Türk Üroonkoloji Derneği tarafından düzenlenen 16. Üroonkoloji Kongresi Antalya'da gerçekleştirildi. 650'yi aşkın katılımcının takip ettiği kongrede, ürolojik kanserler tüm yönleriyle ele alındı. Yeni tedaviler paylaşıldı, erken teşhisin önemine dikkat çekildi.
GEN BAĞLANTISI
Türk Üroonkoloji Derneği Başkanı Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cenk Yücel Bilen, prostat kanseri tedavisinde genetik tanının önemine değinerek, "Prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen ikinci kanserdir ve bu hasta gruplarının yüzde 15'inde bir genetik mutasyon oluşmaktadır. Bu kalıtsal özelliklerin ortaya çıkarılması erken teşhis bakımından son derece önemlidir.
Sadece erken teşhis bakımından değil, hastalığın tedavisinin yönlendirilmesi açısından da son derece kıymetlidir. Kadınlarda görülen meme kanserinde saptanan bazı genler, prostat kanseri için de geçerli" dedi. Prof. Dr. Cenk Yücel Bilen, belli genetik özellikleri olan hastaların tedavi seçimlerinde, tedavi yanıtlarının çok farklı olabildiğine dikkat çekerek, "Risk gruplarında mutlaka genetik testleri yaparak, hem erken teşhisle ilgili adımları daha hızlı atmamız lazım hem de tedavi seçimlerinde bireyselleştirilen, yani kişisel tedavilerin seçimi açısından da bu testlerden yararlanmamız gerekmektedir" dedi.
30 YAŞINDAN İTİBAREN KONTROL
Hacettepe
Üniversitesi Tıp Fakültesi Medikal Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erman da ailede meme kanseri, prostat kanseri öyküsü olan erkeklerde riskin katlanarak arttığına dikkat çekerek "Aile öyküsü yoğun bir kadında meme kanseri olduğu takdirde, birinci derece yakınlarının taraması yapılıyor. Ailede 2 hasta varsa risk 4 katına çıkıyor. 'Erkekler de 40 yaşından itibarent prostat kontrolleri yapılsın' deniyor ama bu risk grubunda 30 yaşından itibaren kontrollere başlanmalıdır" dedi.
AİLE ÖYKÜSÜ ÇOK ÖNEMLİ
16. ÜROONKOLOJİ Kongresi Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. Levent Türkeri de ailesinde iki veya daha fazla bireyde prostat, meme, yumurtalık, pankreas kanseri olan, yani risk grubunda olan kişilerin daha dikkat etmesi gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Levent Türkeri "Kanserde genetik geçiş son derece önemlidir. Bugünkü teknolojilerimizle belli hastalıklarda, özellikle kanserlerde hangi genetik özelliklerin, bozulmaların, değişikliklerin olduğu tespit edilebilmektedir" dedi.
Prostat kanserinde sadece erken tanı değil, tedavi seçimi ve yönlendirmesinde de genetik değişiklikler ve mutasyonların da son derece önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Levent Türkeri, "Bugün için tedavi kararı verirken bireysel tedavi seçimlerinde genetik özelliklerden yararlanılmakta ve bize kılavuzluk yapmaktadır" dedi. Erkeklerin akrabalarında kadın ya da erkek bireyde meme veya prostat kanseri öyküsü varsa bir sonraki kuşakta ortaya çıkma riskinin arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Levent Türkeri, "Bu insanların daha dikkatli olmaları gerekiyor. Teyze ve halasında meme kanseri olan erkeğin prostat kanseri olma olasılığı artıyor. Aile öyküsü çok önemli. Anne ve babayla konuşup, bir önceki kuşakta prostat, meme kanseri öyküyü olup olmadığı öğrenilmeli. Aile öyküsü olan bireylerin şikayeti olmaksızın hekime başvurmaları gerekir" dedi.
EN İYİ BESLENME AKDENİZ TİPİ BESLENME
TÜRK Üroonkoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. İlker Tinay da kanser tanısı alan hastaların nasıl beslenmeleri konusuna dikkat çekerek "Gerek cerrahi tedaviler gerekse ilaç tedavileri hastaların beslenme düzenlerini bozabilmekte ve fiziksel olarak da aktivitelerini kısıtlayabilmektedir. Ne yazık ki toplumumuzda kanser tanısı alan kişilerin beslenmelerine dair bir takım yanlış bilgiler, inanışlar ya da yaklaşımlar söz konusudur. Asıl olan, dengeli bir beslenmenin sürdürülmesi, her besin grubundan yeterince tüketilmesi ve özellikle de sıvı alımlarının ihmal edilmemesidir. Bol taze sebze ve meyve, Zeytinyağı tükelmeli. Yani aslında Akdeniz usulü beslenme önemli. Kanser hastalarında kanseri engelleyebilecek ya da tedaviler sırasında süreci daha iyi hale getirebilecek mucize bir besin mevcut değildir. Ancak sık sık haberlerde gördüğümüz ya da internet sitelerinde karşılaştığımız mucize bir takım besinler ya da besin takviyeleri ile insanlara hem boş umutlar verilmekte hem de maddi açıdan bu hastalar sıkıntıya sokulmaktadır" dedi.