Medical Park Florya Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü'nden Uzman Diyetisyen Meltem Boz, karaciğer yağlanmasına dikkat çekerek, beslenme önerilerinde bulundu. Boz, "Karaciğer yağlanması, bilimsel adı ile 'hepatosteatoz' olarak adlandırılan ve şiddetine bağlı olarak farklı derecelerde saptanabilen, karaciğer hücrelerinin çeşitli iç ve dış etkenlerle aşırı yağ biriktirmesi ile karakterize sağlık sorunudur. Metabolizmamızın kilit noktası konumunda yer alan karaciğer sağlığının bozulması yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, insülin direnci ve tip 2 diyabetle gibi pek çok farklı hastalığın da tetikleyicisi olabilmektedir" dedi.
NEDEN OLAN FAKTÖRLER
Boz, karaciğer yağlanmasına neden olan faktörleri şöyle sıraladı:
Genetik faktörler.
Yanlış yaşam tarzı alışkanlıkları ve beslenme davranışları.
Beden kitle indeksinin yüksek olması, bel çevresi ölçüsünün referans değerlerinin üzerinde olması, hızlı kilo artışı.
Yetersiz fiziksel aktivite.
Rafine karbonhidrat tüketiminin fazla olması, trans ve doymuş yağların beslenmede çok yer alması.
Asitli, şekerli ve alkollü içecek tüketimi.
SİROZA NEDEN OLABİLİR
BOZ, karaciğerin pek çok yaşamsal göreve sahip olduğunu belirterek, "Kanın temizlenmesi, kan plazma proteinlerinin üretiminin desteklenmesi, vücudun zararlı maddeleri detoksifiye etmesi, amonyağın eliminasyonu, çeşitli makro ve mikro besin ögelerinin depolanması, bağışıklık için immun yanıt, vücuda gerekli olan birçok biyokimyasal ve endokrin madde salınımı gibi pek çok yaşamsal göreve daha sahiptir. Bu görevlerinin hepsini veya bazılarını yerine getiremiyor olması sonucu hepatit, siroz, damar tıkanıklığı, inme, kalp ve damar hastalıkları, çeşitli kanserler, bağışıklık sisteminin zayıflaması, diyabet, yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, obezite gibi hastalıkları tetikleyebilir" dedi.
BESLENME ALIŞKANLIKLARINIZI DÜZENLEYİN
Karaciğerin, yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi ile kendini yenileyebilen bir organ olduğunu söyleyen Boz, karaciğer dostu beslenme önerilerini ise şöyle sıraladı:
Düzenli ve yeterli su tüketin.
Akdeniz tipi beslenin.
İşlenmiş ve rafine edilmiş besinlerden kaçının.
Günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketmeye dikkat edin.
Çiğ ceviz, zeytinyağı, avokado, badem, fındık, hindistancevizi yağı gibi bitkisel yağ kaynaklarını düzenli tüketin.
Yağlı tohumları (kuruyemişleri) kavrulmuş ve tuzsuz olarak tüketin.
Hayvansal ve doymuş yağların tamamından kaçının.
Bütün sakatat ve şarküteri ürünlerinden, sucuk, sosis, hindi füme, salam vb. kaçının.
Kırmızı et, beyaz et veya balık ürünleri asla kızartılmamalı, derileri ve yağlı kısımları tüketilmemeli.
Yoğurt ayran, peynir, kefir gibi süt ürünlerinin hepsi yarım yağlı ve kaymaksız olacak şekilde tercih edilmeli.
Kaymak, krema, ketçap, mayonez, salça, tahin, susam gibi ürünlerden kaçınılmalı.
Karaciğeri detoksifiye edecek şekilde çok renkli beslenilmeli.
Karbonhidrat ve basit şekerlerden uzak durulmalı.
Şuruplu, kremalı, tatlandırıcılı, şekerli, asitli bütün içeceklerden uzak durulmalı.
Alkol tüketiminden kaçınılmalı.