Fatih Kütüphanesi hakkında...

Fâtih Külliyesi Receb 875'te (Aralık 1470) tamamlandığında Fâtih Sultan Mehmed bu külliyenin bünyesinde yer alan sekiz medresenin dördünde (Sinobiyye, Şeyhiyye, Muslihuddin ve Kāsımiyye) birer kütüphane kurmuştur. Külliyeye ait ilk vakfiyede, dört medreseye vakfedilen kitapları muhafaza için günlük 5 akçe ücretle dört hâfız-ı kütübün tayin edildiği belirtilmektedir. Bu dört medreseye vakfedilen kitapların listesi, aynı vakfiyenin Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde bulunan diğer bir nüshasının arka yüzünde kayıtlı olup bu listede yer alan kitap sayısı 300 civarındadır. Daha sonraki bir tarihte ve büyük ihtimalle II. Bayezid'in saltanatının ilk yıllarında bu dört kütüphane bir araya getirilmiş, ayrıca Ayasofya ve Zeyrek medreselerinde bulunan kitaplar da getirtilerek hepsi caminin içindeki dolaplara konulmuştur. II. Bayezid tarafından 887 (1482) yılında hazırlatılan bu külliyenin Arapça vakfiyesinde, mescidin batısında medreselerdeki müderris ve talebeler için bir yer yapıldığından, buraya konulan kitapları korumak için günlük 6 akçe ücret alacak bir hâfız-ı kütüble günlük 4 akçe ücret alacak bir kâtib-i kütübden söz edilmekte ve her ikisinde aranılacak vasıflarla yapacakları görevler belirtilmektedir. Fâtih Kütüphanesi'nin bu iki dönemi bazı araştırmacılar tarafından yanlış değerlendirilerek Fâtih Külliyesi içinde Fâtih Sultan Mehmed tarafından külliyedeki medreselerde ve camide ayrı ayrı kütüphanelerin kurulduğu ileri sürülmüştür (Ünver, s. 51; Şehsuvaroğlu, s. 29; Baltacı, s. 351; Cunbur, VI/4, s. 7-9; Emsen, IX/1-2, s. 16-17). Fâtih Külliyesi'nin 894-895 (1489-1490) yıllarına ait muhasebe bilançolarında sadece camideki kütüphane görevlilerinden söz edilmiş, medreselerde ise kütüphaneyle ilgili hiçbir personele yer verilmemiştir. Hoca Sâdeddin, Fâtih Camii Kütüphanesi'nden bahsederken okuyucuların nöbetleşe okuma zahmetinden kurtulmaları için vakfedilen kitaplardan çoğunun birden fazla nüshası bulunduğunu belirtir (Tacü't-tevârîh, I, 580). Kütüphane katalogu incelendiğinde de bazı eserlerin birkaç nüshası olduğu görülmektedir. Bu durum, dört medreseden gelen kitapların bir yerde toplanması sonucunda ortaya çıkmış olmalıdır (konunun geniş bir tartışması için bk. Erünsal, Türk Kütüphaneleri Tarihi II, s. 23-27).

Çeşitli kayıtlardan, camiye naklinden sonra bu kütüphaneye birçok kişinin kitap bağışında bulunduğu, bu arada vüzerâdan Hasan Paşa'nın, Kâbilîzâde'nin, Hatibzâde'nin, Musannifek'in, Alâiyeli Muhyiddin'in ve Mîşeved Acem'in çok sayıda kitap vakfettiği anlaşılmaktadır. Fâtih Camii Kütüphanesi'nin II. Bayezid döneminde hazırlanmış bir katalogunda kütüphanede mevcut kitap sayısı 1241 olarak verilmektedir (Erünsal, Erdem, Aydın Sayılı Armağanı [baskıda]). Kanûnî Sultan Süleyman devrinde, 21 Rebîülâhir 968 (9 Ocak 1561) tarihinde Semâniye müderrislerinden Hacıhasanzâde Muhammed b. Hızır tarafından hazırlanan başka bir katalogda ise kütüphanedeki kitap sayısının 1770'e ulaştığı görülmektedir. Bu dönemde kütüphaneye Şeyhzâde ve Halebîzâde çok sayıda kitap vakfetmiştir. Kütüphane iki asır boyunca cami içinde hizmet vermiş ve bazı belgelerden anlaşıldığına göre de oldukça iyi korunmuştur. Receb 1155 (Eylül 1742) tarihinde yapılan bir sayımda bu dönemde kütüphaneden sadece 110 kitabın kaybolduğu anlaşılmıştır (Fâtih Camii Kütüphanesinin 1155 Tarihli Sayım Defteri, Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar, nr. 244).

I. Mahmud, Fâtih Camii'nin kıble duvarı bitişiğinde yaptırdığı müstakil kütüphane binasına cami içindeki kitapları naklettiği gibi kütüphaneyi de yeniden teşkilâtlandırmış ve yeni bir çalışma düzeni getirilmiştir. Yeni düzenleme ile kütüphanedeki hâfız-ı kütüb sayısı altıya çıkarılmış ve ayrıca bir kâtib-i kütüb tayin edilmiştir. Kütüphanenin korunması ve temizliği için iki bevvâb ile iki ferrâş görevlendirilmiştir. Tarihçi İzzî, 26 Rebîülevvel 1155 (31 Mayıs 1742) tarihinde büyük bir merasimle açılan yeni kütüphanenin "ol semtin talebe-i ulûmunu dahi mesrûr u ihyâ buyurduğunu" nakleder (Târih, vr. 219b). Padişahın, devlet adamlarının ve önde gelen ulemânın katıldığı açılış merasimi, öğle namazının kılınmasının ardından Ṣaḥîḥ-i Buḫârî hatmiyle başlamış ve dualar, hadis dersi ve vaazla sona ermiştir. Merasimin ardından kütüphane görevlilerine, ulemâya samur kürkler giydirilmiş ve fakirlere ihsanlarda bulunulmuştur. Kuruluş tarihinde kütüphaneye I. Mahmud az sayıda kitap vakfetmişse de sonradan yaptığı bağışlarla burada zengin bir koleksiyon meydana getirmiştir. Başlangıçta 2000 kitaplık bir koleksiyona sahip olan kütüphane daha sonraki tarihlerde yapılan bağışlar, Şehzade Mehmed Camii'nden ve Galatasaray Kütüphanesi'nden getirilen kitapların ilâvesiyle oldukça zenginleşmiştir. 1248'de (1832) yapılan bir sayımda kütüphanedeki kitap mevcudu 5500 cilt olarak tesbit edilmiştir (I. Mahmud'un Fâtih Kütüphanesi Kataloğu, Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar, nr. 252; TSMA, nr. D. 3310).

Fâtih Kütüphanesi Cumhuriyet döneminde de uzunca bir süre I. Mahmud'un yaptırdığı binada varlığını sürdürmüş, ancak 1956 yılında kütüphane binasında meydana gelen bazı çatlaklar dolayısıyla Süleymaniye Kütüphanesi'ne nakledilmiştir. Burada korunan Fâtih Kütüphanesi'nde 5219 yazma ve 319 basma eser bulunmaktadır. Yazma eserlerden 4399'u Arapça, 437'si Türkçe ve 383'ü Farsça, basma eserlerin ise 166'sı Arapça, 143'ü Türkçe, 10'u Farsça'dır.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA