacak oyuncular eksik. Yarış bu sene sanki biraz zor geçecek gibi…
Sizi genel olarak takımda performans anlamında olumlu ya da olumsuz anlamda şaşırtan isimler oldu mu?
'ESKİDEN SNEİJDER, DROGBA GELİRKEN...'
Galatasaray yıldız oyuncusu olmayan bir takım. Fatih Terim de takımı yıldız yapmaya çalıştı. Bence bütün takımıda bunun üzerine kuruyor yani oyun felsefesini özel oyuncu üzerine kurmaya değil de takım halinde 11 kişi, 18 kişi, 22 kişilik bir kadro ile beraber çalışmaya gayret gösteriyor. Bu ekonomik krizlerde büyük yıldızlar artık alınamıyor. Galatasaray eskiden Drogba, Sneijder gibi isimleri alabilirken şimdi hayal oldu o yüzden Fatih Terim takımı yıldızlaştırmaya çalışıyor ama bunun da biraz zaman alacağını düşünüyorum. Çok dinamik, genç, çok koşacak bir takım var.
Galatasaray'da bu sezon forvetlerde, sizin pozisyonunuzda görev yapan üç önemli forvet var. Diagne, Mohamed ve Halil Dervişoğlu. Sizce Galatasaray'ın birinci forveti kim olmalı?
'DİAGNE GALATASARAY'IN PROBLEM ÇOCUĞU'
Bence şu an Galatasaray tam forvetle oynamıyor, 3 isimde istenilen seviyeye gelmedi. Halil koşacak, mücadele edecek genç bir oyuncu ve Fatih hoca mutlaka onun üzerinde duracaktır ama Halil'in çok fazla ekstra antrenman yapması gerekiyor. Orada Necati gibi bir hocası var, alacak Necati'yi onunla çalışacak. Oyuncuların bunları kendilerinin yapması gerekiyor. Ben Galatasaray'a geldim deyip benim işim bitti demeyecek oyuncu, antrenmanların üzerine yarım saat, bir saat daha çalışacak. Necati de iyi bir golcüydü, iyi bir forvetti o yüzden anlatabilir. Mostafa Mohamed ilk geldiğinde hepimizin beğenisini topladı ama sonrasında bayağı bir düşüş yaşandı, ben özel hayatlarla ilgili bir yorum yapmam zaten. Bence Diagne Galatasaray'ın problemli çocuğu gibi… Bazı oyuncuların değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Devre arasında Galatasaray'a 2-3 tane takviye şart yoksa Avrupa Kupası'na gitmek biraz zor olabilir…
Sizin döneminizde siz vardınız, Fatih Tekke, Necati Ateş, Semih Şentürk gibi isimler vardı şimdi Burak Yılmaz dışında pek bir isimden bahsedemiyoruz. Onunla ilgili neler söylemek istersiniz?
Burak ile ben de beraber oynadım, iyi de bir kardeşimiz. Bizden sonra özellikle geç bir patlama yaptı ama Burak'ta fizik kapasitesi ve top hakimiyeti her zaman vardı. Tabii Burak o zaman biraz daha zorlanıyordu, Fenerbahçe'ye geldi, Beşiktaş'a geldi, hep denedi denedi olmadı. Sonrasında Eskişehir'de beraber oynadık, Trabzonspor'a gitti ve orada patladı ama zaten o potansiyeli vardı, sadece kendisi bunu ortaya çıkaramıyordu. En sonunda kendini buldu ve şu an Burak'tan başka santraforumuz kalmadı evet ama o da 36 yaşına geldi artık, yeni forvet arayışlarına girmemiz gerekiyor. Şu an elimizdeki forvetlerle olacak gibi görünmüyor bu iş…
'Ben futbolu Galatasaray'da bırakmak istiyordum' demiştiniz. Bu isteğiniz neden gerçekleşmedi? Galatasaray'da size vefasızlık yapıldığını düşünüyor musunuz?
Bunun üzüntüsünü yaşıyorum tabii ki çünkü futbolu Galatasaray'da bırakmak istedim ama maalesef birçok Galatasaraylı futbolcu futbolu Galatasaray'da bırakamadı… Galatasaray'da beklentiler büyük, ben Galatasaray'da şu dönem oynasaydım kesin bıraktırırlardı. Galatasaray'da bırakabilmeyi gerçekten çok isterdim çünkü kaptanlık da yaptım sonuçta takımda. O burukluk her zaman içimde kalacak…
Galatasaray taraftarı Fatih Terim'den memnun ama teknik heyetten yana mutsuzluklar var. Sizin gibi iyi bir Galatasaraylıyı ileride Galatasaray'da görecek miyiz?
