Gribin; ateş, öksürük, üşüme, titreme, boğaz ağrısı, baş ağrısı, burun akıntısı, kas ve eklem ağrıları ile kendini gösterdiğini vurgulayan Doç. Dr. Aktaş, "Öksürük, kimi zaman iki hafta veya daha uzun sürebilir. Israrlı, yüksek seyreden ateş, koyu renkli balgam ve nefes darlığının olması akciğerlerin de bu hastalıktan etkilenmiş olduğunu akla getirir. Bu gibi durumlarda vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmak önemlidir" diye konuştu.
MASKE TAKMAK GEREKEBİLİR
Grip virüsünün hapşırma, öksürme ve burun akıntısı yoluyla kolayca bulaşabildiğini ifade eden Doç. Dr. Aktaş, "Virüsler dış ortamda 2-3 saat civarında canlı kalabilirler. Bu nedenle virüsün bulaşma ihtimali olan eşyalar ellendikten sonra ellerin yüze sürülmemesi ve sabunlu su ile iyice yıkanması önemlidir. Özellikle kalp hastaları, astım ve KOAH gibi kronik hastalığı olanların ise yüksek risk altında olduklarından bu dönemde kalabalık halde bulunulan kapalı mekanlar ve toplu taşıma araçlarında maske takmaları faydalı olacaktır" şeklinde konuştu.
ANTİBİYOTİK TEDAVİSİ
"Risk grubunda yer alan hasta bireylerin virüse karşı yüksek derecede etkili antiviral ilaçları doktorlarının önermesi halinde kullanması gerekir" diyen Doç. Dr. Aktaş, "Özellikle erken başlanan antiviral tedavi oldukça etkilidir. Ayrıca istirahat ve destek tedavisi gerekir. Ateş düşürücüler ve bol sıvı alımı önerilir. Zatürre, orta kulak iltihabı ve sinüzit gelişmesi durumunda da yine antibiyotik tedavisi başlanabilir" ifadelerini kullandı.
UYARILARDA BULUNDU
Özellikle hasta kişilerin kalabalık yerlerde hastalığın yayılmasını önlemek için maske takmalarını öneren Doç. Dr. Ahmet Aktaş, şu uyarılarda bulundu:
Diğer bireylerle yakın temastan kaçının
Kişisel hijyen kurallarına uyun
Öksürük veya hapşırırken mendil ile ağzınızı ve burnunuzu kapatın
Toplu hale bulunulan yerlerde maske kullanın
Bulunduğunuz kapalı ortamları sık sık havalandırın
C vitamini içeren besinler tüketin
Bol sıvı ve su için