İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Sevda Bağ, Z kuşağının telefonlarını bir an olsun elinden bırakmadığına dikkat çekerek, "Neredeyse akıllı telefonların içinde yaşıyorlar ve gerçek dünyadan kopuyorlar. Ve mutsuzlar" diyerek, şu tespitlerde bulundu:
SOSYAL FOBİSİ OLAN GENÇLERİN SAYISI ARTTI
"Her türlü bilgiye kolay ulaşım ya da varolmayan bir dünyaya aitlik hissetmek, o dünyadaki herhangi bir olumsuzluk karşısında büyük şiddette depresyona sebep olmaktadır. Gerçek dünyada kopukluklar da yaşanmaktadır. Gerçek dünya ile olan ilişkinin bozulması sanal dünyaya bağımlılığı arttırmaktadır. Sosyal fobisi olan gençlerin sayısında son dönemde büyük artışlar yaşanıyor. Bunun sebebi de sanal dünyaya olan bağımlılık."
TEKNOLOJİ MUTLULUK GETİRMİYOR
Bir mutsuzluk salgınının yaşandığını belirten Psikiyatrist Doç. Dr. Bağ, bunun sebebini şöyle açıklıyor: "Mutsuzluk, kişilerin huzursuz, umutsuz ve karamsar hissetme halidir. Bireyin hayattan zevk alamayıp, gündelik sorunlardan sıkıldığı ve kaçmak istediği zaman ortaya çıkar. Mutsuzluk diğer insanlarla sorun yaşama ya da kişilik yapısı ile ilişkili de olabilmektedir. Teknolojik gelişmeler ya da bilgiye hızlı ulaşma da mutluluğu beraberinde getirmemektedir." Tam da bu noktada teknolojinin hayatımızı nasıl değiştirdiğini Doç. Dr. Bağ, şöyle açıklıyor: "Son yıllarda madde bağımlılığını gibi yeni iletişim araçlarına olan bağımlılık da önemli bir hastalık haline gelmiştir. Madde bağımlılığında kullanılan madde veya ilacın beyinde oluşturduğu etkiye benzer bir fiziki ve psikolojik bağımlılık hastalığı teknoloji bağımlılığında da görülmektedir. Diğer birçok bağımlılık çeşidinde olduğu gibi teknoloji bağımlılığında da birey, bağımlı olduğu herhangi bir teknolojik ürünü aşırı derecede kullanmakta, ulaşamadığında onun yoksunluğunu yaşamakta ve bu durumun olumsuz etkileri ile mücadele etmek zorunda kalmaktadır."
DOYUMSUZLUK MUTSUZLUK MU?
"Doyumsuzluk
, mutsuzluk mu?" sorusuna Doç. Dr. Bağ şu yanıtı veriyor: "Zaman zaman eşit olabilir ancak doyumsuzluk sonu olmayan bir kuyudur. Kuyunun sonunun görünmüyor olması mutsuzluğu, umutsuzluk haline de getirmektedir. Üstelik bu durum topluma da yansımaktadır."
SOSYAL İLİŞKİLERİ AZALTIYOR
Teknolojı sayesinde her istenilene anında ulaşmanın emek verilen mutluluğun önüne geçtiğini söyleyen Doç. Dr. Bağ, "Teknoloji sayesinde hemen her isteklerine anında ulaşabiliyorlar. Ancak etkisi hızlı azalmakta. İnternetin hayatımıza girmesi ile birlikte birçok alanda bilgiye erişimin kolaylaşması, alışverişin daha rahat ve hızlı yapılabilmesi, hareketin azalmasına ve sosyal ilişkilerin azalmasına sebep olmaktadır" dedi.
REÇETE: AİLENİZLE KALİTELİ ZAMAN GEÇİRİN
DOÇ
. Dr. Bağ, teknoloji ile birlikte azalan sosyal ilişkileri yeniden canlandırmak, bağımlılıkların önüne geçmek ve mutluluğu çoğaltmak için şu önerilerde bulundu: "Ailece geçirilen kaliteli vaktin arttırılması, sanal değil gerçek ilişkiler ve bağlar oluşturulması. Kullanılacak olan teknolojik cihazın, özellikle de internetin bireyin yaşına uygun bir kullanım kotası olması ve buna uyulması gerekmektedir. Sağlıklı beslenme, uyku düzeninin sağlanması da oldukça etkilidir."
MUTSUZSAN KAĞIDA DÖK
DOÇ. Dr. Bağ, mutlu olmak için neler yapılması gerektiğini ise şöyle özetledi: "Öncelikli olarak kişi, mutsuzluğunun altında yatan sebepleri ve duyguları farketmelidir. Ayrıca kağıda dökmek önemlidir. Bol bol duygularınızı yazın. Konuşmak, yürümek spor yapmak, teknolojik aletlerle olan süreyi azaltmak da zamanla mutsuzluğu azaltacaktır."