Özel Ataköy Hastanesi Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Necdet Derici, Sağlık Bakanlığı'nın obezite cerrahisinde getirdiği yeni kurallara değindi. Op. Dr. Derici, Bakanlığın yayınladığı yönetmeliğe göre obezite cerrahisi uygulama kriterlerini şöyle sıraladı:
Obezite cerrahisi uygulanacak hastalar, genel cerrahi, endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları, iç hastalıkları, ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı ve diyetisyenin de içinde bulunduğu bir heyet tarafından sağlık merkezinde 6 ay boyunca tedavi programına alınır ve yeterli sonuç alınamazsa sağlık kurulu tarafından düzenlenen rapor ile obezite cerrahisi olabilir.
Vücut Kitle İndeksi (VKİ) 30'un altında olan hastalara obezite cerrahisi yapılamaz. VKİ 30-40 arasında olan hastalara obezite merkezlerinde takip ve tedavi programlarına yönlendirilmeden obezite cerrahisi yapılamaz.
Sağlık Bakanlığı'nın yeni kurallarına göre VKİ 40'ın üzerinde olan hastalar direkt ameliyata yönlendirilebilir.
VKİ, 30-35 arasında olanlar ve yandaş hastalığı var ise 6 aylık bir tedavi sürecinden sonra yeterli sonuç alınamazsa yine "obezite cerrahisi olabilir" raporu düzenlenerek cerrahiye yönlendirilebilir.
OBEZİTE KARNEMİZ ZAYIF
Türkiye'deki obezite tehlikesine de dikkat çeken Op. Dr. Derici, şöyle dedi: "Son 40 yıldır obezite tüm dünyada artış göstermektedir. Kadınlarda obezite görülme oranı erkeklere göre 2 kat daha yüksektir. VKİ incelendiğinde; ülkemizde kadınların yüzde 23,6'sının obez, erkeklerin ise yüzde 16,8'inin obez olduğu görüldü. 2030 yılına kadar kadınlar arasında tahmin edilen obezite prevelansının en yüksek olduğu ülkelerden birinin Türkiye olacağı öngörülüyor. Erkeklerde görülen obezite prevelansının yüzde 34 ile 5'inci sıraya yerleşeceği belirtiliyor. Çocukluk obezite prevelansı ile ise 2'inci sıradayız. Dolayısla bu sayıların bize gösterdiği, Türkiye'nin obezite karnesinin çok parlak olmadığı yönünde."
BİRÇOK HASTALIKTAN KURTARIYOR
Obezite ameliyatı ile sadece kilo kaybının yaşanmadığını söyleyen Op. Dr. Derici, "Obezitenin getirdiği tip 2 diyabet, kalp ve damar hastalıkları, hipertansiyon, nörolojik hastalıklar, uyku apnesi, böbrek hastalıkları, eklem hastalıkları, karaciğer yağlanması gibi pek çok hastalıklardan kurtulunuyor. Obezlerde artmış olan meme kanseri, bağırsak kanseri gibi pek çok kanserin görülme sıklığının azalması sağlanıyor. Hastalar özgüvenlerini kazanarak, depresyon gibi birçok psikolojik sorundan da kurtuluyor" dedi.
DÜZENLİ TAKİP
Obezite
ameliyatlarının sadece bir cerrahın işi değil, ekip işi olduğunu söyleyen Op. Dr. Derici, şöyle dedi: "Ameliyat sonrası diyetisyen kontrolünde hastanın beslenmesi düzenlenir. 1'inci, 3'üncü ve 6'ıncı ay kontrollerinden sonra yılda bir mutlaka kontrollere gelmeleri istenir. Gerekli tetkiklerle vitamin ve mineral eksiklikleri giderilmelidir. Tekrar geri kilo alımlarını engellemek için düzenli günlük egzersizler ve sağlıklı beslenme protokolleri sunulmalıdır."
HER 4 ÇOCUKTAN BİRİ OBEZİTE SINIRINDA
OBEZİTENİN artık günümüzde teknolojinin ve çevresel faktörlerin getirdiği olumsuzluklar nedeniyle çocukluk çağında başladığına dikkat çeken Op. Dr. Derici, şunları söyledi: "Her 4 çocuktan 1'i obezite sınırındadır. Stres, kaygı bozukluğu yaşayan çocuklar kendilerini sakinleştirmek ve olumsuz duygularını azaltmak için aşırı yemek yiyebiliyor. Fast-food şeklinde beslenme obeziteyi arttırmaktadır. Öğün sayısı ve ekmek tüketiminin artması, porsiyonların büyük olması diğer faktörlerdendir. Akıllı cep telefonları, televizyon, bilgisayar, tablet, asansörler, arabalar, uzaktan kumandalar gibi yaşamımıza girmiş ve hareketlerimizi azaltan bu faktörler obezitenin gelişmesinde oldukça önemli etkenlerdir. Çocukluk çağında ameliyatla obeziteyi önlemekten ziyade yaşam şekillerini ve beslenme düzenlerini değiştirmemiz gerekir."