Özel Ataköy Hastanesi'nden Diyetisyen M. Aybüke Çoruh, duygusal beslenme tehlikesine dikkat çekti. Dyt. Çoruh, duygusal beslenmeyi şöyle tanımladı: "Gün içerisinde duygu durumumuzu değiştirecek, olaylardan uzaklaşmak için ihtiyaç hissedilmeksizin yani fizyolojik açlık belirtileri göstermeden besinlerin tüketilmesi olarak tanımlayabiliriz. Genellikle olumsuz duyguları bastırmak ve yatıştırmak için açlık hissi duymadan, ulaşılabilirliği kolay, yüksek kalorili, karbonhidrat ve yağlı yiyeceklerin tüketilmesidir."
ÖFKE, İŞ STRESİ, ÜZÜNTÜ
Dyt. Çoruh, pozitif duyguların da negatif duygular gibi duygusal beslenmeyi tetikleyebileceğini söyleyerek "Aç hissetmesek de yemek yiyerek duygu stabilisazyonu sağlamak amacıyla hareket ederiz. Olumsuz duygular ve fazla besin tüketimi arasındaki ilişkiye baktığımızda üzgün ruh hallerinin, besin tüketimine mutluluktan daha fazla etkisi olduğu belirlenmiştir. Sadece fazla kilolu bireylerin değil, normal kilodaki sağlıklı bireylerin de yiyerek duygularını düzenlediklerini görmekteyiz" dedi.
Duygusal açlığı ortaya çıkaran negatif durumları ise Dyt. Çoruh, şöyle sıraladı: "Özellikle üzüntü, hayal kırıklığı, öfke, iş stresi, cesaretin kırılması, ego tehditleri, depresyon, stres gibi pek çok etken bulunmaktadır. Bu durumda kişiler, yiyecekleri duygusal rahatlama ya da kendilerini daha iyi hissetme aracı olarak kullanma eğilimi gösterirler."
Duygusal beslenmenin sağlık problemlerini de tetiklediğini söyleyen Dyt. Çoruh, "Duygusal yeme obezite, depresyon, hormonal problemler ve yeme bozukluklarına ve yemek bağımlığına sebep olmaktadır. İlerledikçe de daha ciddi hem metabolik hem psikolojik problemlere neden olmaktadır" dedi.
KÖKENİNDE NE YATIYOR?
Duygusal yeme davranışına nelerin sebep olabileceğini ise Dyt. Çoruh şöyle sıraladı:
Ailesel ve sosyal çevrenin en önemlisi de medyanın baskısıyla idealize edilen vücut tipleri yüzünden beden algısından memnuniyetsizlik.
Katı, düşük kalorili şok diyetler.
Beyindeki kıtlık algısına bağlı olarak tıkanırcasına yeme davranışı sergileyebilir.
Olumsuz ortamlardan kaçış mekanizması olarak yiyeceklere sığınmak.
Erken dönemde yemek ile sakinleşebileceğini öğrenen bebek ilerleyen yıllarda açlık hissini yemek ile yatıştırabildiğini gördüğünden kaygı ve stres ile de yemek yeme ile başa çıkmaya çalışır.
BİLİŞSEL TERAPİ ŞART
Dyt. Çoruh, duygusal yemeyi önlemek için şu çözüm önerilerinde bulundu:
Bilişsel davranışçı terapi desteği alınabilir.
Bilinçli farkındalık (mindfulness) yapılabilir. Farkındalık besin tercihi ve yemek yeme zamanını etkiler.
Hareket etmek, beden beyin bağlantısını bütünleştirir. Egzersiz fizyolojik olarak duygusal beslenmenin kontrolünde etkilidir.
Sağlıklı ve sürdürülebilir kişiselleştirilmiş bir beslenme düzeni oluşturmak ve besin tüketim günlükleri tutmak, kişiye farkındalık yaratacaktır.
Bu davranışa sahip bireyler, diyetisyenler tarafından hazırlanmış programların yanında vitamin, mineral eksiklikleri de değerlendirilip takviyelerle desteklenmelidir.
DUYGUSAL AÇLIK NASIL ANLAŞILIR?
"Duygusal yeme davranışı gösterdiğimizi nasıl anlarız?" İşte bu sorunun yanıtını Dyt. Çoruh şöyle veriyor: "Yemek yeme ihtiyacınız aniden başlar ve fizyolojik açlıktaki belirtileri hissetmezsiniz. Bulduğunuz her yiyeceği tüketme eğiliminde olup, çoğunlukla enerji değeri yüksek olan yağlı besinlere yönelirsiniz. Oysa ki fiziksel açlık belirtileri midede açlık hissini, kan şekeri düşüklüğünü beraberinde getirir ve gıda tüketimi gerçekleştikten sonra doygunluk hissedilir. Duygusal yeme davranışına sahipseniz, açlık hissini karıştırır, gerçekten aç olup olmadığınızı saptamakta güçlük çekebilirsiniz. Duygusal açlık çekenler, besinleri saldırırcasına tüketir. Sürekli açlık hissi yaşar, alternatif yiyeceklere bakmadan, beyninde odaklandığı yiyeceğin hepsini tüketme davranışı göstermektedirler. Duygusal olarak açlıkta, özellikle serotonin salgılanmasına yardımcı, kana çabuk karışan, şekerli, tuzlu ve yağlı gıdaları tüketme isteği olur. Kişi yeterli miktarda yemek yiyip, tok olmasına rağmen yemek yemeye devam etmektedir. Özelikle atak esnasında aniden günlük alması gereken total kalorilerini neredeyse bir öğünde alabilirler ve ardından pişmanlık yaşayabilirler."