Antibiyotiklere dirençli bakteriler, en büyük küresel halk sağlığı tehditlerinden biri. Dünyada antimikrobiyal dirençten yılda 4,95 milyon kişi hayatını kaybediyor. Ümraniye Eğitim Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehtap Aydın, her yıl 18-24 Kasım tarihlerinin Dünya Antimikrobiyal Farkındalık Haftası olarak belirlendiğini söyleyerek bu kapsamda dünya çapında antimikrobiyal direnç konusundaki farkındalığın arttırılmasının amaçlandığını kaydetti. Prof. Dr. Aydın, sağlık hizmetlerinde antibiyotiklerin, yaşamı tehdit eden bakteriyel enfeksiyonlarla mücadelede en güçlü ilaçlardan biri olduklarını belirterek "Ancak hasta olduğunuzda antibiyotikler her zaman çözüm değildir. Antibiyotikler, insanlarda ve hayvanlarda bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlarda, onları öldürerek veya büyüyüp çoğalmasını engelleyerek savaşan ilaçlardır. Aslında bakterilerin çoğu zararsız olup çevremizde ve vücudumuzun içinde yaşarlar. Flora üyesi olan bakterilerin yararları da bulunmaktadır" dedi.
SOĞUK ALGINLIĞINI TEDAVİ ETMEZ
Prof. Dr. Aydın, antibiyotiklerin yalnızca bakterilerin neden olduğu belirli enfeksiyonları tedavi edebildiğini belirterek "Örneğin bakterilerin neden olduğu zatürre, idrar yolu enfeksiyonları ve hayatı tehdit eden sepsis bunların arasındadır" dedi. Antibiyotiklerin, virüslerin neden olduğu soğuk algınlığı, burun akıntısı, nezle ve çoğu bronşit tiplerini tedavi etmediğinin altını çizen Prof. Dr. Aydın, "Gerekmediği halde antibiyotik kullanmak o hastalığı iyileştirmediği gibi yan etkileri nedeniyle zarar da verebilir" dedi.
ÖLÜME BİLE YOL AÇABİLİR
Prof. Dr. Aydın, antibiyotiklerin yan etkilerini şöyle sıraladı: "Mide bulantısı, ishal, floranın bozulması nedeniyle mantar enfeksiyonu, ciddi kolon hasarına ve ölüme yol açabilen ishal, şiddetli ve yaşamı tehdit eden alerjik reaksiyonlar ve antibiyotiğe dirençli daha ağır enfeksiyonlar." Prof. Dr. Aydın, antimikrobiyal direnci ise şöyle tanımladı: "Bakterinin dirençli olduğu o antimikrobiyalle öldürülmediği ve büyümeye devam ettiği anlamına gelir. Antimikrobiyal direnç, zamanımızın en büyük halk sağlığı sorunlarından biridir. Bu bakterilerle enfekte kişiler için çok az tedavi seçeneği mevcuttur."
AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI
Antibiyotik kullanımının antimikrobiyal dirence nasıl katkıda bulunabileceğini ise Prof. Dr. Aydın, şöyle açıkladı: "Bakteriler antibiyotiklere maruz kaldıkça yaşamlarını sürdürmek için çeşitli direnç mekanizmaları geliştirirler ve antibiyotikten etkilenmeyen türler çoğalmaya devam ederler. Sonuçta ortama artık bu dirençli bakteriler hakim olur. Akılcı antibiyotik kullanımı; uygun endikasyonda, uygun antibiyotiğin, uygun doz ve sürede, uygun maliyeti göz önünde tutularak seçilmesi, hastaya yeterli ve anlaşılır bilgiler sunulması ve bu antibiyotiğin hastalar tarafından doğru şekilde kullanılmasını içerir. Akılcı olmayan antibiyotik kullanımı sorunu, tedavi başarısızlığı, yan etkiler, ekonomik yük ve bakterilerde antibiyotiklere karşı direnç gelişiminde artış gibi pek çok olumsuz duruma yol açar. Antibiyotiklerin gerekenden uzun ya da kısa süreli kullanılması, endikasyonu/etkeni gözetmeyen şekilde kullanılması, gerekmediği halde çoklu ya da geniş spektrumlu antibiyotik tercih edilmesi, seçilen antibiyotiğin kullanılmakta olan diğer ilaç ve besinlerle etkileşimlerine dikkat edilmeden kullanılması gibi antibiyotiklerin uygunsuz kullanılması sorunlarıyla sıkça karşılaşılabilmektedir."
ANTİBİYOTİĞİNİZİ BAŞKASIYLA PAYLAŞMAYIN
Antibiyotik kullanımında hastanın özelliklerinin de dikkate alınması gerektiğini belirten Prof. Dr. Aydın, şunlara dikkat çekti:
Yaşlılarda meydana gelen birtakım fizyolojik değişiklikler, antibiyotiklerin emilimini, dağılımını, etkinliğini ve vücuttan atılmasını etkileyebilmektedir. Dolayısıyla yaşlılıkta antibiyotiklerin yan etkilerinin sıklık ve şiddetinin artabileceği konusunda dikkatli olunmalıdır.
Gebelik ve emzirme döneminde ilaç kullanımının, embriyo, fetüs ve bebek üzerine yan etkileri olabilmektedir. Bu tür antibiyotiklerin kullanımının kaçınılmaz olduğu hâllerde antibiyotiğin anneye sağlayacağı yararı ile fetüste/bebekte yol açabileceği potansiyel riskleri göz önünde bulundurulmalı.
Antibiyotiklerin pek çok gerekçeden ötürü daha dikkatli kullanılması, zorunlu olan ilaç gruplarının başında gelmektedir.
Antibiyotikler yalnızca ihtiyaç duyulduğunda kullanılmalı.
Asla doktora antibiyotik yazması için baskı yapılmamalı.
Antibiyotikler başkalarıyla paylaşılmamalı ve başkası için yazılan antibiyotik alınmamalı. Antibiyotikler daha sonra kullanmak üzere saklanmamalı.
AŞILAR EN BÜYÜK SİLAHIMIZ
ENFEKSIYON hastalıkları ile mücadelenin en önemli bileşeninin antibiyotikler olmadığının altını çizen Prof. Dr. Aydın, "Temiz içme suyu, temiz gıdalar, sağlıklı yaşam koşulları ve aşılar unutulmamalı. Aşılar, aşılanmış ve aşılanmamış popülasyonlarda enfeksiyonların azalmasına katkıda bulunmanın yanı sıra antimikrobiyallerin kullanım ihtiyacını ve yanlış kullanım riskini de azaltır. Bu da dirençli bakterilerin ortaya çıkma ve yayılma riskinin azaltılmasına katkıda bulunur" dedi.
EN BÜYÜK HALK SAĞLIĞI SORUNU
KÜRESEL olarak antimikrobiyal dirençle bağlantılı olarak yılda 4,95 milyon ölüm yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Aydın, "Antimikrobiyal direnç, 2019 yılında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından halk sağlığına yönelik en büyük 10 küresel tehditten biri olarak tanımlandı. Son yıllarda giderek artan antibiyotik direnci tüm ülkeler için ortak sorun olmuştur ve çözümler aranmaktadır. Türkiye, kişi başına antibiyotik tüketiminin en fazla olduğu ülkelerin başında gelmektedir. Bu aşırı tüketimin bir sonucu olarak da bakterilerdeki antibiyotik direnci oranı ülkemiz için de kritik boyutlardadır."