Bugün İdilika'nın mutfağında kelle paça çorbası var. Ben oldum olası bir işkembeciye gittiğim zaman kelle paça suyundan sipariş ederim; sarımsaklı sirkeli o karışım çok hoşuma gider ancak bir türlü içindeki parçaları yemeğe alışmadım.
Toplumu bilgilendirmek ve organ nakli listesinde bekleyenleri yeniden hayata döndürebilmek için ülkemizde her yıl 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası kapsamında farkındalık etkinlikleri yapılıyor.
26 BİN 892 KİŞİ ORGAN BEKLİYOR
Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre ülkemizde halen 26 bin 892 kişi organ nakli listesinde kadavradan organ bağışıyla hayata dönmeyi bekliyor. Bu hastalardan bin 290'ı kalp, 157'si akciğer, 2 bin 376'sı karaciğer, 22 bin 775'i böbrek, 285'i pankreas bekliyor. Ülkemizde bu yıl toplam 4 bin 192 kişiye organ nakli yapıldı. Bu nakillerin 3 bin 652'si canlı vericili, 540'ı kadavradan. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Berber ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ülkem Çakır, organ bağışı yapmak isteyenlere ve ailelere çok önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
ORGAN BAĞIŞINI ENGELLEYEN 5 HURAFE
Prof.
Dr. Berber ve Prof. Dr. Çakır, Türkiye'nin kadavradan organ bağışında Avrupa ülkelerinden çok geride olmasına yol açan, toplumda doğru sanılan 5 hurafeyi anlattı. İşte o doğru bilinen 5 yanlış:
1. Beyin ölümü gerçekleşmeden organları alabilirler: YANLIŞ!
DOĞRUSU: Bu yanlış inanış kadavradan nakilin önündeki en büyük engellerden biri. Beyin ölümünde tüm tıbbi desteğe rağmen hastanın hayata dönmesi kesinlikle mümkün değil. Yoğun bakım ünitelerinde beyin ölümü gelişen kişilere verilen tüm tıbbi desteğe rağmen ortalama 24-36 saat sonra tüm organlar fonksiyonlarını kaybederler. Sadece beyin ölümü gerçekleşen bir kişinin organları nakil bekleyen hastalara nakledilebilmektedir. Bu donörlerde organlar fonksiyonlarını kaybetmeden önce en kısa süre içerisinde organların alınarak bekleyen hastalara nakledilmesi gerekir. Tüm süreç Sağlık Bakanlığı denetimindedir. Bu konuda hiçbir endişeye gerek yoktur.
2. Organ bağışı günahtır: YANLIŞ!
DOĞRUSU: Ülkemizde pek çok kişi günah olduğunu sanarak organ bağışına sıcak bakmıyor. Hatta kişi hayattayken, vefatı sonrası başkalarına can vermek üzere organlarını bağışlamış olsa bile, ailesi izin vermezse gerçekleştirilemiyor. Ancak İslam dini dahil büyük dinlerin çoğu organ bağışını destekliyor. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu her fırsatta organ naklinin caiz olduğunu belirterek, organ bağışı ile bir veya birçok insana hayat vermenin büyük sevap olduğunu vurguluyor.
3. "Ben organlarımı bağışladım, aileme söylemeye gerek yok": YANLIŞ!
DOĞRUSU: Ülkemizdeki yasalar gereğince, kişinin organ bağışı kartı olsa bile aile üyelerinin izin vermemesi durumunda organları alınamıyor. Bu nedenle hayattayken, organlarınızı bağışladığınızı ailenizden saklamayıp, olası bir vefat durumunda, organlarınızla başkalarına hayat vermek istediğinizi söylemeniz gerekiyor. Organ bağışlamaktan vazgeçerseniz de bunu ailenize söylemeniz gerekir.
4. Organımı bağışlarsam sağlığım bozulabilir: YANLIŞ!
DOĞRUSU: Böbrek ve karaciğer nakli canlı vericiden de yapılabiliyor ancak 'karaciğerimin bir kısmını ya da böbreğimin birini bağışlarsam sağlığım olumsuz etkilenebilir' endişesi nedeniyle mesafeli bakılabiliyor. Oysa karaciğer kendini yenileyebilen bir organ olduğundan, canlı bir donörün karaciğerinin bir kısmını bağışlamasının sağlığı üzerine olumsuz bir etkisi olmaz. Yapılan titiz ve detaylı incelemelerde eğer sağlık açısından bir risk tespit edilmezse böbrek vericisi olmak da ileride hiçbir sıkıntı çıkarmaz.
5. Vücut bütünlüğü bozulur: YANLIŞ!
DOĞRUSU: Kadavra donörden yapılan nakil operasyonunda kadavra donörün cerrahisi, sanki yaşayan bir hastaymışçasına son derece özenli yapılır, dışarıdan bakıldığında vücut bütünlüğünün bozulmamasına büyük özen gösterilir. Ameliyat kesileri yine aynı özenle, estetik dikişlerle dikilerek kapatılır. Alınan organlar alıcı adaylarının bulunduğu merkezlere getirilir ve burada nakil gerçekleştirilir.