Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Kadınlar Günü'nde güzelleşmenin sırlarını konuşalım istedim. Bu nedenle Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Kozmetoloji Birim Sorumlusu Prof. Dr. Ayşe Akman ile biraraya geldim.
KANIMIZDAN DOLGU
Medikal estetikte gün geçmiyor ki yeni uygulamalar devreye girmesin. Botoks ya da yapay dolgu malzemeleri yerine şimdi moda, doğal dolgu uygulamaları. Prof. Dr. Akman ile medikal estetik dünyasındaki son trend, kişinin kendi kanından elde edilen bio dolguları konuştum. Nedir bio dolgular? Prof. Dr. Akman bu soruya şu yanıtı veriyor: "Kendi dokumuzdan elde edilen doğal dolgu materyalidir.
Bu amaçla da en sık tercih edilen ise kanımızdan elde edilen biofiller çeşitleridir. Öyle doğal ki kişinin kendi kanından elde edilen biofiller, PRP'den de farklı bir şekilde ayrıştırılarak, gençleşme ve yara iyileşmesinde kullanılıyor." Prof. Dr. Akman, bio dolgunun aslında uzun yıllardır birçok kişi tarafından kabul görmüş, kişinin kendi kanından elde edilen PRP'nin (Platelet Rich Plazma) FDA onaylı ve patentli özel bir kit yardımı ile birtakım santrfüj işlemlerinden geçirilmesi sonucu meydana gelen, tamamen otolog bir dolgu uygulamasına verilen isim olduğunu belirtti. Prof. Dr. Akman, dolguların şimdiye kadar alında, burunda, dudakta, çenede, yanakta, göz altında olmak üzere yüzün birçok yerinde medikal estetik uygulamalarında ameliyatsız çözümler sunduğunu söyleyerek, ancak kişinin kendi kanından elde edilen dolgunun ise tamamen doğal olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Akman, "Buna 'Biofiller' diyoruz. Hyalüronik asit gibi su tutmaz; tek seferde 7 ila 10 ml arası dolgu ürünü oluşturulup uygulanabilir. Kişinin kendi kanından üretildiği için ödem, alerji riski yoktur, nodül riski yoktur. Kolay şekil verilebilir; maliyeti düşüktür ve en önemlisi tamamen doğaldır" dedi.
BİO DOLGU NASIL ELDE EDİLİYOR?
BİO dolgunun nasıl elde edildiğini ise Prof. Dr. Akman, şöyle anlattı: "Uygulama yaptıracak kişinin kendisinden alınan kan özel bir cihaz ile çeşitli basamaklardan geçirilerek, ihtiyaç duyulan yere göre ince, orta ve kalın kıvamda hazırlanarak, doğal dolgu ürünü elde edilir. İğne veya kanül ile ayrıca yara örtüsü şeklinde çeşitli kullanım yöntemleri vardır."
YARA İZLERİNİ DE YOK EDİYOR
BİO
dolguların hangi amaçla kullanıldığını ise Prof. Dr. Akman şöyle sıraladı:
Sivilce, su çiçeği izleri, çatlak tedavileri gibi dokunun deseninin bozulduğu durumlar
Bacak ve bası yaraları gibi herhangi bir nedenle gelişen kronik iyileşmeyen yaralar
Derimizdeki kırışıklıkların ve çöküklüklerin düzeltilmesi
Lazer ve fraksiyonel altın iğne radyofrekans tedavilerinin etkinliğini arttırma ve yan etkilerini azaltma amacıyla birlikte kullanılması
Kök hücre, eksozom ve hücresel tedavi uygulamalarında dokuda doğal bir ortam oluşturarak etkinliklerinin artırılması.
ALERJİ RİSKİ YOK
BIO dolguların diğer uygulamalara göre avantajının ne olduğunu ise Prof. Dr. Akman, şu şekilde açıkladı: "Alerji riski olmaması, ihtiyaç duyulan miktar kadar ekonomik olarak elde edilebilmesi ve lazer gibi çeşitli enerji bazlı cihaz uygulamaların etkinliğini artırırken, leke kalması gibi yan etkilerinin azaltılması. Ayrıca diğer dolgu ürünlerinde özellikle göz altı çöküklüklerinin düzeltilmesi gibi zor ve yan etki riski yüksek bölgelerde daha doğal görünüm sağlaması sayılabilir."
GENİMİZE BAKARAK YAŞLANMAYI DURDURABİLİRİZ
"GELECEKTE
medikal estetikte bizi neler bekliyor?" sorusuna ise Prof. Dr. Akman şu yanıtı verdi: "Genlerimize göre tedaviler yapılabilir. Genetiğimize göre nasıl beslenmeliyiz, hangi medikal estetik uygulamalarını yaptırabiliriz kararı verilebilir. Yani genlerimize bakarak, epigenetik saatimizi değiştirebiliriz. En doğalından güzel bir şekilde yaş alırken, deri kanseri gelişimi sürecini de yok edebiliriz."