Dünyada yaklaşık 300 milyondan fazla kalp hastası olduğunu ve 2 milyardan fazla kişinin ise kalp hastalığı riski taşıdığını söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Olcay Özveren, risk faktörleri ve tedavi yöntemlerini anlattı.
BU AĞRILARA DİKKAT
Dünyada ve Türkiye'de tüm yaşam kayıplarının yaklaşık yüzde 33'ünün kardiyovasküler hastalıklar kökenli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özveren, hastalarda en sık göğüs ağrısı belirtisiyle karşılaştıklarını söyledi. Prof. Dr. Özveren, "Çene ile göbek arasındaki herhangi bir yerdeki ağrı kalp krizi belirtisi olabilir. Bunu biz tanımlarken daha çok göğüs ön duvarında, sırta, kollara, omuzlara, çeneye, mide ve yemek borusu bölgesine yayılan ve yansıyan ağrılar ile saptıyoruz. Bu ağrılar en az 5 dakika kadar sürer. Çoğunlukla eforla artar, istirahatle geçer. Eğer böyle bir klinik bulgu varsa en yakın hekime başvurulmasında fayda var" dedi.
FAST FOOD VE KOVİD SUÇLU
Kalp krizinin her yaşta görülebileceğini söyleyen Prof. Dr. Özveren, "18-75 yaş aralığında biz bunu daha çok görüyoruz. Genç popülasyonda kalp krizi vakalarını sıklıkla görmemizin nedenlerinden bir tanesi fast food kültürünün yaygınlaşması. İkincisi sigara ve tütün mamullerinin kullanımının artması. Son zamanlarda ise Kovid enfeksiyonları da pıhtılaşma faktörlerini etkiledi. Bu durum da kalp krizi riskini artırdı" dedi.
SİGARAYI BIRAKIN
Sigara kullanımının kalp krizi riskini arttırdığını belirten Prof. Dr. Özveren, "Tek başına sigaranın bırakılması bile kalp krizi riskini yüzde 36'ya varan oranda azaltıyor. Yüksek kolesterol düzeyleri kalp krizi ve kalp damar hastalıkları riskini artırıyor. Bunun tedavi edilmesi ve kolesterol düzeylerinin düşürülmesi de tek başına kalp krizi riskini azaltan faktörlerden bir tanesi. Diyabet varsa diyabet regülasyonu çok önemli. Yüksek kan şekeri, damar duvarında aterom plağının oluşmasına neden olur. Bu da kalp krizine giden yolda en belirgin durumlardan bir tanesidir" dedi.
RİSK ÖNCEDEN BELİRLENEBİLİR
PROF
. Dr. Özveren, kalp krizi riskini önceden belirleyebildiklerini de belirterek, "Teknolojinin gelişmesiyle görüntüleme yöntemlerinin daha kolay ulaşılabilir ve ucuz hale gelmesiyle beraber kalp krizi riskini önceden belirleyebiliyoruz. Özellikle tomografik anjiyografinin çok fazla kullanılmasıyla beraber damar hastalığının varlığı, neredeyse yüzde 100'e varan doğruluk oranlarıyla tespit edilebiliyor" dedi.
AĞIRLIK KALDIRMAK MASUM DEĞİL
GÜNDE 10 bin adımın bir efsane olmadığını söyleyen Prof. Dr. Özveren, şunları söyledi: "Yeni yapılan çalışmalarda bunun bir efsane olmadığı teyit edildi. Bir değer vermek gerekirse 5.2 kilometre saat hızla yapılan egzersizler, kalp damar hastalıkları ve kalp krizine giden yolda risk faktörlerini azaltıyor. Ayrıca kalp kasını kalınlaştırmaya yönelik değil de kas uzunluğunu artırmaya yönelik egzersizlerin yapılması gerekiyor. Bunlar; yüzme, koşu, hızlı yürüme, bisiklet sürme gibi egzersizler. Ama ağırlık kaldırmayla yapılan kas kütlesini artırmaya yönelik egzersizler, kan basıncını yükseltip kalp krizine gidişatı artırıyor. Çalışmalarda bunları gözlemliyoruz."
YAPAY ZEKA İLE RİSK BELİRLEME
RİSK
faktörlerini belirlemede yapay zekanın da gündemde olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özveren, "Önümüzdeki 10 yıl içinde görüntüleme yöntemlerinin içerisinde yapay zekayı sıklıkla kullanabiliriz. Ama şimdi yapay zekayı kullanan donanımlı elektrokardiyografik yöntemler var. Bunlar da kalp krizi ve kalp damar tıkanıklığı riskini belirlemede kullanılıyor. Önümüzdeki süreçte yapay zekanın bu anlamda kullanımıyla çok sık karşılaşacağız" dedi.