Türk Böbrek Vakfı (TBV) ve Türk Kalp Vakfı (TKV), böbrek ve kalp rahatsızlıklarında 'Kardiyorenal Sendrom' başta olmak üzere koruyucu hekimlik anlayışı ile önlenebilir hastalıklar konusuna dikkat çekmek için bir araya geldi. TBV Başkanı Timur Erk, TKV Başkanı Uzm. Dr. Kenan Güven, TBV Mütevelli Heyeti Üyesi Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever ve TKV Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hüseyin Deniz Kılıç, iki hayati organı etkileyen risk faktörlerine, korunma ve tedavilere dair önemli bilgiler paylaştı.
TBV Başkanı Timur Erk "Kalp ve böbrek birbirinden en çok etkilenen iki önemli organımız. Son yıllarda sıklıkla gündeme gelen ve bu iki organın bozulması ile ortaya çıkan 'Kardiyorenal Sendrom' için kardeş vakıf olan Türk Kalp Vakfı ile bir işbirliği yaparak konuyla ilgili kamuoyunda farkındalık yaratmayı amaçladık. Böbrek hastalıkları ve kronik böbrek yetersizliği söz konusu olduğunda, yalnızca böbrek sağlığı uzmanları olan nefrologların değil, kardiyologların ve gerekli ise diğer pek çok alana ait tıp uzmanlıklarının bir arada çalışması gerekiyor. Bireyler, hastalığının çok yönlü yaklaşım gerektirdiğini bilmeli ki, bunu talep edebilsin" dedi. Erk, uzun yıllardır ülke çapında yürüttükleri çalışmalardan bahsederek "Koruyucu hekimlik projelerinin yanı sıra ekmekteki tuz oranının azaltılması, masalarda tuzlukların kalkması, okul gıdası logosunun uygulanmasını yönelik kampanya gibi çok çeşitli saha çalışmalarının paralelinde, birinci basamak aile hekimlerine yönelik nefroloji, kardiyoloji ve endokrinoloji eğitimleri ile de aslında bugün Türk Kalp Vakfı ile ele almakta olduğumuz 'Kardiyorenal Sendromlar' konusunun ilk adımlarını da atmıştık" dedi.
KORUYUCU HEKİMLİK ÖNEMLİ
TÜRK Kalp Vakfı Başkanı Uzm. Dr. Kenan Güven de kalp sağlığımızı korumada en etkili yöntemin koruyucu hekimlik olduğunu belirterek şöyle dedi: "Böbrekler sağlıklı çalışmak için iyi çalışan bir kalbe, kalp ise sağlıklı çalışmak için sağlam böbreklere ihtiyaç duyar. Toplumda sıklıkla görülen diyabet, yüksek tansiyon, obezite, metabolik sendrom, kolesterol düzeylerinin yüksekliği ve damar kireçlenmesi gibi pek çok hastalık aynı anda hem kalp hem böbreği kötü yönde etkiliyor. 5 farklı tip olarak ele alınan 'Kardiyorenal Sendrom' durumunda; akut ve kronik kalp problemleri sonucunda böbrek fonksiyonları giderek bozuluyor. Böbrek fonksiyonları kayıpları ise kalp hastalıklarına yol açıyor. Hastaların kaliteli bir yaşam sürmeleri için doktor uyarılarına ve tedavi yöntemlerine dikkat etmesi gerekir."
REÇETE EDİLEN İLAÇLARDA BÖBREK FONSİYONLARI GÖZETİLMELİ
TKV Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hüseyin Deniz Kılıç ise iki hayati organın nasıl birbirini etkilediğini şöyle açıkladı: "Kronik kalp yetersizliği, kardiyojenik şok gibi kalbin kan pompalama gücünün azaldığı durumlarda böbrek fonksiyonlarının bozulmaya başladığını görebiliriz ve hastanın klinik gidişi konusunda önemli bir takip kriteridir. Günlük kardiyoloji klinik tedavilerinde kullanılan ilaçları reçete ederken de böbrek fonksiyonları mutlaka değerlendirilmelidir. Hipertansiyon, kalp yetersizliği ve kalp kapak hastalıkları, ritim bozukluklarının tedavisinde kullanılan ilaçlar, böbrek fonksiyonları gözetilerek reçete edilmelidir. Kardiyolojide sık kullanılan koroner anjiografi tetkikinde kullanılan kontrast maddelerin özellikle böbrek fonksiyon bozukluğu olanlarda böbrek üzerine zararlı etkileri olabilmektedir. Bu nedenle anjiografi öncesi böbrek fonksiyon testlerinin tetkik edilmesi işlem öncesi ve sonrası damardan sıvı tedavisi ile böbreklerin korunması gerekir. "