AIDS'in ilk kez ortaya çıktığı 1980 yılından günümüze yaklaşık 43 yıl geçti. Bu süre zarfında, tüm dünyada yaklaşık 85 milyon kişi HIV ile enfekte oldu. HIV/AIDS ilişkili hastalıklar nedeni ile 40 milyon kişi hayatını kaybetti. Günümüzde, her yıl yaklaşık 1.3 milyon yeni HIV enfeksiyonu ve buna bağlı olarak 630 bine yakın ölüm olmaktadır. Halen dünyada yaklaşık 39 milyon bireyin HIV ile yaşadığı tahmin ediliyor. Bu sayının yaklaşık yarısını kadınlar, 1.5 milyonunu ise 14 yaşın altındaki çocuklar oluşturuyor. Diğer yandan HIV tanısından haberi olmadan yaşayan bireylerde hastalığın ilerlediği ve diğer insanlara hastalığı bulaştırmaya devam ettikleri de bir gerçek. Ülkemizde ilk vakanın görüldüğü 1985 yılından bu yana, HIV testi doğrulaması yapılan 40 bine yakın vaka bildirildi. Son yıllarda yeni tanı sayısının giderek arttığı ülkelerden biri olarak Türkiye'de her yıl ortalama 3 bin–5 bin birey HIV pozitif tanısı alıyor.
BELİRTİ VERMEDEN İLERLER
HIV Enfeksiyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, sağlıklı bir bireyde CD4 lenfositleri sayısı 800 ile 1200 aralığında olduğunu belirterek "Enfekte olan ve CD4 sayısı kritik eşik olan 200'ün altına düşen birey AIDS tanısı alır. AIDS, 'Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu" anlamına gelmektedir. Her iki terim de aynı hastalığı tanımlaması nedeniyle kafa karıştırıcı olabilir. AIDS'i, HIV'in neden olduğu hastalığın ilerlemiş hali olarak da tanımlamak mümkündür" dedi. "HIV ile enfekte olan birey, bir süre sonra grip benzeri bir hastalık geçirebilir. Bu döneme 'Primer HIV Enfeksiyonu' ya da 'Akut Retroviral Sendrom' adı verilmektedir" diyen Prof. Dr. Tabak, şunları söyledi: "15-20 gün gibi kısa süren bu dönem atlatıldıktan sonra sessiz dönem (latent) olarak adlandırılan sürece girilir. Kişiden kişiye değişmekle birlikte yaklaşık 2-10 yıl arası sürebilen bu dönemde, genellikle hastalıkla ilgili hiçbir bulgu ya da belirti olmayabilir. Sessiz dönemde CD4 sayıları azalmakta ve vücuttaki virüs miktarı artmaktadır. Son olarak CD4 sayılarının kritik düzeylere gelmesi (200) ile birlikte hastalarda fırsatçı enfeksiyonlar ve kanserler ortaya çıkmaya başlar."
TEDAVİLER SGK TARAFINDAN KARŞILANIYOR
HIV Enfeksiyon Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bilgül Mete hastalığın tedavisinin yıllar içerisinde çok şey değiştiğini belirterek, şöyle dedi: "HIV enfeksiyonu artık ölümcül bir hastalık olmaktan çıkarak, kronik ve yönetilebilir bir hastalık konumuna gelmiştir. Erken tanı ve ömür boyu tedavi ile birlikte, HIV ile yaşayan kişilerde beklenen yaşam süresi HIV ile enfekte olmayan yaşıtlarıyla benzerdir. Dünyanın çeşitli bölgelerinde uygulanan, ülkemizde de ruhsat çalışmaları devam eden tedavi yönteminde hastalar sadece 2 ayda bir uygulanan enjeksiyon tedavisi ile takip edilmektedir. Ülkemizde HIV pozitif tanısı alan hastaların tedaviye erişmesi açısından bir sorun bulunmamaktadır. Enjeksiyon tedavisi dışında tüm güncel tedavilere ülkemizde ulaşılabilmekte ve tedaviler SGK tarafından ömür boyu karşılanmaktadır."
TESTLER ÜCRETSİZ SONUÇLAR GİZLİ
HIV Enfeksiyon Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Uzm. Dr. Esra Zerdali, anti-HIV testiyle HIV tanısı konulduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: "Basit, ucuz, kolay erişilebilen ve birçok laboratuvarda yapılabilen bir testtir. Bulaşma sonrası genellikle ilk 7-15 gün içinde pozitif hale gelmektedir. Ülkemizde bu testler evlilik ve işe giriş işlemlerinde, adli vakalarda, kan bağışında rutin olarak uygulandığı gibi, bireyin kendi isteği ile de yapılabilmektedir. Hastalık riski taşıyan bireyler, yakın çevresi tarafından dışlanacağı korkusuyla test yaptırmaktan kaçınabilmektedir. Bu gibi durumların önüne geçmek amacıyla ülkemizde kimlik bilgilerini paylaşmaya gerek olmaksızın, tamamen ücretsiz HIV testi yapılmasına olanak sağlayan Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezleri (GDTM) hizmet vermektedir. Bu merkezler sayesinde mahremiyet ihlali yaşanmadan, test öncesi ve sonrası danışmanlık hizmeti alarak test yaptırmak mümkündür."
TANI VE TEDAVİ İLE BEBEĞE BULAŞMASI ÖNLENEBİLİR
HIV
testi yaptırmak için müracaat edenlerin çoğunun erkekler olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Zerdali şöyle dedi: "Kadınlarımızın bu konudaki farkındalığı maalesef halen yeterli seviyede değildir. Dünya genelinde HIV pozitif tanısı alan bireylerin yarısını kadınlar oluşturmaktayken ülkemizde bu oran yüzde 18,5 dolayındadır. Kadınlar, pediyatrik HIV enfeksiyonun da kilit noktası. Pediyatrik HIV enfeksiyonlarının yüzde 90'ı hamilelik, doğum ya da emzirme döneminde bulaşma yoluyla anneden çocuğa geçmektedir. Halbuki HIV tanısı almasına rağmen, tedavi başlanmış ve tedavisine düzenli devam edilen anneden çocuğuna hastalık bulaşmaz. Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre içerisinde bulunduğumuz 2023 yılında anneden bebeğe bulaş hiç görülmedi. Bu önemli sonuca hamilelik döneminde anne adaylarına yapılan tarama testleri sayesinde ulaşılmıştır. "