SABAH Spor yazarları Ahmet Çakar, Gürcan Bilgiç, Ali Gültiken, Bülent Timurlenk, Murat Özbostan, İskender Günen ve Fatih Doğan, Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor ve Sivasspor'un Avrupa maçlarını kaleme aldı. İskender Günen, Trabzonspor'un yıldız futbolcusunun takımı 10 kişi oynattığını söylerken, Gürcan Bilgiç ve Bülent Timurlenk de Fenerbahçe ve Galatasaray'ın ortaya koyduğu futbolla ilgili çarpıcı ifadeler kullandılar. İşte son dakika haberinin detayları...
AHMET ÇAKAR - FRANSA'NIN BİR NUMARASI
Henüz sezon başı, Fenerbahçe kendinden çok daha aşağıda, sıradan bir Finlandiya takımıyla oynuyor ama futbol da kadro da içler acısı. Seyirci 20 yaşındaki Muhammed Gümüşkaya sonra da 16 yaşındaki Arda Güler oyuna girince çılgınlar gibi sevindi. Neymiş efendim bu gençler geleceğimizmiş. Tamam gençler geleceğimiz ama Fenerbahçe maça santrforsuz başlıyor ya da başlamak zorunda kalıyordu.
Son 15 dakika yedek kulübesinde yedek kaleci dışında bir tek oyuncu yok. Peki bu sakatlıkların sebebi ne? Mesela dün gece önce İrfan Can, sonra da Novak adale sakatlıkları yaşadı. Acaba bunun sebebi yanlış antrenman ya da aşırı yüklenme, diğer bir değimle teknik direktör hatası olabilir mi? Dünyanın hiçbir ülkesinde hiçbir liginde büyük hedeflerle lige başlayan bir takımda bu kadar sakat olmaz. Böylesine kritik bir maça santrforsuz çıkmaz.
Gencecik, deneyimsiz çocukları da sahaya sürmek zorunda kalmaz. Maça baktığımız zaman Fenerbahçe top yapıyor ama tempo düşük. Maç pekala berabere bitebilirdi. Ama Muhammed mecburiyetten girdi ve son yılların en güzel gollerinden de birini attı. Bu sonuç Fenerbahçe'ye yetebilir ama Helsinki'de maça çıkacağı ya da çıkabileceği kadro da önemli. Bu kadar sakat olursa 1-0 çok avantajlı bir skor olarak görünmüyor.
Maçın hakemi Türk hakemlerini arattı. Sözüm ona Fransa'nın bir numarası. Ama ilk yarıda Fenerbahçe'nin bir mutlak penaltısını es geçti. Helsinkili oyuncu ceza sahası içinde topu elle kepçeledi, hakem görmedi. VAR uygulaması da olmadığı için penaltı güme gitti. Yine ilk yarıda Novak'a yapılan bir hareket var. Penaltı gibi görünüyor. Bu penaltıyı vermemesini kabul edebilirim ama elle oynama penaltısını vermemesi kabul edilemez.
GÜRCAN BİLGİÇ - KRİZ VE KAOS YARATMA USTALIĞI
Kendi krizini ve kaosunu yaratmakta ustalığı kimselere bırakmayan bir takım Fenerbahçe. Her sezonun kendine özgü tartışmaları var. Resmi maçlar etabında da esame listesiyle birlikte ikisi kaleci altı yedeği gördük. Satamadıkları için Samatta'ya ödedikleri 6 milyon Euro'yu UEFA'nın FFP'sine sokamadılar. Serdar Dursun, Valencia, Mert Hakan ve Pelkas sakatlar arasında. Santrfora Zajc yazıldı, aslında 3-6-0 oynandı maç...
Peki; Galatasaray "Sizi istemiyoruz, takım bulun" dediği Feghouli, Falcao veya Diagne ile oynuyor, çözüm arıyor. "Şişkin kadrosunu" boşaltmaya uğraşan Fenerbahçe ise yedeğe oyuncu yazamıyor. Bu "müthiş" planlamanın iki sahibinden biri tribünde; Ali Koç, diğeri sahada; Vitor Pererira. Taraftar "santrforsuzluk" üstünde isyan bayrağı taşıyor. Sahadaki takımın oyunu yok, santrfor için hazırladığı pozisyon yok, düşünülmüş hücum aksiyonu yok.
Bir sürü oyuncu var, yedek yok. Ama iyi ki, Muhammed var. 20 yaşında, füze gibi şut çıkartıp, bir anda geceyi aydınlatan genç yetenek. Golünü armayı öperek kutlamak isterken, armasız tasarlanan formasına sarılıyor maalesef. Sonrasında 16 yaşındaki Arda da şans buluyor. Krizin fırsata çevrildiği anlar belki de. Geceyi bu gençlerle "keyifli" hale getiriyor tribündeki taraftarlar. Tek mutluluk onlar... Elbette maçın Fransız hakemini atlayamayız. İlk 45'te iki net penaltıyı göremediler, veremediler. Maçın havasını değiştirecek, oyunculardan baskıyı alacak, rakibi strese sokacak o golün üstü hakem kararı ile çizildi. Kabul edilemez bir acemilik.