'ÇİMLERİ BİÇMEK İÇİN ÇAĞIRSALAR BİLE GİDERİM'
Ben bunu daha öncede söylemiştim; sadece çimleri biçmek için bile çağrılsam giderim! Ben bu kadar çok seviyorum Galatasaray'ı…Herkesin bir kariyer planlaması var, şu an orada çalışan hocalar da benim arkadaşlarım sonuçta. Onlar da genç, tecrübeleri yok ama edineceklerini düşünüyorum. Sadece saha içinde değil saha dışında da ben mümkün olduğunca Galatasaray'ı tribünden desteklemeye gidiyorum ve gerekirse tezahürat ta yapıyorum. Bu benim için problem değil, çünkü bu başka bir sevgi… Hocalık bazında bakıldığı zaman herkesin hayalidir Galatasaray'da çalışmak ya da milli takımı çalıştırmak ama şu an oralarda görev yapan kardeşlerimiz de var o yüzden onlara da başarılar diliyorum, inşallah iyi yerlere gelirler.
Fatih Terim ile iletişiminiz nasıl?
İyi. Severim kendisini, o da beni sever. Zaman zaman telefon ediyorum kendisine ama tabii o kadar yoğun ki çok fazla rahatsiz etmek istemiyorum. Hayatımda telefonla konuştuğum zaman ayağa kalktığım iki kişi var; biri kayınpederim, diğeri de Fatih Terim! Gerçekten futboldan gelen bir alışkanlık bu benim için.
Üzerinden zaman geçti ama sormak isterim. Marcao ve Kerem arasında yaşananlara eski bir oyuncu gözüyle nasıl bakıyorsunuz? Sizde zamanında Emre Aşık ile rakipken kavga etmiştiniz ama Galatasaray'da takım arkadaşıyken iyiydiniz.
Sen nereden biliyorsun bunu?:) Biz Emre Aşık ile neredeyse her maç kavga ediyorduk, o yüzden kırmızı kart bile gördüm ben! Ama tabii bunlar rakip takımlarda oynarken oldu. Emre sert bir futbolcuydu, dirseğini de kullanırdı, her şeyi yapardı. Kafa topu hakimiyeti yüksek olduğu için sıçrardı da Emre ve o zamanlar futbol daha sertti. Sonrasında iyi takım arkadaşı olduk onunla, çok severim kendisini. Antrenman sahasında ben de takım arkadaşımla kavga etmişimdir ve bunlar her takımda yaşanabilir ama seyirci önünde ve televizyon yayını sırasında böyle bir olayın yaşanması Galatasaray adına çok kötü bir görüntü oldu. Ben bu görüntüyü çok tasvip etmiyorum… Marcao da çok tecrübeli bir oyuncu değil, o da genç bir oyuncu ve hırsına yenik düştüğünü düşünüyorum. Kerem de biraz daha alttan alabilirdi diye düşünüyorum ama olay kapandı sonuçta çok uzatmaya gerek yok çünkü oyuncu kaybetmek kolay. Dolayısıyla elinizde zaten çok potansiyelli bir oyuncu yoksa iyi değerlendirmek gerekiyor.
Fenerbahçe derbisi var milli ara dönüşü. Siz de Galatasaray'da oynarken Fenerbahçe derbilerinde ayrı bir havanız ve konsantrasyonunuz vardı. Derbiye özel çalışmalar yapıyor muydunuz?
Derbiler çok özel. Özellikle Fenerbahçe maçları benim için çok daha değerliydi. Bizim dönemimizde Galatasaray-Fenerbahçe rekabeti farklı bir boyuttaydı. Biz Fenerbahçe'ye karşı çok daha fazla hırslıydık ve çok daha fazla ruhla oynadığımız için de bizim için çok değerli maçlardı. Ben kendi dönemimde konsantre olmuyordum aslında daha rahattım sadece. Ben sakindim ve Fenerbahçe'ye gol atmayı çok severdim, şansım da iyi gidiyordu. Gençlerbirliği'nden beri atıyordum sürekli. Özellikle Rüştü Reçber bana çok kızardı 'oğlum yine mi sen!' diye. Yani şansım hep tutuyordu Fenerbahçe'ye. Bizim derbiler çok farklıydı ama tabii biraz eski Ali Sami Yen'in havası da vardı. O ortam, seyirci, seyircinin coşkusu, stadın kendisi… Şimdi nesil değişiyor, futbolcular çok kolay takip edilebiliyor ve burada sosyal medyanın da çok büyük etkisi var. Futbolculara biraz hasret kalmak lazım, bize hasret kalıyorlardı. Bizim idman çıkışlarında en az 100 kişi fotoğraf çektirmek için bekliyordu ama artık beklemene gerek yok çünkü sosyal medyada görebiliyorsun zaten. Bizim maçlara gelen Fenerbahçe seyircisi en az 1-2 gün önce stadda yatmaya başlıyordu! Şimdi artık bunlar yok, daha profesyonel bir seyirci oldu. Futbolcular bile daha profesyonel ruhlu oldular ki biz amatör ruhlu futbolculardık. Profesyonel seyirci ve amatör seyirci var ama o eski duygular yok… 80'ler, 90'lar, 2000'li yıllardaki seyirci ile şimdiki seyirci arasında çok fark var. Artık takım destekleyen seyirci sayısı çok daha fazla, eskiden oyuncuyu destekleyen taraftar sayısı daha fazlaydı. Mesela beni çok seven bir grup vardı, benden nefret eden bir grup vardı, böyle duygusallıklar da vardı yani. Şimdi takımı desteklemeye çalışıyorlar ve takım daha ön planda, eskiden oyuncular daha ön plana çıkabiliyordu.
