Ülkemizde sezaryenle doğum oranları Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği yüzde 15 sınırının çok üstüne çıkarak, yüzde 60.1'e ulaştı. Bu da 10 gebenin 6'sının sezaryen olduğunu, sadece 4'ünün normal doğum yaptığını gösteriyor. Uzmanlar da bu kapsamda "Hekim sezaryen önerdiyse uyulmalı ama normal doğum da teşvik edilmeli" diyor.
YÜZLERCE ANNENİN TERCİHİ
Esenler Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzman Op. Dr. Renginar Uzunoğlu Akbulak ile normal doğuma teşvikte nasıl bir yol izlediklerini konuştum.
Op. Dr. Akbulak, "Doğum, normal fizyolojik ve doğal bir eylemdir. Her anne adayının ağrısı farklıdır. Ağrı anne adayından anne adayına göre değişebilir ancak bazen şiddetli doğum ağrılarının azaltılması için bazı yöntemlerden faydalanılmaktadır. Bunlardan biri de suda doğumdur. Bizim hastanemiz suda doğumu devlet hastanelerinde ilk uygulayan hastanelerden birisidir. Son 30 yıldır dünya çapında yaygınlaşan daha çok Avusturya ve Rusya'da yapılan suda doğum, bizim hastanemizde de özel tasarlanmış sıcak su dolu bir küvet (doğum havuzu) içinde 37 derece suda yapılmaktadır. Suyun rahatlatıcı etkisiyle anne adayının daha konforlu bir doğum süreci yaşamasına olanak sağlıyoruz" dedi.
ANNE BU YÖNTEME UYGUN MU?
Suda doğumun anne adayları arasında çok fazla ilgi gördüğünü söyleyen Op. Dr. Akbulak, bir anne adayının suda doğumu tercih edebilmesinin hangi koşullara bağlı olduğunu ise şöyle anlattı:
"Suda doğum öncesinde gerekli sağlık kontrolleri yapılarak, anne ve bebeğin bu yöntem için uygun olduğundan emin olmak gerekir. Çoğul gebeliklerde ve 37 haftanın altındaki gebeliklerde suda doğum tercih edilmez. Ayrıca annede herhangi bir nedenle aktif enfeksiyon tablosu ya da vajinal kanama varsa suda doğum yapılamaz. Mikrobiyoloji laboratuvarından aldığımız uygunlukla doğumu gerçekleştiriyoruz. Bu süreçte konforu güvenle birleştirerek, yüzlerce doğuma ev sahipliği yapmış bulunmaktayız."
ÖNCE GEBELİK OKULU
Tüm şartlar suda doğum için uygunsa önce anneye detaylı bir hazırlık eğitimi verildiğini söyleyen Op. Dr. Akbulak, "Doğum sancıları başladığında anne önceden hazırlanmış ve devamlı takip edilen sıcak suya girer. Ilık su annenin rahatlamasını sağlayarak, stres seviyesini azaltır. Endorfin hormonu sayesinde ağrılar ve sancılar hafifler. Gebelik okulunda öğretilen doğru nefes yöntemleri de sancıların azalmasını sağlar" dedi.
KLASİK MÜZİK EŞLİĞİNDE DOĞUM
Doğum ağrıları ile baş etmek için müzikle terapiden de faydalandıklarını söyleyen Op. Dr. Akbulak, şöyle dedi: "Anne adaylarını destekleyen nefes egzersizleri, müzik ve masaj terapi gibi yöntemleri de kullanıyoruz. Gebe okulumuzdaki eğitimlerimizde gebelerimiz bu yöntemlerle doğuma daha özgüvenli şekilde hazırlanabiliyor. Doğum sırasında yaptığımız müzikle terapide de gebenin istediği ve motive olduğu şarkılar çalınıyor. Ya da biz onlara enstrümental, klasik müzik veya geleneksel Türk musikisi dinletiyoruz."
DAHA AZ AĞRI DAHA AZ ENDİŞE
Op. Dr. Akbulak, suda doğumun faydalarını ise şöyle sıraladı:
Gevşemeyle birlikte anne adayı daha az ağrı hisseder.
Endojen oksitosin salınımına bağlı olarak doğum doğal olarak gerçekleşir.
Su, anne adayının kan basıncını hafif düşürür ve nabzını hafif yükseltir.
Anne adayının doğum eylemi esnasında fetal inişe yardımcı olabilecek bir konuma alınmasını sağlar.
Suyun kaldırma kuvveti gebenin su içinde daha kolay hareket etmesini sağlar.
Doğum sancılarını hafifletir.
Anne adayını ve bebeği rahatlatır.
Doğum süresini kısaltır.
Bebeğin çıkış yaptığı kanalların yumuşamasını sağlayarak esnekliğini artırır.
Vajinal bölgeye kesi uygulanması ihtimali azalır.
Çoğu zaman, suni sancı gibi medikal müdahaleler gerektirmez.
Doğum sonrası duygusal iyilik hali daha üst düzeyde olur.