ALİ GÜLTİKEN - MARCAO ARANMADI
Oyundan ve skordan çok mutlu muyuz? Dolu dolu 'evet' diyemiyoruz... Mutsuz muyuz? Mutsuz da değiliz. Galatasaray, maçın genelinde düşündüğü oyun planında kalarak hem oyunu belli bir noktada tuttu hem de skor olarak istediğinin bir bölümünü cebine koydu. Kendi yaptığı organizasyonlar kadar, savunma bölgesindeki pozisyonları da doğru bir şekilde almaya çalıştı. Marcao'nun yerine görev yapan Alpaslan, yeni olmasına rağmen Marcao'yu çok aratmadı.
Deplasmanda rakibe verilebilecek pozisyonlar var. Bunları da makul görüyorum. Muslera'nın ne kadar önemli bir yetenek olduğunu bir kez daha gördük. Maçı da G.Saray'ı da bir noktada tuttu. İki kanat oyuncusu Emre ve Kerem de bu orta saha bütünlüğü içinde uyumlu görev yaptılar. Fatih Hoca'nın amacı topa sahip olan, ayağı iyi ve dar alanı kullanabilen oyuncularla bu bölgeyi oluşturmaktı. Sonuçlarını da genel olarak aldı.
Bu düzen kendi içinde elbette zaman alacak ama Berkan ve Kerem'in gelişimlerini keyifle izliyoruz. Bunlarla uyum içinde olması için seçilen tercih Mostafa Mohamed doğru isimdi. Fatih Hoca'nın kafasında deplasmanda fizik gücü yüksek, daha atletik ve topu daha çok kontrol eden bir oyuncu ile oynama düşüncesi vardı. Bu düşüncesinin sonuçlarını da belli miktarda gördü. Belki gol olarak skora yansımadı ama oyun içindeki diğer görevleri için başarılı olduğunu söyleyebiliriz. İşin bütününe baktığımızda 'G.Saray, İstanbul'da bu rakibi geçer' düşüncesine hepimiz sahip olmuşuzdur.
BÜLENT TİMURLENK - ÖTE YANDAN YA DA BU ARADA
Dün sabah G.Saray'ın gündeminde ilk sırada Marcao'nun kadro dışı, 2. sırada maç öncesindeki basın toplantısında Fatih Terim'in Marcao hakkındaki açıklamaları ve üçte ise Başkan Burak Elmas'ın Marcao için görüşleri vardı. Her yer Marcao iken Brezilyalı stoperin 8 maçlık cezası da karşılaşma oynanırken açıklandı.
Gündemin devamında Türk Telekom Stadı zemininin takvimdeki iki maça yetişmeyeceği haberinin ardından "öte yandan" G.Saray, Avrupa Ligi eleme maçında Randers'a konuk oluyor satırlarını okudunuz. Bir futbol takımının maçı "öte yandan, bu arada" diye başlayan bir haberde yer alıyorsa sıkıntı büyüktür. Formunun zirvesindeki Diagne ve fazla kilolarına rağmen kalitesiyle son maçta sivrilen Feghouli kulübede. Arda, Babel ve Falcao da vardı... Şehre bu büyük yıldızlar geldiği için maça bilet alan ev sahibi takım taraftarı ve gurbetçilerimiz "ağır" ağabeyleri ancak son 30 dakikada görebildiler.
G.Saray'da "o eski halinden eser yok şimdi" şarkısını çaldırtan çok futbolcu var. Bir bireysel hatasına rağmen 3-4 net kurtarış yapan Muslera'yı bu listeye dahil etmiyorum ama Yedlin, Taylan, Emre Kılınç, Emre Akbaba ve Mostafa'nın iyi zamanlarından çok uzakta olduğu bir G.Saray'ın düşük bütçeli bir takım karşısında bile zorlanacağını tahmin etmek zor değildi.
İlk 45 dakikada dikine oyun ve Kerem'in güzel golü dışında kenarına artı iliştirilecek bir futbol gerçeği yok. İstanbul'da Galatasaray turu geçer ama hem lig hem de Avrupa Ligi için sanki bilgisayarı yeniden başlatmak, ön belleği temizlemek ve takımda-transferde tarayıcının geçmişinde kâbus-sıkıntı ne varsa silmek lazım. Aksi takdirde mavi ekranla karşılaşacaklar…
MURAT ÖZBOSTAN - HATALAR BASİT BEDELLER AĞIR
Trabzonspor'un gücünü tartması açısından önemli bir geceydi.. Maç öncesi Roma'nın çiçeği burnunda teknik direktörü Mourinho, "Bir Şampiyonlar Ligi maçı oynayacağız" demişti.. Rakibini analiz ederken, onore etmiş maçın önemini belirtmişti.. Çünkü Mourinho'nun da ilk resmi maçıydı.. Karizması, alacağı sonuca bağlıydı.. Bunu İtalyanlar diyordu.
