Zeynep Kamil Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ve Neonatoloji Uzmanı Prof. Dr. Güner Karatekin, 17 Kasım Dünya Prematüre Günü'nde, erken doğumun zorlukları ve yükü konusunda farkındalık yaratmanın amaçlandığını belirtti. Prematüre bebeklerin sağlıklı bir şekilde hayatta kalabilmeleri, büyüyebilmeleri ve gelişebilmeleri için özel bilgi ve bakıma ihtiyaçları olduğunu söyleyen Prof. Dr. Karatekin, şöyle dedi: "Hayatta kalan bebekte uygun bakım ve tedavi yaklaşımları zamanında yapılmadığında ciddi ve bazen de ömür boyu süren sağlık sorunları görülebilir. Bu sorunun görünürlüğünü sağlamak, prematüre bebeklerin, ailelerinin ihtiyaçları ve hakları konusunda farkındalık yaratmak amacıyla 17 Kasım Dünya Prematüre Günü olarak kutlanmaktadır."
DOĞANLARIN 130 BİNİ PREMATÜRE
Prof. Dr. Karatekin, 37'nci gebelik haftasından önce doğan bebeklere prematüre denildiğini belirterek "Her canlı doğan 10 bebekten biri prematüre. Prematüre komplikasyonları yenidoğan dönemi ve 5 yaş altı çocuk ölümlerinin önde gelen nedenidir. Dünyada her yıl 15 milyon bebeğin prematüre doğduğu, bunların 1 milyonunun birinci yaş gününü görmeden prematüreliğin neden olduğu sorunlar nedeniyle hayatını kaybettiği bilinmektedir. Ülkemizde yılda 1 milyon 100 bin bebek doğuyor. Bebeklerimizin 130 bininin ise prematüre doğduğu tahmin ediliyor" dedi.
SAĞLIK SORUNU YAŞAYABİLİRLER
"Prematüre bebekler anne karnında olması gereken gelişim sürecini tamamlamadığından ister yenidoğan döneminde, ister taburculuk sonrası ciddi sağlık sorunları ile karşılaşabilirler" diyen Prof. Dr. Karatekin, şunlara dikkat çekti: "Bilindiği gibi erken doğan bir bebeğin zamanında doğmuş bir bebeğe göre tüm organlarının gelişimi ve fonksiyonları daha zayıftır. Dış dünyaya adaptasyonu daha zordur. Bu bebekler vücut ısısını koruyamaz, akciğer gelişimi tamamlanmamış, kardivasküler sistemin dış ortama adaptasyonu yetersiz, bağışıklık sistemi olgunlaşmamış, beyin gelişimindeki damar yapısı kanamaya yatkın, sindirim sistemi gelişimi tamamlanmamıştır. Prematüre doğumundan sonra dış ortamda organ ve sistemlerin gelişimleri anne karnında olduğu şekilde maalesef her zaman aynı düzeyde ve hızda olmamaktadır."
YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ ÖNEMLİ
Özellikle
32'nci gebelik haftasından küçük bebeklerin doğumunun yenidoğan uzmanının olduğu, yenidoğan yoğun bakım ünitesi olan bir hastanede gerçekleştirilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Karatekin, şunları söyledi: "En iyi taşımanın (transpost) anne karnı olduğu unutulmamalı ve bebeklerin doğum sonrası başka bir yere transport edilmesi en aza indirilmelidir. Bizler prematüre bakımında özel eğitim almış yenidoğan uzmanı– neonatolog ve yenidoğan yoğun bakım hemşireleri ile onların yaşama tutunabilmeleri için ihtiyaç duydukları her türlü yaşamsal desteği dışarıdan yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde sunmaya çalışıyoruz."
PSİKOSOSYAL RİSKLER GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMALI
ERKEN doğum gerçekleştikten sonra nasıl bir yol izleneceğini ise Prof. Dr. Karatekin, şöyle anlattı: "Asıl olan tüm doğan bebekleri en az zarar ve hasarla, ileriki yaşamlarında fiziksel ve ruhsal olarak en sağlıklı şekilde birer birey olarak topluma kazandırabilmektir. Bu nedenle sağlık ve gelişimsel izlemleri, tanı ve tedavisi; aile merkezli yaklaşımı bilen, prematüreliğin getirdiği biyolojik ve psikososyal riskleri göz önünde bulunduran multidisipliner bir ekip tarafından yapılması gerekmektedir."
GÖRME, DUYMA VE GELİŞME SORUNU OLABİLİR
PROF. Dr. Karatekin, bu bebeklerin taburculuk sonrası uzun dönemde ise; görme, duyma, kronik akciğer hastalığı, algılama, hareket bozukluğu, dikkat dağınıklığı, öğrenme güçlükleri, gelişme ve büyüme sorunları ile de karşılaşabileceklerini belirtti. Prof. Dr. Karatekin, "Prematüre bebeğin doğum ağırlığı ve gebelik haftası ne kadar küçük ise bu sorunlar da o kadar fazladır. Bu nedenle annelerin gebelik takiplerinin zamanında ve düzenli olarak yapılması, oluşabilecek sorunların zamanında belirlenmesi ve tedavi edilmesi, erken doğumların engellenmesi en önemli yaklaşım olmalıdır" dedi.