Her 8 kadından birini etkileyen meme kanserinin görülme sıklığı akciğer kanserini geçerek dünya genelinde en yaygın tanı konulan kanser oldu. Meme ve Endokrin Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Bülent Çitgez, meme kanserinin, meme dokusunda bulunan hücrelerin kontrol dışı çoğalması sonrasında kanserli hücre yapılarının ortaya çıkması olarak tanımlandığına dikkat çekerek, şunları söyledi: "Dışarıdan el ile fiziksel muayene gerçekleştirildiğinde oluşan bu kitle fark edilebilmektedir. Bu nedenle kendi kendine meme muayenesi çok önemlidir. Her kadın bunu belirli periyodlarla gerçekleştirmelidir. Ayrıca düzenli taramalar da kesinlikle ihmal edilmemelidir. Ayrıca memede kitlenin dışında, ağrı, kızarıklık, aşırı hassasiyet, meme boyutunda değişiklik, meme ucunun içe dönmesi gibi belirtiler de gözlemlenebilmektedir. Bu tür durumlarda da vakit kaybetmeden doktora başvurulmalı."
ÖLÜMCÜL KANSERLERDE İLK 5'TE
Bu ayki 'Meme Kanseri Farkındalık Ayı' kapsamında önemli bilgiler veren Prof. Dr. Çitgez, dünya genelinde 2020 yılında yaklaşık 2,3 milyon yeni meme kanseri vakası bildirildiğine dikkat çekerek, sözlerine şöyle devam etti: "Bu da tanı konulan her 8 kanserden 1'inin meme kanseri olduğunu göstermektedir. Yine 2020 yılında meme kanseri 685 bin yaşam kaybına sebep oldu ve bu hastalık dünya genelinde ölüme sebep olan kanserler arasında 5'inci sırada yer aldı."
60 YAŞ ÜZERİ ERKEKLER TEHLİKEDE
MEME kanserinin erkeklerde de görüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Çitgez, şunları söyledi: "Meme kanseri en sık kadınlarda ortaya çıksa da, erkekler de meme kanserine yakalanabilmektedir. ABD'de teşhis edilen her 100 meme kanserinin 1'i erkeklerde tespit edildi. Genellikle 60 yaşın üzerindeki erkeklerde görülmektedir. Ancak nadiren genç erkekleri de etkileyebilmektedir. Risk faktörleri kadın meme kanseri risk faktörlerine benzerdir. İleri yaş, X ışınlarına ve radyoterapiye maruz kalmak, ailede meme kanseri öyküsü veya kalıtsal meme kanseri geni olması, yüksek östrojen hormon düzeylerine ve Klinefelter sendromu adı verilen nadir bir duruma sahip olunması, erkeklerde meme kanseri riskini artırmaktadır."
KANSER TEDAVİSİ BİR EKİP İŞİDİR
PROF
. Dr. Çitgez, meme kanseri teşhisi konulan hastalara en iyi tedavi ve bakımı sağlamak için birlikte çalışan bir grup uzmanlaşmış doktordan oluşan multidisipliner bir ekip ile tedavinin sağlanması gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Çitgez, "Meme kanserinin ana tedavileri arasında ameliyat, radyoterapi, kemoterapi, hormon tedavisi ve hedefe yönelik tedaviler yer alır. Hastalara bu tedavilerden biri veya birden fazlasının kombinasyonu uygulanabilmektedir. Meme kanseri tedavi seçenekleri kanserin türüne, evresine ve derecesine, büyüklüğüne, kanser hücrelerinin hormonlara duyarlı olup olmadığına göre belirlenmektedir" dedi.
ERKEN EVRE ÇOK ÖNEMLİ
PROF. Dr. Çitgez, erken teşhisin çok önemli olduğunu belirterek şöyle dedi: "Tedaviye karar verirken meme kanserinin evresi önemli bir faktördür. Ancak en uygun tedavi, kanserin memenin neresinde olduğu, derecesi, hormon reseptörleri gibi diğer faktörlere de bağlıdır. Ayrıca yaş, genel sağlık durumu ve hastanın tercihleri de dikkate alınmaktır. Erken evre meme kanseri tedavisinde temel ameliyat seçenekleri, meme koruyucu cerrahi veya mastektomi yani meme dokusunun çıkarıldığı cerrahi işlemdir. Her iki ameliyat türü de koltuk altından bir veya daha fazla lenf düğümünün çıkarılmasını içermektedir. Radyoterapi cerrahi sonrası önerilir. Kanserin meme ve koltuk altı dışına yayılma riski varsa, kemoterapi uygulanır."
HEDEFE YÖNELİK AKILLI İLAÇLAR
MEME kanseri tedavisi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Çitgez, şunları söyledi: "Hedefe yönelik tedaviler, belirli meme kanseri türlerini tedavi etmek için kullanılan ilaçlardır. Bu tedavi türü yalnızca bazı hastalar için uygundur ve diğer meme kanseri tedavileriyle birlikte kullanılabilir. Erken evre meme kanserini tedavi etmek için yaygın kullanılan hedefe yönelik tedavi, akıllı ilaçlardır. Meme kanseri ne kadar erken teşhis edilirse hayatta kalma şansı o kadar artmaktadır."