el-İnsanü'l-Kamil eseri hakkında...

Tam adı el-İnsânü'l-kâmil fî maʿrifeti'l-evâḫir ve'l-evâʾil olan eser, tasavvufta varlık hakikatlerinin tamamının karşılığı olarak kullanılan "insân-ı kâmil" konusunu ele almıştır. Müellif ilk defa kitabı kaleme almaya başladığında konunun tasavvufî anlamda tahkik ehli olmayı gerektirdiğini düşünmüş, kendini buna yetkili görmediğinden yazdıklarını imha etmiş, bir süre geçip bazı halleri yaşadıktan sonra konuya tekrar dönmüştür. Eseri "keşf-i sahîh"ine dayanarak kaleme aldığını söyleyen müellif, yazdıklarını Kur'ân-ı Kerîm ve hadislerle teyit ettiğini ve açıkladığı sırların hiçbir kitapta bulunmadığını belirtir. Cîlî, okuyucunun eserde anlayamadığı bazı yerlerin bulunabileceğini, bunların onun anlama seviyesinden kaynaklandığını, bu konuların hakikatini idrak etmek için kendisinde "fetih" hâsıl oluncaya veya anlamadığı hususların delilini Kur'an ve hadiste buluncaya kadar anladığı mâna ile amel etmemesini, ancak inkârda da bulunmamasını tavsiye eder ve, "Bizim ilmimizden bir şeyi inkâr eden kimse inkârı devam ettikçe ilmimizi kavramaktan mahrum olur" der. Bu uyarıdan sonra Kur'an ve hadise dayanmayan bilginin sapıklık olduğunu özellikle vurgular.

Altmış üç bölüme ayrılan eserde mukaddimeden sonra Allah'ın zâtına, isimlerine ve sıfatlarına dair ilk üç bölümün ardından ulûhiyyet, ahadiyyet, vâhidiyyet mertebeleri (4-6. bölümler); rahmâniyyet, rubûbiyyet sıfatlarıyla tenzih ve teşbih konusu (7-11. bölümler); ef'âl, esmâ ve zât tecellileri, zât tecellisine sadece insân-ı kâmilin mazhar olduğu (12-15. bölümler); hayat, ilim, irade, kudret, kelâm, semi', basar, celâl, cemâl, kemâl sıfatları (16-25. bölümler); bu sıfatların tam olarak insân-ı kâmilde tecelli ettiği anlatılmıştır. Diğer bölümlerde hüviyet, ezel, ebed, salsalatü'l-ceres, ümmü'l-kitâb (25-33. bölümler) gibi kavramlarla Kur'ân, Furkān, Tevrat, Zebûr, İncil ve Kur'an-ı Kerîm'le ilgili fâtihatü'l-kitâb, tûr, kitâb-ı mestûr gibi kavramların (34-41. bölümler); refref-i a'lâ, arş, kürsî, kalem-i a'lâ, levh-i mahfûz, sidretü'l-müntehâ, rûhu'l-kudüs, ruh, kalp, akıl, vehim, himmet, fikir, hayal, sûret-i Muhammediyye ve nefis terimlerinin (42-59. bölümler) tasavvufî yorumları yapılmıştır. Altmışıncı bölüm insân-ı kâmil konusuna ayrılmıştır. Müellif bu bölümün eserin özü, diğer bölümlerin de bunun şerhi olduğunu söyler. Ona göre gerçek anlamda insân-ı kâmil Hz. Muhammed'dir, diğer bütün insân-ı kâmiller onun vekilidir. Eserin son üç bölümünde kıyamet alâmetleri, ölüm ve berzah, yedi gök ve yer, diğer dinlerdeki ibadetler ve Allah'a ibadetin sırları üzerinde durulmuştur.

Eserin, sâliki Allah'a götüren bir rehber olmasını arzu ettiğini belirten müellif bazı konuları yer yer manzum olarak açıklamıştır. Anlattığı şeyler, Muhyiddin İbnü'l-Arabî'nin bu husustaki görüşleriyle önemli ölçüde benzerlik arzeder. Bazı konuların ancak sembolik ifadelerle anlatılabileceğini söyleyen müellif, okuyucuya ayrıca Ḳuṭbü'l-ʿacâʾib ve felekü'l-ġarâʾib ile el-Kehf ve'r-raḳīm fî şerḥi bismillâhirraḥmânirraḥîm adlı eserlerini tavsiye eder.

