Avrupa Beslenme Dernekleri Federasyonu (FENS) tarafından dört yılda bir düzenlenen Avrupa Beslenme Konferansı bu yıl Sırp Beslenme Derneği ev sahipliğinde Belgrat'ta düzenlendi. Beslenme ve sağlık alanında dünyanın pek çok ülkesinden akademisyen ve uzman konferansta bir araya geldi. Beslenmeyle ilgili önemli sağlık sorunlarının ele alındığı konferansta İngiltere, ABD, Hollanda, Almanya, Yunanistan gibi ülkelerden uzmanlar görüşlerini paylaştı. Sabri Ülker Vakfı, konferansa Türkiye'den katılan tek kurum oldu ve örnek projelerini paylaştı. Ben de konferansa katılarak, Avrupa'nın beslenmede verdiği sınava tanıklık ettim.
ÖRNEK PROJELER
Vakfın Genel Sekreteri Özlem Üliç Çatar, "14. Avrupa Beslenme Konferansı'nda dünyadan farklı örnekleri dinledik, yeni dönem yol haritamızı şekillendirirken onlardan ilham alma fırsatı yakaladık. Bizler de projelerimizi anlattık. Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü iş birliğiyle 22 ilde devam eden 'Yemekte Denge Eğitim Projesi'yle ilköğretim çağındaki çocukların sağlıklı beslenme alışkanlığı geliştirmelerini amaçlıyoruz. Kaliteli, sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmek için dengeli beslenmek gerekiyor. Bu alışkanlığı küçük yaşlarda edinmek de sağlıklı nesiller yetişmesine katkı sağlıyor. Ayrıca Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu'nun (AHEF) iş birliğiyle yürüttüğümüz aile hekimlerine yönelik 'Beslenme ve Beslenme İletişimi' programı kapsamında yeni bir adım atarak iç hastalıkları uzman hekimlerini de eğitimlere dahil ediyoruz" dedi.
ŞÖHRET İÇİN TOPLUM SAĞLIĞINI KÖTÜ ETKİLİYORLAR
PROF. Dr. Nur Baran Aksakal, sosyal medya üzerinden hastalıklar kullanılarak yapılan ürün pazarlamalarının toplum sağlığını kötü etkilediğini söyleyerek, şöyle dedi: "İnternet ortamında ulaşılabilen bilgilerin yüzde 95'ten fazlasının kişiler tarafından üretildiğini biliyoruz. Bu kişiler kendi çıkarları için bu bilgileri çarpıtabiliyor ya da uygunsuz şekillerde endikasyon vererek 'Hastalığınıza iyi gelecek, bu ürünleri kullanın, diyabet ilaçlarına kullanmanıza gerek kalmayacak ya da bir haftada kilo vereceksiniz' gibi birtakım hedefler koyarak bu bilgileri çarpıtıyor. Özellikle hastalık endikasyonu verilerek paylaşıldıysa, asıl tedavilerini negatif etkileyebilecek şeyler oluyor. Mesela rutin tedavisini ilacını bırakarak bu ürüne yöneliyor ya da o ilaçları kesmiyor ama onların yanında kullanmaya başlıyor. Mevcut sağlığı kötüye gidebiliyor, ilaç etkileşimleri de ortaya çıkabiliyor. Toplum sağlığı etkileniyor. Bu tür durumlarda birincisi kaynak nedir ona bakılmalı. İkincisi, bu kişi hangi alanda çalışıyor... Üçüncüsü başka bir çıkarı da olabiliyor. Bu kişiler sadece bazen şöhret için bu işi yapabiliyor. Dördüncüsü ise bunu kim söylüyor ona da bakmak lazım."
SAĞLIĞIN İNFLUENCER'I OLUR MU?
PROF. Dr. Aksakal, 'Sağlığın influencerı olur mu?' sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Bir şey öyle kısa sürede bir şey vaat ediyorsa çok güvenli olmadığını düşünmeniz gerekir. Bir hastalık toplumda ne kadar çok görülüyor, ne kadar çok insanı etkiliyorsa, bu tip mesajların ulaştığı grup da o kadar artıyor. Aslında bizim beslenme uzmanlarımızın ve kronik hastalıkları izleyen hekimlerimizin influencerlık yapması gerekir bu alanda. Kendileri yapamıyorsa influencerlara ulaşmaları lazım. Sözü dinlenen, takip edilen, rol model alınan insanlara ulaşıp onlara doğru bilgileri iletmek de önemli."
DOĞRU BESLENME HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
VAKFIN
Bilim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nur Baran Aksakal, toplum sağlığı açısından önem taşıyan çevresel unsurların başında beslenmenin geldiğini belirterek "Bugün diyabet, kalp hastalıkları, yüksek tansiyon ve kolesterol gibi toplumumuzda yaygın şekilde görülen pek çok rahatsızlığın tedavisinin doğru beslenme ile desteklenmesi hayati önem taşıyor" dedi.
'20 BİN AİLE HEKİMİNE BESLENME EĞİTİMİ VERDİK'
Prof. Dr. Aksakal, AHEF iş birliğiyle hayata geçirilen 'Aile Hekimlerine Yönelik Beslenme ve Beslenme İletişimi' programı kapsamında, Türkiye genelinde 26 bin aile hekimini hedef alan projede 20 bin aile hekimine ulaştıklarını söyledi. Prof. Dr. Aksakal "Aile hekimlerimize kilo kontrolü yaklaşımları, besin takviyelerinin hastalıklarla etkileşimleri, vitamin takviyeleri gibi alanlarda ücretsiz eğitimler verdik. Hekimlere besin ve besin takviyelerinin hastalık varlığında nasıl sunulabileceği konusunda bilgiler verdik" dedi.
'SIRADA 12 BİN İÇ HASTALIKLARI UZMANI VAR'
Şimdi de projenin yeni bir aşamasını hayata geçireceklerini belirten Prof. Dr. Aksakal, "İç hastalıkları uzmanlarına bu alanda benzer eğitim vermeye başlıyoruz. 12 bin iç hastalıkları uzmanımız var. Hedefimiz Türkiye genelinde iç hastalıkları uzmanlarına ulaşıp onların hastalarıyla beslenme takviyeleri beslenme ve ilaç etkileşimleri gibi alanlarda destekleyici bilgiler paylaşabilmelerini sağlamak" dedi.