Kızamık vakalarındaki artışı 'Kızamık Alarmı' başlığı ile 25 Mayıs'ta köşeme taşımıştım. Türk Pediyatri Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri Bölümü, Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kenan Barut, GÜNAYDIN'da artan kızamık vakalarına dikkat çekmişti. Doç. Dr. Barut, "Uluslararası Pediatri Derneği ile birlikte yaptığımız çalışmada aşı karşıtlığının yükselişte olduğunu görüyoruz. Toplumdaki oranlarına baktık. Bir tehlikeyi fark ettik. Aşı kararsızlığı büyüyor. Bu büyümenin kanıtı olarak da gördük ki kızamık patladı bu sene" demişti Geçtiğimiz aylarda sadece Cerrahpaşa'da 17 kızamık vakası gördüklerini belirten Doç. Dr. Barut, "Cerrahpaşa acile günde 100 çocuk hasta geliyor. Günde 2 bin hasta bakan hastaneler var. Türkiye geneline oranlarsak belki 10 binleri bulan kızamık vakası olabilir. Böyle giderse artarak devam eder" demişti. Daha önce aşılama oranlarının yüzde 95'lerin üzerinde olduğu için kızamık görülmediğini belirten Doç. Dr. Barut "Biz asistanlık yıllarımızda kızamık görmemiştik. Son 4-5 senedir kızamık görmeye başladık. Bulaşıcı hastalıkların sayısı aşı kararsızlığı ile birlikte artıyor" demişti.
BU YIL İÇİNDE 2 ÇOCUK HAYATINI KAYBETTİ
Kızamık nedeniyle bu yıl içinde İstanbul'da 2 çocuğun hayatını kaybettiği bilgisinin paylaşılması kızamığı yeniden gündeme taşıdı. Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Servet Öztürk de "Kızamık virüsü genellikle çocukluk çağında görülen ateşli, döküntülü, bulaşıcı, viral bir hastalıktır. Genellikle hasta kişinin solunum yolu partiküllerinin solunmasıyla bulaşabileceği gibi temas ile de bulaşabilir. Genellikle virüsün bulamasından 7-14 gün içerisinde belirtileri başlar. Başlangıç belirtileri ateş yüksekliği, burun akıntısı, boğaz ağrısı, gözlerde kızarıklık ve öksürük olarak özetlenebilir. Başlangıç belirtilerinden birkaç gün sonra önce ağızda beyaz lekeler daha sonra vücutta küçük milimetrik boyutta ancak çok yaygın döküntüler meydana gelir. Döküntüler genellikle baş ve saçlı deriden başlayıp vücuda yayılır" dedi.
NEDEN AŞI OLMALIYIZ?
"Hastalık
tanısı kızamık virüsüne karşı meydana gelen antikor (Kızamık IgM) veya kızamık virüsünün kendisinin (Kızamık PCR) tespit edilmesiyle konur" diyen, Uzm. Dr. Öğr. Üyesi Öztürk şunları söyledi: "Kızamık hastalığı yüzyıllar boyunca milyonlarca kişinin ölümüne neden olmuştur. Etkin bir tedavisi olmayan hastalıkta koruyucu tek silah yüksek koruyuculuk sağlayan kızamık aşısıdır. Ülkemizde ve dünyada kızamık- kızamıkçık-kabakulak aşıları uygulanmaktadır. Kızamık aşısı hastalığı önlemede oldukça etkilidir. Dünya çapında 2000 ile 2020 yılları arasında yapılan kızamık aşılama kampanyaları sayesinde kızamık vakalarında yüzde 80'den fazla azalma gözlenmiştir.
BU KİŞİLERDE DAHA AĞIR SEYREDİYOR
Çocukluk çağında kızamık olmayan ve kızamık aşısı olmayan erişkinlerde hastalığın genellikle daha ağır seyrettiğini söyleyen Uzm. Dr. Öğr. Üyesi Öztürk "Virüse etkinliği kanıtlanmış henüz bir ilaç yoktur. Tedavi genellikle yan etkileri önlemeye yöneliktir" dedi. Komplikasyon olarak kulak enfeksiyonu, akciğer enfeksiyonu ve bağırsak enfeksiyonu gözlemlenebileceğini belirten Uzm. Dr. Öğr. Üyesi Öztürk, "Nadir olarak menenjit, beyin enfeksiyonu ve nöbetlere de neden olabilir. Sıklıkla çocukluk yaş grubunda görülür. Ciddi bir bağışıklık yetersizliği olmayan sağlıklı insanlarda bir defa geçirilir ve ömür boyu bağışıklık sağlanır" dedi.
EN BÜYÜK SEBEBİ AŞI OLMAMAK
DÜNYA Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerini örnek olarak gösteren Uzm. Dr. Öğr. Üyesi Öztürk şöyle dedi: "1980 yılında dünyada yaklaşık 2.5 milyon kişi kızamıktan hayatını kaybetmiştir. Aşılama kampanyaları sayesinde kaybedilen insan sayısı 2015 yılında yüzbinin altına indirilmiştir. Bu azalmaya rağmen 2017 yılından sonra tüm dünyada bağışıklamadaki azalmalar, aşı karşıtlığı, göç hareketleri gibi nedenlerle kızamık vakaları artmaya başlanmıştır. Dünyada Afrika, Uzak Asya ve Batı Pasifik ülkeleri hastalıktan en fazla etkilenen bölgelerdir. Ülkemizde yoğun kızamık aşılama kampanyası sayesinde 2008-2010 yılları arasında kızamık vakasına rastlanmamışken 2019 yılında 2 bin 905 vakaya tanı konulmuştur. Bu vaka artışlarının en önemli sebebinin aşı karşıtlığının artışı, aşılanmamış göçmen ve turist sayılarının artışı olduğu düşünülmektedir. Pandemide sosyal kapanma sonrası açılmanın da vaka sayıları üzerine olumsuz etkisi olduğu söylenebilir."