Karne heyecanının yaşandığı bugün Psikoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hacer Nermin Çelen, ebeveynlerin çocuklarına nasıl davranması gerektiği konusunda bilgiler verdi. Ebeveynlerin, çocuklarını her zaman mükemmel olarak görmek istediklerini belirten Prof. Dr. Çelen, şunları söyledi: "Aileler çocuklarının hep mükemmel olmasını bekliyor ama unutmamak gerekir ki beş parmağımız bir değil. Çocuklarımızın alma kapasitesi, dikkat süreleri ve onları uzun süre belleğe yerleştirmeleri birbirinden çok farklı olabiliyor. Eğer iki çocuğunuz varsa birbirinden farklı olduğunu görebiliyorsunuz. Bu nedenle mükemmellik arzusundan vazgeçin. Her çocuk her şeyi yapamaz.
Kimi çocuk sosyal bilgilerde kimi çocuksa matematikte çok iyidir. Kimi de resim yaparken çok başarılıdır. Bunları göz önünde bulundurmak gerekiyor." Karnenin değerlendirilmesinde öğretmen ve ebeveyn yaklaşımının önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Çelen, "Öğretmen ve ebeveynin iş birliği yapması gerekiyor. Arada sırada değil de bunun sürekli olarak yapılması önemli. Özellikle geç gelişen çocukların üzerinde durmamız gerekiyor. Bunların farkında değiliz. Çocuğun fiziksel ihtiyaçlarının karşılanması yeterli değil. Çocuğun en önemli ihtiyaçlarından biri ilgi. Çocuğun başarısında öğretmen ve ebeveyn tarafından beraber gösterilen ilgi önemli" dedi.
KIYASLAMAK ÇOCUKTA KAYGIYA YOL AÇIYOR
KARNE konusunda çocuğun kardeşleri de dahil kimseyle kıyaslanmaması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Çelen, "Birden fazla çocuğu olan ebeveynlerin çocuklarını kıyaslamamaları gerekiyor. Baba kendiyle kıyaslıyor, 'Ben senin yaşındayken...' diye, anne komşuların çocuklarıyla kıyaslıyor. Kıyaslamak güzel bir şey değil, kaygı oluşturuyor" uyarısında bulundu.
ÇOCUK ÖDÜL İÇİN DEĞİL ÖĞRENMEK İÇİN ÇALIŞMALI
Çocuğun okul başarısını bir ödül beklentisiyle elde etmesinin sakıncalarına da değinen Prof. Dr. Çelen, şunlara dikkat çekti: "Bazı ebeveynler çocuk ödül için çalışıyormuş gibi davranıyor. Halbuki öğrenmek için çalışması gerektiğini çocuklara hatırlatmak gerekiyor. Bazen ödülün dozunu kaçırıyorlar. Bisiklet, scooter, dizüstü bilgisayar, tablet, akıllı telefon gibi büyük paralar verilerek hediyeler alınıyor. Çocuk bu sefer onları almak için çalışıyor. Ezberliyor, belki yüksek not da alıyor ama bir ay sonra sorduğunuzda size cevap veremeyebiliyor. Onun için çocuğun ödül adına çalışmaması gerekiyor."
ASLA CEZA VERİLMEMELİ
Çocukların da duygularının olduğunu belirten Prof. Dr. Çelen, notların zayıf olması halinde çocuğun yanında olunması gerektiğini belirterek, nasıl davranılması gerektiğini şöyle sıraladı: "Ceza yerine gayet sakin bir şekilde sorunun kaynağının ne olduğunu anlamaya çalışarak, konuşmamız gerekiyor. 'Neden böyle oldu acaba? Nerede eksiğin var, birlikte çalışalım, birlikte gayret edelim ve açıkları kapatalım. Belki sana uzaktım el uzatamadım' şeklinde bir yaklaşımla destek olmak gerekiyor. Kıyaslama da bir cezadır. Kıyaslama aşağılık duygusunu oluşturuyor çocukta. Ceza istenilen davranışı kazandırmıyor. Çocuk o zaman tepki verebiliyor ve 'Ben de çalışmıyorum o zaman' diyebiliyor."