Türkiye, referandum sathı mailine girdi. Yakında kampanyalar başlayacak. Buna rağmen son günlerin en büyük gündem maddesi, başörtülü bir çocuğun kamusal alanda uğradığı saldırı oldu. "Yaşam tarzı" tartışmalarını yeniden alevlendiren olay Maltepe'de bir minibüste yaşandı.
Geçtiğimiz aylarda halk otobüsünde bir şifzofrenin, şortlu bir kadına saldırmasını hatırlayın. Bazı gazete ve televizyonlar ve siyasetçiler buradan siyasi rant elde etmek için olayı kaşıdıkça kaşıdı. Bir akıl hastası yüzünden neredeyse yeni bir Gezi kalkışması çıkarmaya çalışanların, son olaydaki sessizliği, daha önceki 'hassasiyetlerinin' de sahte olduğunu düşündürtüyor.
***
Olay neydi? Maltepe'de minibüste bir kadın, ön tarafında oturan 16 yaşındaki başörtülü bir genç kıza, "Siz teröristsiniz, sizin yüzünüzden herkes ölüyor" diyerek tekmeyle saldırdı.
Olay o kadar vahim ki, insanın aklı, vicdanı kabullenemiyor. Birincisi, burada kadına yönelik şiddet var. İki, çocuğa şiddet var. Çünkü genç kız daha 16 yaşında. Üç, yaşam tarzına karşı müdahale ve şiddet var. Dört, inanç özgürlüğüne saldırı var.
***
Şort giyen kadına şiddet uygulayan adamın, şizofreni gibi ağır akıl sağlığı problemi vardı. Buna rağmen "ama" demeden bunu "gerekçe" yapmadan toplumun tüm kesimleri büyük tepki gösterdi.
Son olayda ise inancından, giyiminden, yaşam tarzından dolayı şiddete uğrayan gencecik birçok söz konusu. Ancak dillerinden "yaşam tarzı" kavramını düşürmeyenler nedense bu olayda aynı hassasiyeti göstermedi.
***
Referandum öncesi toplumun sinir uçlarına dokunacak her provokasyonu yapıyorlar. Ne demek bir kızcağızın başörtüsünü çıkartmak, onu tekmelemek? Provokasyon da değil resmen faşistlik. En ağır ceza verilmeli bunu yapana.
Şortlu kadına vahşice saldırıldığında buradan malzeme çıkarmak için çırpınanların, aynı şekilde kıyafetinden dolayı saldırıya uğrayan bir genç kızı görmemesi ikiyüzlülük.
"Yaşam tarzına müdahale" diye en çok yeri göğü inleten Hürriyet'in, bu olayı veriş biçimini gördünüz mü? "Minibüste türban çekme tutuklaması" başlığıyla verdi olayı.
Bu kadar yani, altı üstü bir 'türban çekme' olayı. "O kadar da büyütmeye gerek yok" yani(!) İnsanlığın 'taraftarlığı' olur mu? Hürriyet için oluyormuş.
***
CHP lideri Kılıçdaroğlu dün, saldırıya uğrayan başörtülü kızın ailesine geçmiş olsun ziyaretinde bulunarak takdir topladı. Umarım bundan sonra da "ayrıştırıcı" olmak yerine bu tür "tutumlara" ağırlık verir.
Kimliği, düşüncesi, inancı, kıyafeti ne olursa olsun başı açık olan da başı kapalı olan da bizim kardeşimiz ve onların yaşam hakkına kimse müdahale edemez. Ayrım yapmadan herkes için bunu söylemek çok mu zor?
'HEDEF GÖSTERMEK'
NOT: Medyanın bu olayda mağdur genç kızın adını soyadını açıkça yazarken saldırganın ise sadece adının baş harflerini kullanması dikkatimi çekti. Tamam hedef gösterilmesin ama 16 yaşındaki bir genç kızın adını soyadını açıkça vermek 'hedef göstermek' değil mi? Bir de saldırganın Facebook'undaki başörtülülerle ilgili ifadeleri var ki, dehşet! Elim onları yazmaya varmadı. Bu kini nasıl biriktirmiş akıl alır gibi değil…