Sportif faaliyetler esnasında ortaya çıkabilen ani kalp ölümü, her toplumda rastlanabilen en üzücü olaylardan birisi. Böyle bir durum, sporcunun ailesi, takım arkadaşları ve yöneticileri ile tüm taraftarlar ve izleyenler için oldukça dramatik anlara neden oluyor. Ayrıca bu travma yaratan ölüm, henüz spora başlamak isteyen ya da devam edenler üzerinde de ciddi olumsuz etkiler geliştirebiliyor. Spor kardiyolojisi alanında ülkemize ve bilim dünyasına önemli iki kitap kazandıran İstanbul Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Yıldız, sporcularda ani kalp ölümlerini değerlendirdi. Prof. Dr. Yıldız, tüm bunların ışığında, her yaş grubunu ilgilendiren bu dramatik tabloya karşı, sporcuların kalbini nasıl koruması gerektiğini anlattı.
GENÇ SPORCULARDA DAHA FAZLA
"Sağlıklı bir sporcuda, travma olmaksızın bir saat içerisinde, beklenmedik bir şekilde gelişen ölüm, sporda ani kalp ölümü olarak tanımlanabilir" diyen Prof. Dr. Yıldız, şunlara dikkat çekti; "Genç sporcularda, erkeklerde daha fazla olmak üzere, yıllık ani ölüm riskinin yüz binde iki civarında olduğu kabul edilmektedir." Ani kalp ölümlerinin nedenlerini ise Prof. Dr. Yıldız, şöyle açıkladı; "Bireysel ya da takım halindeki sportif etkinliklerin çeşidine göre ortaya çıkabilecek gerginlik, heyecan, psikolojik baskı ve dolayısı ile otonom sinir sisteminin sempatik kısmının aşırı aktivasyonu doku beslenmesi ve oksijenizasyonunun bozulması ile ani kalp ölümüne zemin hazırlayabilir. Spor şeklinin yanı sıra sporcunun yaşı, cinsiyeti, ırkı, antrenman durumu, beslenme ve genetik özellikleri de ani kalp ölümü açısından etkili olabilmektedir. Spor yapılan bölgenin coğrafi özellikleri (aşırı sıcak, soğuk, nemli, deniz seviyesi, yüksek rakım gibi) de yoğun antrenman ve sonucunda gelişebilecek ani kalp ölümü açısından dikkate alınmalıdır."
35 YAŞ ALTI GENÇ SPORCULARA DİKKAT
Özellıkle 35 yaş altı genç sporcularda ani kalp ölümü nedenlerine bakıldığında halk arasında kalp kasında kalınlaşma olarak bilinen hipertrofik kardiyomiyopati görüldüğünü belirten Prof. Dr. Yıldız, şunları söyledi; "Aort kapak darlığı, mitral kapak prolapsusu, miyokardit (kalp kası iltihabı), kalp damarlarının doğumsal bozuklukları, prekordiyal bölge üzerine alınan darbe (Kommosyo kordis), doğuştan ve sonradan kazanılan uzun QT sendromu, kısa QT sendromu, Brugada sendromu ve Wolff Parkinson White sendromu gibi hastalıklar sayılabilir. Egzersiz faaliyetleri düzenli ve ölçülü bir şekilde yapıldığında otonom sinir sisteminin parasempatik kısmının aktivasyonu ile kardiyak ölüm olaylarında belirgin azalmaya neden olabilir."
SPOR ÖNCESİ KARDİYAK DEĞERLENDİRME
Günümüzde sporcularda ani kalp ölüm riskini azaltmak için yapılan "Spora katılım öncesi kardiyak değerlendirme" hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Yıldız, şöyle dedi: "Bu değerlendirme uzman görüşüne dayanmaktadır. Amerikan Kalp Derneği'ne (AHA) göre sporcular ancak ayrıntılı özgeçmiş (egzersizle göğüs ağrısı/ rahatsızlık hissi, açıklanamayan senkop/presenkop gibi), aile öyküsü (kalp hastalığına bağlı 50 yaşından önce gerçekleşen ani ve beklenmedik erken ölüm), fizik muayene (üfürüm bulguları gibi) ile değerlendirildikten sonra spor aktivitelerine katılabilmektedir."
İTALYA UZUN SÜREDİR UYGULUYOR
"SPORA katılım öncesi kardiyak değerlendirmeyi" uzun süredir uygulayan ve öneren ülkenin İtalya olduğunun da altını çizen Prof. Dr. Yıldız, şunları söyledi: "İtalyan deneyimi, sportif faaliyetlere katılım öncesi taramaya elektrokardiyografi (EKG) eklenmesinin, sporcu ölümlerinde belirgin azalmaya neden olduğunu belirtmektedir. Avrupa Kardiyoloji Derneği'nin (ESC) aksine Amerikan Kalp Derneği ise düşük duyarlılık ve yüksek yanlış pozitiflik oranı ve maliyet gibi nedenlerden dolayı EKG'nin her hastada kullanılmasını önermemektedir. Bununla birlikte kalp damar hastalığı şüphesi varlığında EKG ve ekokardiyografi gibi testlerin kullanılabileceğini belirtmektedir. EKG ve ekokardiyografi yanı sıra gerektiğinde egzersiz ve/veya kardiyopulmoner egzersiz testi, holter EKG, tansiyon holter, bilgisayarlı tomografi (BT), kardiyak manyetik rezonans görüntüleme (MRI), genetik testler, koroner anjiyografi ve kardiyak elektrofizyolojik inceleme ve ablasyon gibi tetkik ve tedavi yöntemleri de kullanılabilir."
SPOR CAMİASI DA EĞİTİLMELİ
PROF. Dr. Yıldız, tüm bunların ışığında kalp hastalığı açısından riskli sporcuların önceden tespiti ve de gerektiğinde akıllı şoklama cihazı (otomatik eksternal defibrilatör) eşliğinde etkili kalp-akciğer canlandırması uygulamasının yapılabileceğini söyledi. Prof. Dr. Yıldız, "Bu kapsamda başta sağlık personelleri ve spor camiası olmak üzere her ilgili eğitilmelidir. Sportif faaliyetler esnasında ani kalp ölümü riskini önleme amacı ile ulusal programlar geliştirilmeli ve güncellenmelidir" diye konuştu