Kültür ve Turizm Bakanlığı himayelerinde Şırnak Valiliği, Şırnak Belediyesi, Şırnak Üniversitesi, Ticaret ve Sanayi Odası, Bağcılar Belediyesi ve Bahçeşehir Üniversitesi'nin destekleriyle düzenlenecek olan 2'inci Uluslararası Nuh Tufanı ve Cudi Dağı sempozyumuna 10'u yurt dışından olmak üzere 49 akademisyen katılacak. Şırnak Üniversites'inde 2 gün gerçekleşecek olan sempozyumun birinci gününde Nuh Tufanı ve Cudi Dağı ile ilgili 45 tebliğ gerçekleşecek. Sempozyumun ikinci gününde ise Hz. Nuh tarafından kurulduğuna inanılan Heştan Köyü ve bölgede bulunan Yahudi ve Ezidilere ait mekanlar ve köyler ziyaret edilecek.
Yarın başlayacak olan Sempozyum ile ilgili basın toplantısı düzenleyen Şırnak Ünniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Emin Erkan ve Genel Sekreter Doç. Dr. İbrahim Baz, sempozyumda Nuh tufanı ve Cudi Dağı ile ilgili gerçeklerin gün yüzüne çıkarılmasını hedeflediklerini söyledi.
Şırnak Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Mehmet Emin Erkan; "Hz.Nuh'un Allah'ım beni bereketli bir beldeye indir demesiyle, Cudi Dağı'nın bereketine baktığımızda altındaki madenler, üstündeki meyve çeşitliliği, bitki ve hayvan florası o günden bugün o bereketi yansıtıyor. İnsanlarımızın misafir perverliği Hz.Nuh'un Gemiye davetini yansıtıyor. İnşallah bizde bu sempozyumları yaparak Nuh tufanı ve Hz. Nuh ile ilgili gerçekleri ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Bir çok yerde geçiyor. Ama biz bunun bilimsel olarak alt yapısını uluslararası bilim adamları, arkeologlar ve toprak bilimcilerle bilimsel ayaklarını oluşturarak tufanın nerde oluşmuş olabileceğini, lokal mi yoksa genel bir tufan olduğunu hepsini masaya yatırmaya çalışacağız. İnşallah bundan sonra Cudi Dağı'nın Milli Park olması. UNESCO Dünya mirası listesine girmesiyle ilgili çalışmalarımız da olacak" dedi.
Cudi Dağı'nın 3 ilahi din için Kudüs ile beraber kutsal sayılan bir mekan olduğunu belirten Genel Sekreter Doç.Dr. İbrahim Baz; "2013 yılından sonra Cudi Dağı ve Nuh tufanı üzerine ikinci sempozyumu gerçekleştiriyoruz. İkincisinin üçüncüsüde olması gerekiyor. Sebebi şu ayrıştıran, farklılaşan, birbirinden uzaklaşan, bireyselleşen bir dünyada kutsal mekanların birleştirici fonsiyonlarının tekrar gündeme gelmesi lazım. Cudi Dağı 3 ilahi dinin kutsal kabul ettiği ve Kudüs ile beraber mekânsal boyutta 3 dinin kutsal mekanlarından birisidir. Dolayısıyla Cudi dağını tanımak, Cudi Dağı'nın etrafından ve eteklerinde birlikte yaşamak esasında Nuh'un gemisine hep beraber binmek gibi bir metaforik anlamda taşımaktadır. Bu sempozyumumuz Ulusal arası bir sempozyum. Sempozyumumuza 49 akademisyen katılıyor. Çok daha fazla katılım başvurusu olmasına rağmen Pandemi Koşulları nedeniyle kısıtlı tutmaya karar verdik. 49 akademisyen katılacak. Bilim adamı, araştırmacı, bilim insanı. 45 tebliğ sunulacak. Bunlardan 10 tanesi online gerçekleşecek. Diğerleri yüzyüze gerçekleşecek" dedi.
Nuh Tufanı ve Cudi Dağı ile ilgili çalışma yapmış olan herkesi davet ettiklerini belirten Baz şöyle konuştu;
"Temel olarak başlıklarımız şu şekilde Tufan ve Cudi Dağı. İki ana başlığımız var. Onlarda kendi arasında mitolojilerde, Yahudi kaynaklarında, Hristiyan kaynaklarında, İslam kaynaklarında Tufan ve Cudi Dağı ile alakalı bilgiler nelerdir. Bütün düşünce ve fikirlere açık olmak şartıyla müracaat eden veya dünyanın neresinde olursa olsun bu konuda çalışmalar yapmış bilim insanlarını buraya davet ettik. Bizim aradığımız şey şudur. Birincisi Tufan'ın insanlara mesajı nedir. İkincisi Cudi Dağı'na gelen bu geminin bilimsel olarak insanların bir çoğu bunun merakı içerisindedirler. Bunun gerçek mekanını tespit etmek için gayret göstermektir. Üçüncüsünde sosyolojik boyutu. Nuh'un Gemi'sine binmek bugün nasıl bir mesaj veriyor, dünyada. İkinci günde Tufan sonrası kurulan ilk şehir Hz. Nuh'un bizzat kurduğu şehir. Biz bugün köy desekte esasında orası şehirdir. Heştan daha önce arapça semanin denilen, Aramice, Süryanice, Ermenice Temanin denilen şehrin gezisini yaptıracağız misafirlerimize. Bölgemizin çok kültürlülüğünün bir mozaiğini göstermek adına Süryani, Ezidi, Müslüman mabed ve köylerini gösterip Şırnak'ın artık terörden arındığını artık eski zamanlarda olduğu gibi huzur içerisinde bir ve beraber yaşandığı mekanlar olduğunu hem ülkemiz insanımıza hemde dünyadan katılımcı ve izleyicilere tekrar göstermek istiyoruz."