Muhbir'den sonra Avrupa'da yayımlanan ikinci Türk gazetesidir. Çıkarılma teşebbüsü, hazırlıkları, yayımı sırasında ortaya çıkan ihtilâflarla gazetedeki haber ve makaleler, Yeni Osmanlılar'ın Avrupa'daki faaliyetlerinin önemli bir dönemiyle yakından ilgilidir. Yeni Osmanlılar'ın faaliyetlerinde olduğu kadar Muhbir ve Hürriyet'in yayımlanmasında da devrin önemli şahsiyetlerinden Mustafa Fâzıl Paşa'nın büyük rolü vardır. Mısır Hidivi İsmâil Paşa'nın kardeşi olan Fâzıl Paşa, ıslahatçı fikirleri dolayısıyla bir süre Osmanlı Devleti'nin maarif ve maliye nâzırlıklarında bulunmuş, fakat daha sonra hidivlik verasetinin kendisine düşmeyecek şekilde düzenlenmesine sebep olan irade üzerine yurt dışına çıkmak zorunda bırakılmıştır. Fransa'da müreffeh bir hayat süren Fâzıl Paşa, bu imkânlarından yararlanarak veraset haklarını yeniden elde edebilmek için rejime ve saraya muhalif Yeni Osmanlılar'ı kullanmış, faaliyetlerini serbestçe sürdürebilmeleri teklifiyle ve her türlü masraflarını karşılayarak onları Paris'e çağırmıştır. Türkiye'de hürriyetçi ve parlamenter bir rejimin mücadelesini yapacak olan Muhbir ve Hürriyet gazetelerini çıkarma tasavvuru da bu teklifin şartları arasında yer almıştır. Böylece 1867 Mayısının son günlerinde Ali Suâvi, Nâmık Kemal, Ziyâ Bey (Paşa) ve diğer bazı Yeni Osmanlılar Paris'te bir araya gelmişlerdir.
Aynı yıl içinde Sultan Abdülaziz'in Avrupa seyahati sırasında onun affına uğrayarak İstanbul'a dönen Mustafa Fâzıl Paşa'nın tâlimatıyla Ali Suâvi 31 Ağustos 1867'de Londra'da Muhbir gazetesini yayımlamaya başlar. Ancak bir süre sonra Ali Suâvi'nin gazetedeki tutumundan hoşlanmayan Nâmık Kemal ve Ziyâ Bey Mustafa Fâzıl Paşa'nın da desteğiyle 29 Haziran 1868'de Londra'da Hürriyet'i çıkarırlar. Gazetenin ilk altmış üç sayısında Nâmık Kemal'in ağırlığı hissedilir. 13 Eylül 1869 tarihli 64. sayısından itibaren gazetenin son sayfasının altında sorumlu müdür olarak Ârif isminin yer aldığı görülür. Hidiv İsmâil Paşa'nın adamı olan Ârif, gazetenin 22 Haziran 1870'te çıkan 100. ve son sayısına kadar bu görevini devam ettirmiştir.
Dergi boyutlarında ve haftada bir yayımlanan gazete neşir hayatı boyunca üç defa sayfa adedini değiştirmiştir. 1-10. sayılar dörder sayfa, 11-63. sayılar sekizer sayfa, 64-100. sayılar tekrar dörder sayfa olarak çıkarılmıştır. Her nüshada gazete başlığının hemen altına konulan bir paragrafta gazetenin Yeni Osmanlılar Cemiyeti tarafından Osmanlı devlet ve milletinin selâmeti için yayımlandığı ifade edilmiştir. İlk sayıda yer alan ve Nâmık Kemal tarafından yazıldığı tahmin edilen başmakalede Avrupa'da bulunan Yeni Osmanlılar'ın niyet ve faaliyetlerinden bahsedilmekte, gazetenin amacı ve yayın sebebi geniş olarak anlatılmaktadır.
Avrupa'da birtakım gizli ilişkileri ve ticarî faaliyetleri olan Mustafa Fâzıl Paşa'nın entrikalarıyla Nâmık Kemal'in gazeteden çekilmesi üzerine Hürriyet'in 64. sayısından itibaren yayımı Mısır Hidivi İsmâil Paşa'nın desteğiyle devam etmiştir. Ancak 78. sayıda Ali Suâvi'nin Sadrazam Âlî Paşa hakkındaki ağır suçlamalarla dolu bir mektubunun yayımlanması dolayısıyla Osmanlı hükümetinin başvurusu üzerine Ziyâ Bey ile Ârif Bey tutuklanarak hapse atılmış ve Hürriyet'in matbaasına el konmuştur (Bilgegil, s. 134-151). Daha sonra Ziyâ Bey'in Hidiv İsmâil Paşa nezdindeki teşebbüsüyle kefaletle serbest bırakılmışlardır. Meselenin ciddiyetini anlayan Ziyâ Bey 7 Mart 1870 tarihinde Ârif'le beraber İngiltere'yi terkeder ve Paris'te bir ay kaldıktan sonra Cenevre'ye geçer. Nitekim Hürriyet'in Londra'da son olarak yayımlanan 88. sayısının tarihi 28 Şubat 1870'tir.
Hürriyet'in 89-100. sayıları Cenevre'de litograf baskıyla yayımlanmıştır. Gazete öncekilere benzer bir muhteva ile yayımına devam ederken kendisine nâzırlık yolu açılan Mustafa Fâzıl Paşa'nın isteğiyle Nâmık Kemal, şahsının ve arkadaşlarının Hürriyet gazetesiyle hiçbir ilgisi kalmadığını açıklayan bir mektup gönderir. 7 Ocak 1870 tarihli bu mektubu Ziyâ Bey Hürriyet'te yayımlamayınca İstanbul'da Terakkî gazetesinde hükümet mârifetiyle neşredilir (10 Mart 1870) ve Ebüzziyâ Tevfik'in verdiği bilgiye göre ayrıca 40-50.000 nüsha basılarak halka dağıtılır (Namık Kemal'in Husûsî Mektupları, I, 171-174). Kısa bir müddet sonra Mustafa Fâzıl Paşa maliye nâzırı olunca (Nisan 1870) Hürriyet gazetesi yayımına son verir (22 Haziran 1870); Nâmık Kemal de İstanbul'a döner (24 Kasım 1870).
Kendilerini maddî bakımdan destekleyen Mustafa Fâzıl Paşa'nın ihtirasları dışında Yeni Osmanlılar'ın gerçekleşmesi için gayret gösterdikleri şu amaçlar aynı zamanda Hürriyet gazetesinin ele aldığı konular olmuştur: 1. Yönetime meşveret usulünün, yani İslâmî esaslara dayalı bir parlamenter sistemin hâkim kılınması; 2. Vezirlerin icraatlarından dolayı sorumlu tutulması; 3. İsrafın ve dış borçlanmanın önlenmesiyle maliyenin ıslahı; 4. Eğitim seferberliği ilân edilerek halkın cehaletten kurtarılması; 5. Maksatlı bir şekilde sefalete itilen ulemânın bu durumuna çare bulunması; 6. Misyonerlerin faaliyetlerine karşı müslümanların da dinlerine sahip çıkmaları gerektiği; 7. Şeriatın temel prensiplerinden tâviz verilmemesi; 8. Körü körüne taklitçiliğin terkedilmesi; 9. Özellikle devlet kurumlarında dalkavukluktan vazgeçilmesi, yazışmalarda insan onuruna yakışmayan ifadelerin yer almaması; 10. Dil ve edebiyatta kolaylığın hâkim kılınması, faydanın ön plana çıkarılması.
Yaşayış biçimleri ne olursa olsun Yeni Osmanlılar genellikle İslâmî esaslara bağlı olup kaleme aldıkları yazılarda hemen her meseleye İslâmî açıdan yaklaşmışlardır. Nitekim gazetenin 11. sayısında yayımlanan başlıksız bir yazıda konuyla ilgili tavırlarını açıkça ortaya koymuşlardır. Hürriyet'in özellikle Mısır meselesindeki tutumu masrafları karşılayan kişilerin değişmesine göre şekillenmiştir. İlk altmış üç sayıda Mısır'a karşı Osmanlı Devleti'nin haklı tezleri savunularak Mısır Hidivi İsmâil Paşa tenkit edilip kardeşi Mustafa Fâzıl Paşa yüceltilirken 64. sayıdan itibaren İsmâil Paşa'nın maddî destek sağlamasından dolayı bu durum tersine dönmüştür. Genellikle Tanzimat Fermanı ile Tanzimat hareketinin tenkidi, Şark meselesi, Girit meselesi, Paris Konferansı, Bulgar meselesi gibi konuların işlendiği Hürriyet'te her fırsatta hedefin padişah değil Bâbıâli olduğu belirtilmiş, çeşitli yazılarda III. Selim, II. Mahmud ve zaman zaman Sultan Abdülaziz'den takdirle söz edilmiştir. Dönemin devlet adamlarından Âlî ve Fuad paşalar gazetenin ağır saldırılarına uğrarken o sırada hayatta olmayan Mustafa Reşid Paşa başta olmak üzere Midhat Paşa, Mütercim Rüşdü Paşa, Nâmık Paşa, Ahmed Vefik Paşa, Mustafa Nâilî Paşa ve Kıbrıslı Mehmed Emin Paşa övülmüştür (Akgün, s. 165-184). Her vesileyle Islahat Fermanı'nı da tenkit eden Yeni Osmanlılar, Mustafa Reşid Paşa'nın ferman dolayısıyla Âlî Paşa aleyhindeki lâyihasını Hürriyet matbaasında ayrı bir kitapçık olarak basmışlardır.
Hürriyet'te başta "usûl-i meşveret" olmak üzere birçok meselede İslâmî kaynaklardan deliller getirilmiştir. Bu çerçevede tesbit edilebildiği kadarıyla gazetenin değişik sayılarında yirmi dört âyet, on üç hadis, yirmi yedi adet Arapça veciz söz yer almıştır. Âyetlerden, "İş hususunda onlarla istişare et" meâlindeki Âl-i İmrân sûresinin 159. âyetiyle Kur'ân-ı Kerîm'in birçok sûresinde geçen "nehiy ani'l-münker" (kötülüklerin önlenmesi) kavramı en çok tekrarlananlardır (a.g.e., s. 218-226). Bu arada, "Ümmetimin ihtilâfa düşmesi rahmettir" hadisi de birçok yerde geçmektedir. Mâkul muhalefeti meşrûlaştıran bu hadisin Yeni Osmanlılar'ın diğer yayınlarında da hareketlerine meşruiyet kazandırma amacıyla sık sık tekrarlandığı görülmektedir. Kelime ve kavram sıralamasına dikkat edildiği zaman gazetenin amacı ve öne çıkarmak istediği konular daha iyi anlaşılır. En çok tekrarlanan bazı kavramlar yoğunluk sırasına göre şöyledir: Devlet, hukuk, ahali, millet, İslâm, halk, kanun, vatan, hak, hürriyet, ıslah, istikraz, zulüm, medeniyet, meşveret, şeriat (a.g.e., s. 228-271).
Hürriyet'in ilk dört sayısının Reşad (Kayazâde), 5-63. sayıların Kemal, 64-100. sayıların ise Ârif imzasıyla çıktığı görülmekle beraber çoğunlukla imza bulunmadığı için kesin olarak bilinenler dışında hangi yazının kime ait olduğunu tayin etmek oldukça zordur. İhsan Sungu bunlardan, bir kısmı daha sonraki tarihlerde çeşitli vesilelerle zikredilen ve Nâmık Kemal ile Ziyâ Paşa'ya ait olduğu kesinleşenlerin bir listesini vermiştir (AA, I, 54-55). Ziyâ Paşa'nın "Şiir ve İnşâ" makalesi (nr. 11) ve Âlî Paşa ile hesaplaştığı Rüya'sı (nr. 68-69) ilk defa Hürriyet gazetesinde yayımlanmıştır. Hürriyet'te Ali Suâvi'nin üç yazısı (nr. 28, 78, 79), Rızkullah Hasun'un bir mektubu, isimleri zikredilmeden David Urquhart'ın (nr. 12) ve Charles Wells'in kısa birer yazıları da (nr. 13) çıkmıştır. Popülist bir yayın politikası güden Hürriyet'te, Yeni Osmanlılar'ın ülkenin her tarafında destekçileri bulunduğunu göstermek amacıyla, sık sık "İstanbul'dan mektup" veya "İstanbul'dan tahrirat" başlıklı çoğu Nâmık Kemal ve Ziyâ Paşa tarafından yazıldığı anlaşılan yazılar yayımlanmıştır. Aynı şekilde İzmir, Girit, Kandiye, Niş, Vidin, Hanya, Rusçuk ve Selânik'ten mektup veya "tahrirat" başlıklı yazılara da yer verilmiştir.
Muhtevası itibariyle bir haber gazetesinden çok devrin siyasî ve içtimaî meselelerinin ele alınıp tartışıldığı bir fikir dergisi hüviyetinde olan Hürriyet siyaset bilimcilerinin, tarihçilerin, sosyologların ve ilâhiyatçıların vazgeçemeyeceği bir kaynaktır. Gazetenin tam bir koleksiyonu İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi ile İstanbul Belediyesi Atatürk Kitaplığı'nda mevcuttur.
Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi