İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Yiğit, küresel bir sağlık sorunu olarak görülen karaciğer yağlanmasının neden olduğunu, kimlerde görüldüğünü, belirtilerini ve tedavi sürecini anlattı.
KÜRESEL BİR SAĞLIK SORUNU
Uzm. Dr. Yiğit, "Karaciğer yağlanması basitçe karaciğerinizdeki yağ oranının normalden daha fazla miktarda olması şeklinde tanımlanabilir. Artan obezite ve metabolik hastalıklar nedeniyle de her geçen gün daha fazla görülmekte olan küresel bir sağlık sorunudur. Yağlı karaciğer hastalığı veya hepatik yağlanma olarak da duyabileceğiniz bu hastalık, karaciğerin temel hücreleri hepatositlerde yağ birikimi ile seyreder ve genellikle uzun bir süre hastalarımızda önemli bir şikayete yol açmaz" dedi.
SİNSİ İLERLİYOR
Karaciğer yağlanmasının sinsi seyirli ve ilerleyici olabilen bir hastalık olduğunu da söyleyen Uzm. Dr. Yiğit, "Günümüzde dünyada ve ülkemizde en sık görülen kronik karaciğer hastalıklarından bir tanesi olarak kabul edilmektedir. Yaşam tarzı yani hastanın beslenme düzeni, fiziksel aktivite, sosyoekonomik durumu ve çevresel faktörler hastalığın görülme sıklığını, şiddetini ve seyrini etkilemektedir" diye konuştu.
2 YETİŞKİNDEN BİRİNDE GÖRÜLÜYOR
Güncel bir çalışmanın sonucunu da paylaşan Uzm. Dr. Yiğit, "Ülkemizde alkol ilişkili olmayan yağlı karaciğer hastalığının klinikte gördüğümüz 2 yetişkin hastamızdan birinde olabileceğine işaret etmektedir. Çoğunlukla metabolik bir hastalığı olan fazla kilolu bireylerde rastladığımız karaciğer yağlanmasına, Tip 2 Diyabet, hipertansiyon, metabolik sendrom, kolesterol yüksekliği, insülin direnci ve kalp damar hastalıklarının da sıklıkla eşlik ettiğini görmekteyiz. Bu nedenle özellikle Tip 2 diyabetli veya prediyabetli hastalar, insülin direnci ve obezitesi olan hastaların belli aralıklarla karaciğer yağlanması açısından taranmasını ve araştırılmasını önermekteyiz" dedi.
YOĞUN ALKOL KULLANIMI ARTIRIYOR
Metabolik
hastalıkların dışında karaciğer yağlanmasına nelerin sebep olabileceğini de Uzm. Dr. Yiğit, şöyle sıraladı: "Yoğun alkol kullanımı, kronik viral hepatitler, doğumsal yağ metabolizma bozuklukları, kolesterol depo bozuklukları, tiroid bezinin az çalışması, hipofiz bezi yetmezliği gibi hastalıkların ve bazı ilaçların kronik kullanımı."
HALSİZLİK, BULANTI VE KUSMA YAPABİLİR
Genellikle, hastaların erken dönemde belirgin bir şikayetinin olmadığını ifade eden Uzm. Dr. Yiğit, "Ancak yağlanma ilerledikçe; hastalarda halsizlik, iştahsızlık, sağ üst karın ağrısı, bulantı, kusma ve sarılık gibi şikayetler olabilir. Karaciğer yağlanması zamanında tedavi edilmediğinde; hepatit, hepatik fibroz, siroz ve karaciğer kanseri gibi yüksek riskli hastalıkların görülme riskinde artışa yol açabilir" diye konuştu.
ULTRASON DALGALARIYLA YAĞ ÖLÇÜMÜ
RUTİN kontrollerde, karaciğer enzim düzeyleri ve metabolik parametreleri içeren tetkiklerde sorun görülmesi durumunda ultrason ile karaciğere yağlanma açısından bakılmasının önemli olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Yiğit, şöyle dedi: "Aynı zamanda ultrasonun yanı sıra tomografi veya MR gibi görüntüleme işlemleri de tanı ve takipte kullanılmaktadır. Son zamanlarda 'FibroScan görüntüleme yöntemi' ile herhangi bir girişim yapmadan hastanın karaciğerindeki yağlanma ultrason dalgaları kullanılarak daha hassas bir şekilde ölçümünü sağlamaktadır."
AEROBİK, EGZERSİZ VE KAHVE
METABOLİK
ilişkili karaciğer yağlanmasında, bu zamana kadar çok sayıda ilaç denendiğini ancak maalesef, halen dünyada karaciğer yağlanması tedavisi için onay almış spesifik bir ilaç bulunmadığının altını çizen Uzm. Dr. Yiğit, "Bu nedenle öncelikle hastalarda yaşam tarzı değişikliği, diyet ve egzersiz ile kilo kaybı hedeflenmelidir. Özellikle enerji içeriği yüksek gıdalar, yüksek fruktozlu gıdalar, işlenmiş et ve paket ürünler ile tatlandırılmış içeceklerden kaçınmalarını önermekteyiz. Ayrıca düzenli olarak haftada toplam 150 dakika yapılan aerobik veya direnç egzersizinin, günde 2 bardak kahve tüketiminin de karaciğer yağlanmasında fayda sağlayabileceği çalışmalarda görülmüştür" dedi.