Diyabet, hem dünyada hem de ülkemizde ulaştığı sayılarla ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak gösteriliyor. Dünyada 20-79 yaş arası erişkinlerde diyabetli sayısı 537 milyona ulaştı. Ve bu sayılar gittikçe artıyor. Bu yaklaşık 10 erişkinden 1'inin diyabetli olması anlamına geliyor. Söz konusu rakamlara, diyabet açısından riskli kişiler de eklendiğinde bu hastalık tehlikeli boyutlara ulaşıyor.
KADINLAR RİSK ALTINDA
Türk Diyabet Vakfı Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Kemal Balcı, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü'nde önemli görüşler paylaştı. Prof. Dr. Balcı, "Kadınlarda obezite oranı yüzde 40'ları geçmiştir" diyerek şunları söyledi: "Bu nedenle tip 2 diyabet kadınlarda daha sık görülür. Diyabetli bireyler sağlıklı beslenmeli, günde en az bir saat ve haftada en az üç gün tempolu yürüyüş yapmalı, aynı zamanda ilaçlarını düzgün kullanmalı ve doktor kontrollerini aksatmamalılar."
DİYABETLİLERİN AŞI TAKVİMİ
Prof. Dr. Balcı, diyabetli bireylere hangi aşıların uygulanabileceğini de şöyle belirtti: "Difteri, tetanos(Td), suçiçeği, HPV, Hepatit B aşıları diyabetli bireylere uygulanabilir. Bunların yanı sıra grip aşısı her yıl tekrarlanmalıdır. Pnömokok yani zatürre aşıları olarak polisakkarit tip aşı en az 5 yıl ara ile son dozu 65 yaş sonrasında olmak üzere iki kez, konjuge pnömokok aşısı ise yalnızca bir kez uygulanabilir."
OBEZİTE DİYABETİ ARTIRDI
Diyabetli birey sayısındaki artışın en önemli nedeninin obezite ve beslenme sorunu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Balcı, "Esas olarak iki farklı tipi bulunan diyabet hastalığında tip 1 diyabet, insülin yokluğu ile gelişir, daha çok 10- 20 yaş arasında görülürken; tip 2 diyabet; insülin etkisizliği ile gelişir ve 30'lu yaşlardan sonra ortaya çıkar" dedi. Tip 1 diyabetli sayısının ülkemizde yaklaşık 100 bin kişi, tip 2 diyabetli sayısının ise 9 milyon civarında olduğunu belirten Prof. Dr. Balcı, "Tip 2 diyabetli olup diyabet olduğunu bilmeyen kişilerin sayısı ise yaklaşık 3 milyondur. Diyabet henüz gelişmemiş prediyabetli kişi sayısı da erişkin yaş grubunun yaklaşık yüzde 40'ını oluşturur" diye konuştu.
20 YAŞINDAKİ GENÇLERİ DE VURUYOR
Diyabetle Yaşam Derneği Başkanı Prof. Dr. Şehnaz Karadeniz, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü'nde şunlara dikkat çekti. Prof. Dr. Karadeniz, "Diyabet, vücutta normalde pankreas organımızdan salgılanan insulin hormonunun yeterli miktarda veya hiç salgılanmaması ya da salgılanan insülinin vücut tarafından yeterince kullanılamaması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Neye bağlı olursa olsun, bu durum kan şekerinin yüksek seyretmesi (hiperglisemi) ile sonuçlanır. Türkiye'de 1990'ların sonuna doğru yapılan ülke çapındaki Türkiye Diyabet Epidemiyoloji Çalışması (TÜRDEP-I) çalışmasında 20 yaş üstünde diyabet sıklığı yüzde 7 iken, 2010 yılında yapılan TÜRDEP-II çalışmasında 20 yaş üstünde sıklığının neredeyse 2 katına çıktığı saptandı" dedi. Kan şekerinin erken kontrolünün diyabetin seyrinde hayati önem taşıdığına dikkat çeken Prof. Dr. Karadeniz, "Uzun süreli hiperglisemi vücutta damarlanması olan tüm organlarda kısa veya uzun dönemde hasara yol açar. Bunları diyabetin akut veya kronik organ hasarları olarak tanımlıyoruz. Bu organ hasarlarının önlenmesinde, yaşam kalitesinin korunmasında kan şekeri kontrolünün diyabetin seyrinde mümkün olduğunca erken sağlanması ve sürdürülmesi hayati önem taşımaktadır" dedi.
GRİP VE ZATÜRRE DAHA CİDDİ!
Prof. Dr. Karadeniz, diyabetin gerek grip gerek zatürre açısından riskin arttığı hastalıklar arasında olduğunu belirterek, şunlara dikkat çekti: "Diyabetli erişkinlerde grip ve zatürreye bağlı hastaneye yatırılma oranlarının, hatta grip ve zatürreye bağlı ölüm oranlarının diyabeti olmayanlara göre yüksek olduğu bildirilmektedir. Kısaca diyabetlilerde gerek grip gerekse zatürre, diyabeti olmayanlarla karşılaştırıldığında daha ciddi seyretmektedir. 65 yaş ve üstü, kronik hastalığı olan 18-64 yaş arası erişkinler için grip ve zatürre aşıları önerilmektedir" dedi.