Işın Karaca, geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda 'Saçkıran' olarak da bilenen Alopesi Areata hastalığına yakalandığını açıklamıştı. Zorlu bir mücadele veren sanatçı, "Gördüğünüz üzere saçım yok, kaşlarım yok, kirpiklerim de. Hatta vücudumun hiçbir yerinde kıla dair bir şey yok. Kısaca, saçkıranın son evresi. İlk aşıdan bu yana kafamda minik minik yaralar oluştu. 'Alerji mi?' dedik, 10 doktor gezdim. Değilmiş! 'Endokrinolojiye bağlı bir durum mu?' dedik. O da değilmiş" diye verdiği mücadeleyi anlatmıştı. Karaca ayrıca 'Bu hastalıkla ilgili farkındalık yaratmak lazım" demişti. Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Meral Şaşoğlu'na 'Saçkıran' yani 'Alopesi Areata' hastalığını sorduk. Prof. Dr. Şaşoğlu, ünlü sanatçı Işın Karaca'nın saçkıran ile ilgili mücadelesiyle ilgili şunları söyledi: "Tabii ki saçkıran hastalığının çok sevilen, gözönünde bir sanatçımızda olması talihsizlik. Ancak Işın Karaca'nın zorluğu aşması ve saçlarına kavuşması imkansız değil. Bunun için gerekli olan ilk adımı güçlü bir şekilde başardığını görüyoruz. Takip ettiğim kadarıyla zaten en büyük zorluğu aşarak, hastalıkla barışık olmayı seçmiş.
Sebepler bulunup ortadan kaldırılabilinirse, saçlarını yeniden kazanma imkanı, hep böyle kalacak savından daha yüksek. Böyle bir durumda hastalıkla ilgili kalıcı 'ömür boyu böyle olacak' inanışı da yıkılmış olacak. Sanatçımızın iyileşmesi ve insanlarımıza bir umut, bir ışık olabilmesi dileğim." Saçkıranın bulaşıcı olmadığını belirten Prof. Dr. Şaşoğlu, "Saçkıran (Alopesi Areata) saç köklerinin ölmediği, sadece kişinin saç köklerinin yanlışlıkla kendi savunma hücreleri tarafından saldırıya uğraması sonucu, saçkökü hücrelerinin hasarlanıp, faaliyetinin engellendiği bir hastalık. Temelinde otoimmünite dediğimiz bir savunma mekanizması bozukluğu sonucunda tüm saç ve vücut kıllarının kaybına kadar gidebilen ve yerine yeniden saç yapılamaması hücrelerin görevlerini yerine getirme güçlüğüyle seyreden bir saç kökü hastalığıdır" dedi. Prof. Dr. Şaşoğlu, saçkıranın görülme oranlarına da değinerek "Yapılan araştırmalarda her bin kişiden 1'inin 50 yaşına kadar bir şekilde bu tür saç kaybı yaşadığı görülmüş. Kadın ve erkeklerde aynı oranda görülme sıklığı var. Her yaşta görülebilmekle birlikte 40-50 yaş aralığı en çok görülen yaşlardır" dedi.
SAÇ KÖKLERİ HASARLANIR VAZİFESİNİ YAPAMAZ
Prof. Dr. Şaşoğlu, saçkıranın otoimmün mekanizmanın yol açtığı, immünite dengesizliğinin sonucu olarak görünen bir hastalık olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Savunma hücrelerimiz yanlış yönde güçlenerek kendi hücrelerimizi düşman zanneder ve onları yok etme çabasına girerek onlara saldırır. Saçkıran hastalığını, Haşimato, Romatoid Artrit vs gibi otoimmüniteye bağlı gelişen organ hastalıklarına benzetebiliriz. Kişinin savunma hücreleri hedef organ olarak seçtiği bölge hücrelerine saldırarak onların faaliyetlerini bozacak şekilde inflamasyona yol açar. Saçkıranda bu hedef bölge saç köküdür. Saç kökünü işgal eden hücreler, saç kökünün hasarlanıp vazifesini yapamamasına, bunun sonucu olarak da saçların dökülerek, yenilerinin yapılamamasına yol açar."
BU BELİRTİLERE DİKKAT
SAÇKIRAN ile ilgili belirtilere de dikkat çeken Prof. Dr. Şaşoğlu "Saçlarda bölgesel 1 cm den küçük açılmalarla başlayabilir. Ve bu bölgelerde açılan yerlerin etrafından da mevcut saçlar hafifçe, oynar gibi çekildiğinde saçların kolayca ele geldiği görülür. Böyle yıllarca kalabilir veya bazen geçebilir de. Bazen de yayılarak tüm başı, hatta tüm vücut kıllarınıetkileyebilir" dedi.
KORKMAYIN, HASTALIĞI KABULLENİP ONUNLA BARIŞIN
SAÇKIRANIN tedavisi hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. Şaşoğlu, "Sebep veya sebepler bulunur ve yokedilirse tedavi süreci hızlı olabilir" dedi. "Saçkıran olmuş hastalarınıza siz neler önerirsiniz?" sorusuna ise Prof. Dr. Şaşoğlu, şu yanıtı verdi: "Öncelikle onlara korkmamalarını söylüyorum. Saç kökleriyle barışarak, saç köklerinin tekrar çalışabileceğini, cesaretle sebep araştırmasının üstüne giderek, sabırla bu süreci atlatmalarını tembihliyorum. En önemlisi de saç köklerine kızmadan, küsmeden onlara şevkatle, sevgiyle tedavilerini düzenli uygulamalarını öneriyorum. Yani öncelikle hastalığı kabullenip, hastalıkla barışmak lazım. Sonuç olağanüstü yüz güldürücü olabilir. Ancak, burada bir hücreyi kurtarayım derken başka bir hücreye, sisteme zarar verecek tedavilerden kaçınmak gerekiyor. Tedavi başarısını ve kalıcı başarılı sonuç almayı etkileyen birincil faktör sürecin hasta ve doktor tarafından uyumla ve sabırla yönetilmesidir."
KOVİD AŞISI VAKALARI ARTIRDI MI?
"Son dönemde aşılar, Kovid-19, stres ve hatta iklim değişikliği sizce saçkıranın artmasına neden olmuş olabilir mi?", "Vakalarda artış yaşanıyor mu?" sorularına ise Prof. Dr. Şaşoğlu, şu yanıtı verdi: "Kovid ve aşılanma sonrası otoimmün hastalıklarda artışlar yaşandığı yayınlandı. Saçkıran da bir otoimmün hastalık. O nedenle vakalarda artışlar olabiliyor. Çünkü, maalesef otoimmün hastalığın ortaya çıkış sebeplerine uygun zeminleri oluşturdu bu durumlar."