Peki sizin futbolculuk döneminizde yaşadığınız en duygusal anınız neydi?
Çok fazla yaşadım, tarifi gerçekten zor ama Galatasaray'dan ayrılışım en ağır ve duygusal olan anlardan bir tanesiydi benim için. En güzeli de Galatasaray'a imza atmamdı. Tabii o Denizli maçında olanlar farklı bir boyuttu; o 16 dakika boyunca beklemek bana sanki 16 sene gibi gelmişti ama çok acayip bir sevinçti. Bence o anı, o duyguları, o ambiyansı, o stadda yaşayan kimse ömür boyu unutmayacak… Bence Türkiye'de bir daha böyle bir olay yaşanmaz. Zaten Galatasaray'ın en önemli özelliği özel olayları yaşamak: UEFA kupasını kaldırmak, 16 dakikalık Denizli maçı, Kadıköy'de kupa kaldırmak, bunlar futbol tarihimizde bir daha olmayacak olaylar… Bunların hepsini Galatasaray yaşadı, zaten o yüzden Galatasaray biraz daha özel bir takım oldu.
Sizin için en çok anlam ifade eden, unutulmaz golünüz hangisi olmuştu?
Fenerbahçe maçlarında attığım goller her zaman özeldi tabii ama Şampiyonlar Ligi'nde Barcelona'ya ve Liverpool'a attığım goller çok daha farklıydı benim için çünkü onlar hayallerimin golleriydi. Bu hayallerimi gerçekleştirdiğim için çok mutluyum ama özel gollerim de var tabii; Manisa'ya attığım ve 'muhteşem!' dediğim golümü hayatta unutamam mesela. Onun dışında Kasımpaşa'ya attığım golleri unutmam.
Kasımpaşa'ya 2007 yılında attığınız o rövaşata golü inanılmazdı gerçekten…
Bazen eski gollerimi izliyorum ve 'ben bu golü ne zaman attım?' diyorum kendi kendime.
Kendinizi izlemek nasıl bir duygu? Çok uzaklaşmış hissediyor musunuz?
Evet bazen şaşırıyorum ve 'aa ben bu hareketi nasıl yaptım?' diyorum. Benim zaten amacım hep güzel goller izletmekti. Ben küçükken hocalarım tarafından hep aşağılanıyordum 'düzgün vur şu topa!' diye çünkü hep tersine vurmaya çalışıyordum. Bunu yaptığım için çok mutluyum çünkü bu beni farklı kıldı, farklı goller izlettiğimi düşünüyorum. Bu golleri bir daha biri atar mı bilmiyorum ama çok zor görünüyor…
Türkiye'de futbol altyapısını ve genç oyuncuların durumunu nasıl değerlendirirsiniz?
Şu an Türk futbolunun gidişatı çok parlak gözükmüyor açıkçası. Çok az yatırım yapılıyor ve altyapılar için bir şeyler yapılmıyor, yapılanlarda yalandan, dolandan oluyor. Hiç futbolcu çıkaramıyoruz ve gurbetçilere yöneliyoruz. Ben de gurbetçiyim bu arada yanlış anlaşılmasın ama hep oralardan oyuncu getirmeye gayret gösteriyoruz. Artık kendi oyuncularımızı yetiştirmemiz gerekiyor çünkü Türk futbolunun gidişatı hiç iyi değil. Seninle özel konuştuğumuzda da sana sebebini anlattım. Basketbolda yöneticiler basketbolun içinden gelmiş, oynamış insanların içerisinden seçilmeye çalışılıyor ve bu çok büyük bir hamle oldu bence. Voleybolda da insanlar daha bilinçli yönetiyorlar ve futbolu yöneten insanlar da futboldan gelmek zorunda. Gelmediği sürece biz Türk futbolunu kazandıramayız ve yükseltemeyiz. Basketbolun içinden gelmeyen bir yönetici basketbol hakkında yorum yapamaz çünkü bilmiyor; kurallarını bilmiyor, faulünü bilmiyor, ne zaman serbest atış atılacağını bilmiyor ama futbolu yöneticiler de biliyor. Yani daha doğrusu bildiklerini sanıyorlar o yüzden de zaman zaman yanlış yorumlar yapıyorlar ve teknik heyete müdahale etmek gibi eylemler gerçekleştiriyorlar. Bunların önüne geçebilirsek Türk futbolunun iyi yerlere geleceğine inanıyorum ama bunu yavaş yavaş düzeltmemiz lazım.
Süper Lig'in en iyi forvetleri arasındayken, en iyilerinden biriyken milli takımda sadece 10 maçınız var. Şenol Güneş ve Fatih Terim 2002 Dünya Kupası ve EURO 2008'de neden sizi kadroya almadılar? Bu konu hakkında ne dersiniz?
Bu konu hakkında çok konuştum, daha fazla yorum yapmak istemiyorum..