Trabzonspor ilk yarı kontrollü oynadı.. O alışık olduğumuz hücum girişimleri yoktu.. İki takım da birbirini özetle tarttı durdu.. Çok dengeli geçen bir ilk yarının ardından ikinci devre Roma'nın golünü kalemizde gördük. Bu andan sonra temsilcimiz baskıyı kurdu.. Saldıran, risk alan bordo-mavili takım golü de buldu.. Her şey iyi gitmeye başlamıştı.. Nwakaeme biraz bencil olmasa ikinci golü de atabilirdik.
Sonrasında yine Trabzonspor'un klasik hastalığı baş gösterdi ve golü kalemizde gördük.. Savunmanın yanlış dizilişi… Hep diyoruz ya yine basit bir gol.. Adı basit ama bedeli ağır goller.. Trabzonspor bu sezon bunu adet haline getirdi.. Evinde oynadığı bir maçı kazanmalıydı.. Yazık oldu.. Mourinho'nun takımı daha organizeydi.. Bu net! Mourinho; Nwakaeme, Gervinho, Djaniny, Bakasetas ve Hamsik'i iyi analiz etmişti.. Bu yıldızlar iyi tutuldu..
Bir tek Nwakaeme fizik gücünü de konuşturarak skor üretmeye çalıştı ancak o da sert savunmadan nasibini aldı. Nijeryalı oyuncu son paslarda tercihlerini düzgün yapabilse belki farklı bir skor da olacaktı. Yenilen ilk golde İsmail Köybaşı rakibine adeta eskortluk yaptı. Trabzonspor'un sol bölgesinde savunma sıkıntısı net… Skor üzücü olsa da Trazonspor'un Roma'da tur şansı var..
İSKENDER GÜNEN - BEKLENTİLER SONUCA YANSIMADI
Yapılan transferlerden sonra doğaldır ki, beklentiler çok farklı. Gerek Süper Lig gerekse Avrupa'da Trabzonspor'un başarılı olmasını düşünenler çok fazla. Bu beklentilere karşılık vermek için sahada farklı bir görüntü içerisinde olmanız gerekiyor. Her ne kadar rakip Roma da olsa kendi sahanızda üstün olan taraf ve de gol pozisyonu üreten bir görüntüde olmalısınız. Ama beklentilerin uzağında bir Trabzonspor vardı. İlk yarı yapılan atak girişimlerinin hepsi sol kenardan gerçekleştirildi. Hamsik; bana göre dünkü maçın Trabzonspor adına üst düzeyde olan ismiydi. Nwakaeme ile birlikte atak girişimlerinin odak noktasıydı.
Trabzonspor'un en sorunlu bölgesi sağ kenarıydı. Roma, yaptığı tüm atak girişimlerini bu taraftan gerçekleştirdi. Gervinho performansının uzağında kaldı. Adeta takımı 10 kişi oynattı. Ne savunmaya yardımcı oldu ne de ofansif anlamda katkı verdi.
İkinci devrede Trabzonspor'un yediği ilk gol sorunlu bölge sağ kenardan Mkhitaryan'ın asistiyle geldi. İsmail Köybaşı'nın da büyük hatası vardı. Yapılan oyuncu değişikliklerinden sonra ise Trabzonspor adına coşkunun, kazanma azminin hat safhada olduğu 5 dakikalık süreç var. Peres'in getirdiği topa Cornelius'un mükemmel kafasından sonra Nwakaeme ile girilen net gol pozisyonu hafızalara kazındı. Roma'nın attığı son gol ise savunma oyuncularının yerleşme hatasıyla meydana geldi. Ancak rakip Roma da olsa büyük beklentiler maalesef sahaya yansımadı.
FATİH DOĞAN - TECRÜBE FARKIYLA KOPENHAG
Avrupa kupalarının gediklisi, iki sezon öncesinin çeyrek finalisti Kopenhag, tecrübe farkıyla ilk maçı kazandı. Sivasspor'da Rıza Çalımbay'ın, rakibin kadro ve kondisyon üstünlüğünü de dikkate alarak yaptığı başlangıç stratejisi doğruydu. Önde basması, çok koşup rakibi yıpratmasıyla bilinen Danimarka ekibi, Çalımbay'ın orta sahada tatlı-sert futboluyla oyunbozan, kanatlardan hızlı çıkışlar yapan takımı karşısında gole kadar bocaladı.
Hakemin Sivas lehine verdiği doğru kararlarda bile itiraz etmeleri ilk yarıda oyun açmaktaki çaresizliklerinin görüntüsüydü. Azubuike gayretli olsa da Sivas, orta sahada cezalı Fajr'ın eksikliğini hissetti. Buna rağmen ilk 45'te Sivas geçişleri iyi kapattı. Duran topta 55'te Diks fırsatçılığını konuşturmasa, Kopenhag gol atamama stresine girip alacağı risklerle fırsat verebilirdi. Ancak Sivas, James ile cevap verse de 1 dakika sonra Stage'in golüne engel olamadı. Bu hata, tecrübesizlik kokan büyük bir hata... Kopenhag deplasmanı zor olsa da Sivas turu geçip, gruplara kalabilecek potansiyele ve şansa sahip...