Sağlık Bakanlığı İstanbul Kartal Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Uzmanı, Diş Hekimi Gizem Çivi ile, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) araştırmasına göre en ölümcül 8 kanser türü arasında yer alan ağız kanserleri hakkında konuştum. Çivi, "Ağız kanserleri; dudak, dil, diş eti, damak, yanak, ağız tabanı, küçük dil (uvula), bademcikte (tonsiller) gelişebilen, anormal hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması ve büyümesiyle oluşan kötü huylu (malign) tümörlerdir" dedi.
ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ
Ağız kanserlerinin toplumun yüksek oranda ölüm ile sonuçlanan önemli sağlık problemlerinden biri olduğuna dikkat çeken Çivi, "Toplumda; beyin, akciğer, kemik, tiroit bezi, over ve serviks kanserlerinden daha yaygın görülmektedir. Diğer kanser türlerinde olduğu gibi ağız kanseri için de erken teşhis çok önemlidir. Tedavideki başarı ve hastanın tedavi sonrası yaşam kalitesi ne kadar erken teşhis edilirse o kadar iyi olacaktır" dedi.
EN
ÖLÜMCÜL 8 KANSERDEN BİRİ
Ağız kanserinin DSÖ'nün son verilerine göre en ölümcül 8 kanser türü içinde olduğunun altını çizen Çivi, şunları söyledi: "Genellikle ağız kanserleri geç evreler olan, evre 3 veya 4'te tanı konulduğundan tedavisi ağır, yüksek oranda da ölüm oranları ile mortalitesi yüksektir. Fonksiyonel, estetik, psikolojik açıdan tedavi edildiği evre hastanın, hayat kalitesini etkileyen en önemli etkendir. Erken teşhis ağız kanserleri için görünür bir bölgede olduğundan kolay gibi gelse de ağız kanserlerinin yüzde 50'den daha azına erken evrede tanı konulduğu görülmektedir. Toplumun, ağız kanserinin erken belirtileri, semptomları ve risk faktörleri hakkındaki farkındalığının yeterli olmaması tanıda gecikmeye neden olmaktadır."
ERKEKLERDE DAHA ÇOK GÖRÜLÜYOR
AĞIZ kanserinin ileri yaşlarda daha sık olup, ağırlıklı olarak 65 yaş üstü hastalarda görüldüğüne dikkat çeken Çivi, "Ancak özellikle genç erişkinlerde yani 45 yaş altında ağız kanseri özellikle orofarinks yani boğazın hemen arkasındaki boşlukta görülme olasılığı artmıştır. Son yıllarda özellikle 18-44 yaş arası kadınlar arasında dil kanseri vakalarında artış görülmüştür. Ağız kanseri genel olarak kadınlara göre erkeklerde 2 kat daha fazla görülmektedir" dedi.
SİGARA, ALKOL VE GÜNEŞ IŞIĞI RİSK FAKTÖRÜ
AĞIZ kanserlerinin tedavisinde kullanılan gelişmiş cerrahi teknikler ile radyoterapideki ışın tedavisi veya kemoterapideki ilaç tedavisindeki gelişmelerle son yıllarda hayatta kalma oranlarında yükselme sağlandığını vurgulayan Çivi, şunlara dikkat çekti: "Erken tanı ve tedavide bu oran çok daha yüksektir. Ağız kanseri için tek bir nedensel faktör açıkça tanımlanmamıştır. Tütün kullanımı, alkol, güneş ışığı risk faktörüdür. Sigara içenler, içmeyenlere göre 5-10 kat daha fazla ağız kanseri olma riski taşırlar. Beslenme bozukluğu veya demir eksikliği anemisi gibi sistemik durumlar da risk faktörleri arasındadır. Genetik faktörlerin majör bir etkisi yoktur. Fakat ailede kanser öyküsü olan hastaların düzenli kontrollerini aksatmamaları gerekir. Güneşe uzun süre maruz kalmak ise dudak kanseri için risk faktörüdür."