Kan bağışı yapmak, sağlıklı ve gönüllü bağışçılar tarafından sağlık kuruluşlarına veya kan bankalarına kan vererek, ihtiyacı olan hastalara yardımcı olma süreci. Hematoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Serkan Ocakçı, kan vermenin önemine ve sağlık açısından faydalarına dikkat çekti.
Kan transfüzyonunun, yani hastaya kan verilmesinin hayat kurtarıcı bir tedavi olduğunu belirten Uzm. Dr. Ocakçı, "Kanın yerini alabilecek, fabrikada üretilen, eczanede saklanan bir ürün yoktur. Birçok hasta ihtiyacı olan kana erişmekte zaman kaybı ve zorluklar yaşamaktadır" dedi.
DÜNYADA 120 MİLYON KAN BAĞIŞI
Dünya çapında yaklaşık 120 milyon kan bağışı toplandığına dikkat çeken Uzm. Dr. Ocakçı, şöyle dedi: "Toplanan kanın yüzde 40'ı gelişmiş ülkelerden elde edilmiştir. Dünya nüfusunun yüzde 16'sına tekabül etmektedir. Kanların büyük bir kısmı gelişmiş ülkelerde yaşlı hastalar için, gelişmemiş ülkelerde ise çocuk hastalar için kullanılmaktadır. Her 1000 kişide kan bağışında bulunma oranı gelişmiş ülkelerde 31 kişiye ulaşırken, gelişmemiş ülkelerde 5 kişiye düşmektedir."
Uzm. Dr. Ocakçı, kan bağışının hem hastalara verilecek, kan, kan ürünleri olan kırmızı kan süspansiyonu, plazma, trombosit için gerekli olduğunu hem de kandan üretilen immunoglobulin ve pıhtılaşma faktörleri gibi ilaçlar için de önemli olduğunu söyledi.
BAĞIŞÇI İÇİN YAŞ SINIRI NEDİR?
Kan vermek için bağışçının 19 yaşından gün almış, 66 yaşından da gün almamış olması gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Ocakçı, "İlk kez kan verecek olan bağışçı ise 61 yaşından gün almamış olmalıdır. 70 yaşından gün almamış düzenli kan bağışçısı, kan bağış merkezi doktorunun onayı olmak şartıyla, yılda en fazla 1 kez olmak üzere kan bağışlayabilir" dedi.
KALP VE KARACİĞER SAĞLIĞINI DESTEKLER
Kan bağışında bulunmanın bağışçıyı da fiziksel ve ruhsal olarak rahatlattığını söyleyen Uzm. Dr. Ocakçı, "Kan vermek kişinin kalp ve karaciğer sağlığını destekler. Bağışçılar kendilerini daha iyi hisseder. Kan vermek aslında bir organ nakli vericisi olmaktır. Kan vermek can vermektir" dedi.
NASIL KAN ALINIYOR?
Kan bağışında vericiden iki farklı yöntemle kan alınabildiğini söyleyen Uzm. Dr. Ocakçı, "En sık uygulama kola uygulanan damar yolundan kan torbasına 10-15 dakika süren kan bağışıdır. Bir diğer yöntem ise vericinin aferez cihazı adı verilen makinaya bir kan seti ile bağlanarak seçilmiş kan ürünlerinin alınmasıdır. Bu yöntem daha etkili kan ürünü elde edilmesini sağlar. Günümüzün modern seçeneğidir. Ancak daha pahalı ve zaman alıcıdır. Bağışçılar da ayrıca bir makine aracılığı ile olduğu için işlemden korkabilirler. Uygulama olarak bakıldığında ise daha kontrollü, istenilen hedef ürüne ulaşılmasını daha çok sağlayan bir yöntemdir" dedi.
ERKEKLER 90 GÜNDE BİR KAN BAĞIŞI YAPABİLİR
Tam kan bağış sıklığının erkeklerde 90 günde bir olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Ocakçı "Kadınlarda bağış aralığı 120 günde birdir. Yılda bir defayı geçmemek ve hekim onayı olmak kaydıyla, 2 bağış arası en az 2 ay olabilir. Aferez yöntemi ile bağışçıdan daha sık kan ürünü elde edilebilir. Aferez yöntemi en çok trombosit bağışlarında kullanılır. Bağışçıdan 48 saat ara ile tekrar trombosit aferezi yapılabilir. Haftada iki işlemi, yılda ise 24 bağışı geçmemek gerekir" dedi.
KİMLER KAN BAĞIŞINDA BULUNAMAZ
Bağışçıların sağlıklı olması gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Ocakçı, kimlerin kan veremeyeceğini ise şöyle sıraladı:
Diyabet hastaları bağışçı olamazlar.
Kan yoluyla bulaşan HIV, Hepatit B,C gibi hastalıkları olanlar bağışçı olamazlar.
Bağışçılar, kan bağışı öncesi detaylı olarak değerlendirilir ve en ufak bir şüphede reddedilir.
Alınan kan örneklerinden kan sayımları, bulaşıcı hastalık tetkikleri yapılır.