Kalp damar tıkanıklıklarında uygulanan klasik bypass ameliyatı 'iman tahtası' denilen sternum kemiğinin kesilip kalbin ortaya konmasıyla gerçekleştiriliyor. Ameliyattan 4 gün sonra hastaların taburcu olabildiği küçük kesi'li bypass ameliyatları ise özel hastanelerde daha yaygın olmakla birlikte artık bazı kamu hastanelerinde de uygulanıyor. Hastalarına küçük kesi ile bypass ameliyatı yapan hastanelerden biri de Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Hastanenin Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Koray Ak, şunları söyledi: "Merkezimizde uzun süreden beri küçük kesi ile koroner bypass ameliyatları yapıyoruz. Kamu kurumunda böyle bir hizmet verdiğimiz için oldukça gururluyuz. Bildiğim kadarıyla kamu kurumlarında bunu yapan fazla yok. Ameliyatın bazı teknik farklılıkları mevcut. Büyük kesiler ile gerçekleştirilen ve göğüs kafesindeki kemiklerin kesilerek damarlara müdahale edildiği bypass ameliyatları yerine, daha küçük kesilerle, herhangi bir kemiğin kesilmesine ihtiyaç duyulmadan operasyonun uygulandığı minimal invaziv bypass ameliyatları; hastaların konforu ve acısız iyileşme süreçleri açısından önemli fark oluşturuyor. Hasta kısa sürede hastaneden taburcu olabiliyor. Kemikler ameliyatta kesilmediği için vücutta büyük kalıcı izlerin oluşmasının önüne geçiliyor. Ameliyat oldukça uzun sürüyor ancak hastalarımız için bu zorluğa katlanıyoruz."
ŞİKAYETLERİ AZALTIYOR
PROF. Dr. Ak, kemikler kesilmeden yapılan bypass ameliyatı hakkında şunları söyledi: "Hastanın şikayetleri küçük kesi ile yapılan ameliyatlarda, açık ameliyatlara göre oldukça düşük oranlarda görülüyor. Her hastaya operasyon uygun olmayabiliyor. Vücut kitle endeksi yüksek olan, obez ya da daha önceden kalp ameliyatı olmuş hastalarda minimal invaziv yöntemleri tercih etmiyoruz. 5 yıl içinde küçük kesi ile ameliyatların sayısının artacağını düşünüyorum."
İKİ AYDA 7.5 AY GENÇLEŞTİREN DİYET
Hücrelerin
işlevindeki gerilemeyi ifade eden biyolojik yaş, kronolojik yaştan farklı olarak tersine çevrilebiliyor. Biyolojik yaşı hesaplamanın kesin bir yolu olmasa da bilim insanları DNA'daki bazı değişimleri inceleyerek hücrelerin yaşlanmasını değerlendiriyor. ABD'deki Stanford Üniversitesi'nden araştırmacılar yeni bir çalışmada kısa süre vegan beslenmenin biyolojik yaşı nasıl etkilediğini araştırdı... Et, yumurta, süt ve süt ürünleri gibi hayvansal gıdaların tüketilmediği vegan beslenme gittikçe yaygınlaşırken bu yaşam tarzının sağlık üzerindeki etkilerine yönelik çalışmalar da artıyor. BMC Medicine adlı dergide yayımlanan çalışmada, ortalama yaşı 40 olan 21 ikiz kardeş 8 hafta boyunca takip edildi. Bu süre zarfında ikizlerin biri vegan, diğeri de 'hepçil' beslendi. Çalışmanın ilk yarısında kendilerine hazırlanan yiyecekleri tüketen katılımcılar, son 4 haftada kendi yemeklerini hazırladı. Araştırmacılar hem kan testleri yaparak hem de DNA metilasyonunu ölçerek bu beslenme biçimlerinin etkilerini analiz etti. Kimyasal bir değişim olan DNA metilasyonu, metil grubu diye bilinen bilinen bir molekülün DNA'ya veya proteinlere eklenerek gen ifadesini engelleme veya tetikleme sürecini ifade ediyor. Çalışmanın başında ikiz kardeşlerin değerleri yakınken, vegan beslenenlerin 8 hafta sonunda biyolojik yaşının ortalama 0,63 yıl, yani yaklaşık 7,5 ay gerilediği kaydedildi. Bazı katılımcılardaysa neredeyse bir yıl gerileme saptandı. Ayrıca vegan beslenmenin kalp, hormon, karaciğer, enflamatuar ve metabolik sistemler gibi çeşitli sistemlerin yaşındaki azalmayla bağlantılı olduğu görüldü. Bu grubun, biyolojik yaşlanma hızında da bir miktar düşüş görüldü.
KİLO KAYBI DA GÖRÜLDÜ
ÇALIŞMA süresince vegan beslenen katılımcıların, hepçil beslenenlerden ortalama 2 kilo daha fazla zayıfladığı görüldü. Bir grup araştırmacı ise biyolojik yaştaki değişimi vegan beslenmenin değil, kilo kaybının sağlamış olabileceğini belirtiyor. Dr. Dwaraka "Bu çalışmada vegan beslenmenin hangi yönlerinin, DNA metilasyonunda gözlemlenen değişikliklere katkı sağladığını tam olarak belirlemek mümkün değil" diyor. Ayrıca katılımcı sayısının azlığı çalışmanın önemli bir sınırlılığı. Bilim insanları beslenme biçimi, kilo ve biyolojik yaş arasındaki ilişkinin yanı sıra vegan beslenmenin uzun vadeli etkisini inceleyen daha fazla araştırma yapılması gerektiğini söylüyor.