Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Serkan Kahraman, koroner arter hastalığı ile ilgili bilgiler verdi. Doç. Dr. Kahraman "Koroner arterler kalbin etrafında bulunan ve kalbin beslenmesini sağlayan ortalama 2-3 mm çapındaki kan damarlarıdır. Kan, kalpten vücuda pompalandıktan sonra ilk olarak koroner arter dediğimiz bu damarlara doğru yönlenerek kalbin kanlanmasını ve beslenmesini sağlamaktadır. Koroner arter hastalığı ise bu damarlardaki daralma veya tıkanıklıklar neticesinde kalbin beslenmesindeki bozulma ile sonuçlanan kalp hastalığını ifade eder" dedi.
KANSERE BAĞLI ÖLÜMLERDEN FAZLA
Doç. Dr. Kahraman, koroner arter hastalığı yani kalp damar tıkanıklıklarının 18 yaş üzerindeki ortalama her 20 kişiden birisinde görüldüğüne dikkat çekerek, şunları söyledi: "Tüm dünyadaki ölümlerin en sık nedenini kalp ve damar hastalıkları oluşturmaktadır. Tüm dünyada ortalama her 4 ölümden birisi kalp ve damar hastalıkları nedeni ile meydana gelmekte olup bu oran kansere bağlı ölümlerin tamamından daha fazladır" dedi.
KİMLER RİSK ALTINDA?
Doç. Dr. Kahraman, koroner arter hastalığı için riskli kişileri ise şöyle sıraladı:
"İleri yaş, erkek cinsiyet ve aileden gelen kalp damar hastalığı genetiği olması gibi değiştirilemez risk faktörlerinin yanı sıra şeker hastalığı (diyabet), hipertansiyon, kolesterol yüksekliği (hiperlipidemi), sigara kullanımı, hareketsiz (sedanter) yaşam, fazla kilolu olma (obezite), alkol tüketimi ve stres gibi kontrol edilebilir ve kısmi düzeltilebilir riskler bulunmaktadır. Bu faktörlere sahip kişilerde ise kalp damar hastalığı görülme riski de artmış demektir."
KOLESTEROL BİRİKİMİ ÖNEMLİ
Koroner arter hastalığının zamanla birlikte koroner damarlarda meydana gelen daralma neticesinde oluştuğunun altını çizen Doç. Dr. Kahraman, şöyle dedi: "Koroner damarlar içerisindeki kolesterol birikimi bu daralmanın temel nedeni olup giderek artan darlıklar neticesinde kalbin beslenmesinin bozulması ve şikayetlerin ortaya çıkmasına sebep vermektedir. Bu darlıklar uzun zaman içerisinde yavaş yavaş gelişebileceği gibi daha az orandaki darlıkların bir anda tamamen tıkanıp krize dönmesi şeklinde de olabilmektedir."
SANAL ANJİYO İLE YÜZDE 99 DOĞRU SONUÇ
Koroner arter hastalığının tanısını nasıl koyduklarını ise Doç. Dr. Kahraman, şöyle anlattı: "Koroner arter hastalığını saptamaya yönelik olarak kalp EKG'si (elektrokardiyografi), ekokardiyografi (EKO) ve efor testi ile ön değerlendirme yapılmaktadır. Riskli görülen kişilerde miyokard perfüzyon sintigrafisi incelemesi de tanı amacı ile yapılabilmektedir. Günümüzde teknolojinin oldukça ilerlemesi neticesinde bilgisayarlı tomografi (BT) ile yapılan sanal anjiyolarda yaklaşık yüzde 99 oranında kalp damar tıkanıklıklarını dışlayabilmekteyiz. Riskli görülen ve damar tıkanıklığı şüphesi olan hastaları kesin tanı koymak amacı ile koroner anjiografi ile kalp damarlarını direkt olarak değerlendirmek gerekmektedir."
AĞRI HER İKİ KOLA ÇENEYE VE SIRTA YAYILABİLİR
Koroner arter hastalığına bağlı en temel şikayetin göğüs ağrısı olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Kahraman, "Bu ağrı genellikle eforla göğüs ortasında ve genellikle baskı (sıkışma) tarzında olup dinlenmekle veya dil altı kullanımı ile rahatlamaktadır. Özellikle soğuk havalarda ve tok karnına efordan sonra belirgin hale gelen ağrı her iki kola, çeneye veya sırta yayılabilmektedir. Özellikle şeker hastalığı olan kişilerde göğüs ağrısı olmadan sadece nefes darlığı şikayeti de koroner arter hastalığı belirtisi olabilmektedir. Çarpıntı, yorgunluk, güçsüzlük, efor kapasitesinde azalma gibi şikayetlerde kalp damar hastalığı olan kişilerde ayrıca görülebilmektedir" dedi.
KALP DAMARLARINA BALON VEYA STENT UYGULAMASI
Tedavi yöntemlerine de değinen Doç. Dr. Kahraman "İlaç tedavisi, koroner anjiyografi ile müdahale ve koroner arter bypass cerrahisi ile tedavi seçenekleri bulunmaktadır. İlaç tedavisinin yetersiz kaldığı önemli düzeydeki tıkanıklıklarda ise koroner anjiyografi yolu ile kalp damarlarına balon veya stent uygulamaları ile tıkanıklıkların tedavisi birçok hastada yeterli tedaviyi sağlamaktadır. Bazı seçilmiş hasta gruplarında ise koroner arter bypass cerrahisi dediğimiz kalp ameliyatları ile tedavi gerekmektedir" dedi.