Hastalıkların, sanatçıların yaratma sürecini çok yakından etkilediğini kaydeden Prof. Dr. Ergün, bugün hayranlıkla karşılanan dünyaca ünlü pek çok eserin, sanatçılarının yaşadığı sağlık sorunlarının tetiklediği duygu değişimlerinin izlerini taşıdığını söyledi. Yaşamın erken döneminde oluşmuş bir beden noksanlığı ya da yetersizliğinin ruhsal yansımasının kişinin yaratıcılığını etkilediğini ifade eden söyleyen Prof. Dr. Ergün, bu durumun yetenekli kişilerde bir 'telafi' mekanizması oluşturarak sanatsal üretimlerini güçlendirdiğini belirtti.
Prof. Dr. Ergün, "Yaşanılan olumsuzluklar, hastalıklar, zor durumlar, zor zamanlar çoğu kez yaratıcı gücü harekete geçirir. Çoğu sanatçı hassas ve kırılgan yapıları yaşantıları ve uğraşları ile hasta olmaya çok yatkındır. Hastalıklar, kimi zaman korkulara ve üzüntülere; kimi zaman ise çaresizliğe, pişmanlığa ve hatta ölümlere sebep olmuştur. Dolayısıyla bu duygular, sanatçıların yaratım süreçlerine de elbette yansımıştır" dedi.
"Birçok önemli sanatçı, yaşadıkları hastalıkların etkisi altında kalarak, bu zorlu deneyimlerden ilham alarak unutulmaz eserlere imza atmıştır" diyen Prof. Dr. Erdoğan Ergün, konuyu örneklerle de açıkladı. "Vincent van Gogh, yaşadığı ruhsal sıkıntıları sanatına yansıtarak, 'Yıldızlı Gece' gibi eserlerle sanat dünyasına derin izler bıraktı. 6 yaşında geçirdiği çocuk felci ve 18 yaşında geçirdiği trafik kazası nedeniyle çok büyük bedensel acılar çeken Frida Kahlo, yaşadığı acılar ve sağlık sorunları ile rengarenk portlerini yaparak baş etme yoluna gitti. 'İki Frida' belki bu açıdan en belirgin eseri" ifadelerini kullanan Prof. Dr. Ergün, "Bu sanatçılar, yaşadıkları zorluklardan ilham alarak, izleyicileri derin düşüncelere sevk eden eserler ortaya koydular, sanatlarını kendi içsel yolculuklarına dönüştürerek iz bıraktılar" diye konuştu.