Akciğer sağlığının korunması için çalışmalarını sürdürüden Türk Toraks Derneği'nin 27. Yıllık Kongresi'ne iklim değişikliği ve hava kirliliği damgasını vurdu. Kongrenin ana mesajı 'İklime Ses Ol, Dünyaya Nefes' oldu. Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Nurdan Köktürk, gazetemize şu değerlendirmelerde bulundu: "Dünya atmosferindeki karbondioksit yoğunluğu 2 milyon yılın en yüksek zirvesinde. Halen insanın yaşayabileceği tek gezegen olan dünyamız 125 bin yılın en sıcak noktasında. Birleşmiş Milletler Meteoroloji Örgütü, 2023 yılının, Avrupa'da kaydedilen en sıcak yıl olduğunu açıkladı. Isınmaya bağlı ölümler Avrupa genelinde yüzde 39 arttı. Bilimsel araştırmalar, önümüzdeki 10 yılda sıcaklığın giderek daha da artacağına işaret ediyor."
Prof. Dr. Köktürk, Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre 2023 yılında ülkemizin ortalama sıcaklığının 1991-2020 ortalamasının 1,2°C üzerine çıktığını söyleyerek "Ortalama 15,1°C sıcaklıkla 2023 yılı en sıcak 3'üncü yıl oldu" dedi. Prof. Dr. Köktürk,"Görünmez pandemi' devam ediyor" diyerek, şunlara dikkat çekti: "Çevre ve hava kirliği en önemli halk sağlığı problemi. Ölüm sebeplerinin başında geliyor. Derneğimizin 2020-2022 yıllarında yaptığı çalışmalarda görüldü ki Kovid-19'dan resmi olarak 101 bin 763 kişi hayatını kaybetti. Aynı dönemde Kovid- 19 dışı, hava kirliğine bağlı olarak ise 188 bin 212 ölüm meydana geldiği hesaplandı. Partikül madde kirliliğine atfedilen ölümlerin, pandeminin neden olduğu resmi doğrulanmış ölümlerden 1.85 kat daha fazla olduğu görüldü." Kovid pandemisinin bittiğini ancak hava kirliliğinin sessiz ve görünmez bir pandemi olarak devam ettiğini söyleyen Prof. Dr. Köktürk, "Hava kirliliği sadece solunum sistemi hastalıklarının değil, kalp ve damar hastalıklarının, sinir sistemi hastalıklarının, kanserlerin en önemli sebeplerinin başında geliyor. Acil tedbir alınmazsa bu hastalıklar katlanarak artmaya devam edecek" dedi.
DNA'MIZA HASAR VERİYOR
"İklim değişikliğini dünyanın üzerinin battaniyeyle örtünmesi olarak düşünün" diyen Prof. Dr. Köktürk, "Battaniye sıcaklığı tutuyor. Dünyada ısı artışı var. İnsanlık kendi yaşamını bitirmeye başladı. O krizin içindeyiz. Gelecek çok uzak değil. 2050 yılında daha da fazla ısınacak. Güvenli enerjiler kullanmalıyız, güvenli enerjilerle ısınmalıyız. Biz tüm bunları kendi ellerimizde yapıyoruz" dedi. "Hava kirliliği DNA hasarı yaratıyor mu?" sorusuna ise Prof. Dr. Köktürk "DNA hasarı yaratıyor. Kanser vakalarını artırıyor" diyerek, yanıt verdi.
51 ŞEHİRDE HAVA KİRLİLĞİ ARAŞTIRMASI
Derneğin, DSÖ'nün sınır değerlerini baz alarak 51 şehirde yaptığı çalışmalardan örnek veren Prof. Dr. Köktürk "Bütün şehirlerdeki havanın sağlıksız olduğu ortaya çıktı. Solunum sistemi hastalıklarının en önemli sebebi olan ve havada asılı duran partikül maddeler incelendiğinde en yüksek kirliliğe sahip şehirlerin Malatya, Osmaniye, Hakkâri, Muş ve Iğdır olduğu tespit edildi. Özellikle 6 Şubat depreminden sonra yapılan ölçümlerde depremden etkilenen şehirlerde hava kirliliğinin arttığı görüldü. Hatay'da havadaki partikül maddelerin 2022 yılına göre 2,4 katına çıktığı ve depremden üç ay sonra da devam ettiği görüldü" dedi.
TORUNUM TORUNUNU GÖREMEYECEK
TÜRK Toraks Derneği Üyesi Prof. Dr. Elif Dağlı ise iklim krizinin ürkütücü boyutlarını şu sözlerle ifade etti: "Ben bir anneanneyim. 2 yaşında torunum var. Ama torunum torununu göremeyecek. İklim krizi gelecekte yaşanacak bir şey değil; şu anda bunu yaşıyoruz. 2100 yılında dünya herhangi bir insanın yaşamasının mümkün olmadığı bir yer hâline gelecek. Çünkü sıcaklık 2,4 ile 2,6 arasında tamamen değişecek. Denizler yükselecek, toprağımız kalmayacak" dedi.
6 SENEMİZ KALDI
Prof. Dr. Dağlı, "2050 yılında dünyada 5 ada ülkesi yok olacak" diyerek, şunlara dikkat çekti: "Dünyada halk göç etmeye zorlanacak. 2050 yılına kadar 6 kıtada 216 milyon kişinin yer değiştirmesi gerekecek. Bunlar iç değişiklikler veya dış değişikliklikler. Bir senaryo yazıyorum ama 2030 yılında bu zaten başlamış olacak. 6 senemiz kaldı." Kıtaların farklı etkileneceğini ama en fazla Afrika'nın yok olacağını söyleyen Prof. Dr. Dağlı "En az etkilenecekler ise Kuzey Avrupa ve Kuzey Amerika. Hastalıklar artacak. Bütün bilim insanlarının yıllardır söylediklerine göre bugün başlasak yüzde 80'ini durdururuz. Hâlâ bakakalmış olmamız inanılır bir şey değil. Gidecek başka bir gezegenimiz yok. Bütün kuruluşların acil tedbirler alması şart" diye konuştu.