Mısır'da birçok defa basılan el-İnsânü'l-kâmil'in (Kahire 1293, 1301, 1304, 1316, 1334, 1375, 1383, 1390) henüz ilmî neşri yapılmamıştır. Eseri İshak b. Muhammed b. Abdülkerîm el-İnsânü'l-kâmil fî eṭvâri beyâni'l-mes̱ânî (İÜ Ktp., AY, nr. 3507), Ahmed b. Muhammed el-Kuşâşî Ḥâşiye ʿale'l-İnsâni'l-kâmil li-ʿAbdilkerîm el-Cîlî (Keşfü'ẓ-ẓunûn, I, 389; Hediyyetü'l-ʿârifîn, I, 161) ve Ali b. Hicâzî el-Beyyûmî Şerḥu'l-İnsâni'l-kâmil li'l-Cîlî (Hediyyetü'l-ʿârifîn, I, 768) adıyla Arapça olarak şerhetmiştir. Kitabın ayrıca kısmî şerhleri de vardır. Abdülganî en-Nablusî, Kuşâşî'nin şerhinde dinler ve ibadetleriyle alâkalı altmış üçüncü bölümde müellife bir kısım itirazlar yöneltmesi üzerine bu bölümü el-Keşf ve'l-beyân ʿan esrâri'l-edyân fi'l-İnsâni'l-kâmil ve kâmili'l-insân adıyla şerhetmiş (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1689, vr. 109a-117b; Hâlet Efendi, nr. 289, vr. 166b-173b), Ahmed b. Muhammed el-Medenî ise 50-54. bölümleri açıklamıştır (Nicholson, s. 77). Ahmed Ensârî'nin Muvażżaḥâtü'l-ḥâl fî baʿżı mesmuʿâti'd-deccâl isimli şerhinin adından kısmî bir şerh olduğu anlaşılmaktadır.

el-İnsânü'l-kâmil Türkçe'ye ilk olarak La'lîzâde Abdülbâki tarafından çevrilmiştir (Süleymaniye Ktp., Mihrişah Sultan, nr. 167, Yahyâ Tevfik, nr. 174, Hacı Mahmud Efendi, nr. 2302; İstanbul Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Osman Ergin, nr. 492). Bu çeviride metindeki manzum kısımlar aynen bırakılmış, bazı muğlak yerler de tercüme edilmemiştir. Selânikli Ali Örfî Efendi ile (Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar, nr. 2997; İstanbul Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Osman Ergin, nr. 719, 830) Muhammed Said Efendi'nin (Süleymaniye Ktp., Uşşâkī Tekkesi, nr. 4) tercümeleri özet niteliğindedir. "Tecellî-i Ef'âl" adlı bölümün (12. bölüm) kimin tarafından yapıldığı belli olmayan çevirisinin bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi'ndedir (Reşid Efendi, nr. 480). Abdülaziz Mecdi Tolun'un, eserin ondan fazla nüshasını karşılaştırıp önemli tashihlerden sonra yaptığı tercüme (İstanbul Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Osman Ergin, nr. 127, 1483) yayımlanmıştır (İnsân-ı Kâmil, nşr. Selçuk Eraydın - Ekrem Demirli - Abdullah Kartal, İstanbul 1998). Eserin diğer bazı Türkçe tercümeleri de vardır (İnsân-ı Kâmil, I, trc. A. Ayyıldız, İstanbul 1972, II, trc. A. Akçiçek, baskı yeri ve tarihi yok; İnsân-ı Kâmil, I-II, trc. Abdülkadir Akçiçek, İstanbul 1974; İnsân-ı Kâmil, I-II, trc. Seyyid Hüseyin Fevzi Paşa, nşr. Remzi Göknar, İstanbul 1996).

Eseri Fadal Mîrân Urduca'ya (al-İnsān al-Kāmil, Sufi Printing and Publishing Company, Lahor, ts.), Titus Burckhardt özetleyip bir inceleme yazısı eklemek suretiyle Fransızca'ya (De l'Homme universel, Paris 1975), Angela Culme-Seymour de bu Fransızca tercümeden İngilizce'ye çevirmiştir (Universal Man, Great Britain 1995). Eser hakkında Reynold Alleyne Nicholson'un bir inceleme yazısı bulunmaktadır (Studies in Islamic Mysticism, s. 77-142).

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA