Orda Nedir, Ne Demek? Orda Kelime Anlamı!
Orta Asya Türk lehçelerinde “han karargâhı, han sarayı, merkez, ocak, zengin çadır”; Âzerîce ve Türkiye Türkçesi’nde “ordu” anlamında kullanılan kelime Ukrayna dilinde ordâ, Beyaz Rusya’da arda, Bulgarca’da ôrda, Sırpça ve Hırvatça’da ôrdija, Çekçe ve Lehçe’de horda şeklinde geçer
Rusça'da XIII. yüzyıldan itibaren Altın Orda yerine kullanılır; XVI. yüzyıldan itibaren ise "karargâh, ordu, göçebeler, kalabalık" anlamlarında ve mecazi olarak "sürü, eşkıya" mânasında kullanılmıştır. Lev Gumilev, bu kelimenin "düzen" anlamına gelen Latince'deki ordo ile örtüştüğünü ifade eder. Orda kelimesi Batı Avrupa dillerinde horda, lorda biçiminde geçmekte, Fransızca, Almanca ve İngilizce'de horde, İtalyanca'da ordo şeklinde kullanılmaktadır ve göçebe halkı belirtmektedir. Dîvânü lugāti't-Türk'te orda kelimesinin anlamı "hakanın oturduğu şehir" diye verilmiştir. Nitekim Kâşgar şehri "Ordukent" olarak nitelenir. Aynı şekilde Balasagun yakınlarında Ordu adında bir şehrin olduğu ve Balasagun'a da "Koz Ordu" denildiği ifade edilmektedir. Çağdaş Moğolca'da ord(on)- "saray" mânasındadır; Çince'de bu kavram van-thin kelimesiyle karşılanmaktadır. Cengiz Han'ın torunlarından birinin adı da Orda idi. Nikita Yakovleviç Biçurin, göçebe başşehirlerini yerleşik halkların başşehirlerinden ayırt etmek için "ordo" kelimesini kullandığını belirtmiştir.
Bumin Kağan'ın kurduğu Büyük Türk Kağanlığı'nın sosyopolitik sisteminin merkezinde orda vardı. Zira ordalar asker dışında askerlerin ailelerini de içine alan hanın karargâhı idi. İleri gelen her kişi subay ve askerleriyle birlikte kendi ordasına sahipti. Hepsi birlikte Karabudun veya Türk beyler budun (Türk beyleri ve halk) etnosunu oluştururdu. Ayrıca orda "sağ (doğu) ve sol (batı) kanatları olan düzenli ordu" mânası taşırdı; doğu kanadına "tolos", batı kanadına "tarduş" adı verilirdi. Ortaçağ göçebe topluluklarında "hanın otağı ve çadır" anlamına gelen orda kelimesi, daha eski dönemlerde Türk toplulukları arasında "askerî ve idarî teşkilât" mânasında han karargâhı ve göçebelerin çadır kurduğu yer olarak kullanılmıştır. Buna örnek olarak Batu Han'ın 1241 yılında İdil'in aşağı bölgesinde kurmuş olduğu Orda gösterilebilir ki bu Altın Orda Devleti idi. XIII. yüzyılda Moğol-Kıpçak savaşı sırasında nüfusun azaldığı dönemde Volga bozkırlarının Altın Orda veya Büyük Orda, Aral deniziyle Tümen arasındaki topraklar Mavi Orda, Tarbagatay ve İrtiş'in yukarı bölgeleri ise Ak Orda olmak üzere üçe ayrıldığı bilinmektedir. Kazak tarihçisi Levşin orda kelimesinin Kazaklar'da "cüz" kelimesiyle ifade edildiğini belirtir. Göçebe Kazak toplumu Büyük, Orta ve Küçük Cüz olmak üzere üçe ayrılırdı.
Kaynak: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