Sepsis, dünya genelinde sağlığı tehdit eden bir hastalık haline geldi. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde daha sık görülüyor. Birçok ülkede, sepsise bağlı ölüm oranları diğer hastalıklara bağlı ölüm oranlarından daha yüksek. Dünyada yılda yaklaşık 50 milyon kişiyi etkileyen ve 11 milyona yakın ölüme neden olan sepsis, her 3 saniyede bir can kaybına yol açıyor.
RİSK GRUBUNDAKİLER
Türk Toraks Derneği (TTD) Merkez Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Gaye Ulubay, "Yaş, cinsiyet ve sosyo-ekonomik durum fark etmeksizin, sepsis herkeste gelişebilir. Ancak, bazı gruplar daha yüksek risk altındadır. Özelikle; bir yaşından küçük bebekler ve ileri yaştakiler, dalağı olmayanlar, diyabet, kanser, diyaliz veya AIDS hastaları gibi bağışıklık sistemi zayıflamış ve kronik hastalığı olanlar risk grubunda yer alırlar" dedi.
ERKEN TANI ÖNEMLİ
"Sepsis, ciddi bir sağlık sorunu olduğu için belirtileri erkenden tanımak çok önemlidir" diyen Prof. Dr. Ulubay, şunları söyledi: "Ateş yüksekliği, üşüme-titreme, bilinç değişikliği, nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü, nabız ve solunum sayısında artma, kendini kötü hissetme ve genel durum bozukluğu sepsis düşündüren belirtilerdir. Bu belirtileri olan kişiler hemen en yakın acil servise başvurmalıdır."
HIZLI TEŞHİS EDİLMELİ
Sepsis semptomlarından en az ikisi görülürse, en yakın hastaneye başvurulması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Ulubay, "Her enfeksiyon sepsise yol açmaz ve vücut bağışıklık sistemi tarafından etkili bir şekilde kontrol altına alınabilir. Ancak vücudun savunma mekanizmaları zayıflamışsa, enfeksiyonlar vücuda daha fazla zarar verebilir ve sepsis riskini artırabilir. Bu nedenle enfeksiyonların ciddiyetini küçümsememek ve gerekli tedavinin başlanması önemlidir. Her türlü enfeksiyon potansiyel olarak sepsise yol açabilir; zatürre, idrar yolu enfeksiyonları, menenjit, grip ve diğer enfeksiyonlar gibi. Enfeksiyon belirtileri görüldüğünde, hızlı bir teşhis ve uygun tedavi çok önemlidir" dedi.
TEDAVİSİ YOĞUN BAKIMDA YAPILMALI
TÜRK Toraks Derneği (TTD) Solunum Yetmezliği ve Yoğun Bakım Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Özlem Yazıcıoğlu Moçin de sepsisin hızlı bir şekilde ilerleyebilen ve ölümcül sonuçlar doğurabilen bir hastalık olduğunu belirterek, şöyle dedi: "Tedavinin hemen başlanması sonuçları büyük ölçüde etkileyebilir. Sepsis tedavisinde uygun antibiyotiklerin ve sıvı tedavisinin hızlı bir şekilde başlanması, enfeksiyonun kontrol altına alınmasına yardımcı olur. Bununla birlikte organ yetmezlikleri ve diğer ciddi komplikasyonların etkili bir şekilde yönetilebilmesi için sepsis tedavisi, yoğun bakım ünitelerinde yapılmalıdır. Bu üniteler, sepsis tedavisinin karmaşıklığına yanıt verebilecek donanıma ve deneyime sahiptir."
EL HİJYENİ ÇOK ÖNEMLİ
Doç. Dr. Moçin, sepsisin önlenmesi, hastalığın tedavisinden daha da önemli olduğuna da dikkat çekerek, bunun için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
El hijyeni (el yıkama), enfeksiyonların yayılmasını önlemek için temel bir önlemdir. Toplumda bu konuda farkındalık oluşturmak, bu önlemlerin yaygınlaştırılmasına yardımcı olur.
Aşılar, birçok bulaşıcı hastalığın önlenmesine yardımcı olur. Risk grubundaki kişilere uygun aşılar uygun zamanda yapılmalı ve toplumda aşıya karşı güvenin artırılması sağlanmalıdır.
Antibiyotiklerin bilinçsiz ve gereksiz kullanımı antibiyotik direncini artırabilir. Bu nedenle halkın antibiyotik kullanımı konusunda bilinçlendirilmesi ve sadece uzman hekimler tarafından reçete edilmesi gerektiği vurgulanmalıdır.
FARKINDALIK OLUŞMALI
Doç. Dr. Moçin, sepsisin, hızlı tanı ve uygun tedavi ile önlenebilir veya etkileri azaltılabilir bir hastalık olduğuna dikkat çekerek "Sağlık çalışanları ve toplumun sepsis hakkında bilgi sahibi olması ve belirtileri tanıyabilmesi çok önemlidir. Erken tanı, hızlı müdahale ve bilimsel temele dayalı tedavi, sepsis vakalarının sonuçlarını iyileştirir. Sepsis hakkında farkındalık oluşturmak, erken teşhisin ve uygun tedavinin yaygınlaştırılması için kritik bir adımdır" dedi.