2 Mayıs Dünya Astım Günü. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre tüm dünyada 339 milyon kişinin astımı var. Ve dünyada her yıl 400 binden fazla kişi astımdan hayatını kaybediyor. Ülkemizde ise 3.5 milyon astım hastası var.
DOĞRU TANI VE ZAMANINDA TEDAVİ
GARD (Global Alliance Against Chronic Respiratory Diseases-Solunum Hastalıklarına Karşı Küresel Birlik) Türkiye kapsamında, T.C. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, Türk TORAKS Derneği ve Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği işbirliği ile her yıl Dünya Astım Günü'nde toplum ve sağlık çalışanları için eğitim ve farkındalık toplantıları düzenleniyor. O yıla özgü farklı bir tema belirleniyor. Bu yıl 'Astımda Doğru Tanı ve Doğru Tedavi İçin El Ele' teması ile ilgili çeşitli branştan hekimler ve hastalarla etkinlikler düzenlenecek. Ülkemizin yaşadığı deprem gibi doğal felaketlerde astımlı hastaların takibi ve tedavisi için gerekli konular da vurgulanacak.
KRONİK BİR AKCİĞER HASTALIĞI
TORAKS Astım ve Alerji Çalışma Grubu Başkanı, Göğüs Hastalıkları, Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Doç. Dr. Rana Işık, "Astım, akciğer içi hava yollarında mikrobik olmayan bir tür iltihap nedeniyle hava yolu duvarının daralması sonucu ortaya çıkan müzmin (kronik) bir akciğer hastalığıdır" diyerek astımın belirtilerini şöyle sıraladı: "Astım tekrarlayan ve ataklar halinde gelen nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltı, hışıltı, ıslık sesi, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterir. Doğru tanı için yakınmaların değerlendirilmesinin yanı sıra solunum fonksiyon testlerinin yapılması amacıyla birinci ve ikinci üçüncü basamak sağlık kurum ve kuruluşlarının işbirliği önemlidir."
KADINLAR ALERJENE MARUZ KALIYOR
Doç. Dr. Işık, astımın kadınlarda erkeklere göre daha çok görüldüğüne de dikkat çekerek, "Bunun nedeni kadınların daha fazla alerjenlere maruz kalması. Çocukluk çağında ise erkek çocuklarda astım daha fazla görülüyor. İlerleyen yaşlarda ise kadınlarda daha sık karşılaşılıyor. Ev işinde kullanılan temizlik malzemeleri ve alerjenler bunda temel nedeni oluşturuyor" dedi.
BU MESLEKLER RİSK ALTINDA
Bazı mesleklerin astım riskini arttırdığını söyleyen Doç. Dr. Işık, "Bunlara 'mesleksel astım' diyoruz. Tipik özelliği iş ortamında bulguların artması. Mesleki astım yüzde 15- 25 oranında görülüyor. Boya fabrikalarında çalışanlar, kuaförler, pastacılar, fırıncılar, sağlık çalışanları, kimya endüstrisinde, tekstil çalışanlarında sıklıkla görülüyor" dedi.
DEPREM ASTIM ATAK RİSKİNİ ARTIRDI ÜLKEMIZDE
6 Şubat'ta yaşanan asrın felaketi diye tanımlanan depremden sonra özellikle ilk bir ayın, astım atak riski için yüksek olduğunu söyleyen Doç. Dr. Işık, "Atak riskinde; depremin yarattığı stresin yanısıra ilaç tedavisinin aksaması deprem kaynaklı çevresel kirleticilere maruziyet ve enfeksiyonların rolü büyüktür. Hasta hekim el ele verdiğinde, doğru tedavi planlaması ile astım her durumda kontrol edilebilir bir hastalıktır" dedi.
SİGARAYI BIRAK DENGELİ BESLEN EGZERSİZ YAP
Astımı kontrol altında tutmak için astımlı hastalara önerilerde de bulunan Doç. Dr. Işık şunları söyledi: "Astım kontrolünü güçleştiren etkenler; ilaçların doğru teknikle ve düzenli kullanılmaması ve bunun yanında solunum yolu enfeksiyonları, alerjenler, sigara dumanı ve kimyasallar gibi tetikleyicilere maruz kalmak sayılabilir. Yapılan araştırmalarda hastaların ilaçlarını doktorunun önerdiği şekilde kullanmasının, sigarayı bırakmanın ve obez hastaların kilo vermesinin, sağlıklı ve dengeli beslenmenin, düzenli egzersiz yapmanın, solunan ortam havasını temiz tutmanın astımın kontrolünü kolaylaştırdığı gösterilmiştir."
TEDAVİDE ASTIM REHBERİ
Astım tedavisinin ulusal ve uluslararası uzmanların katılımıyla hazırlanan ve her yıl yenilenen uluslararası ve ulusal astım rehberindeki önerilere göre yapıldığını söyleyen Doç. Dr. Işık, "Astım rehberindeki en önemli yenilik; nefes açıcı (kurtarıcı) ilaçların astım tedavisinde artık tek başına kullanılması yerine mutlaka solunum yolu ile alınan ve asıl tedavi edici olan kortizon içeren ilaçlarla birlikte alınması önerisidir. Tedaviyle astımlıların önemli bir kısmı iş ve okul dahil günlük yaşamlarına, hastalık nedeni ile ilgili herhangi bir kısıtlanma olmadan devam edebilirler." Astım ilaçlarının büyük bir kısmının soluk alma yolu (inhalasyon) ile kullanılan ilaçlar olduğunu söyleyen Doç. Dr. Işık, "Bu yolla daha az yan etki ile direkt hava yollarında istenen tedavi edici etkiyi oluştururlar. Bu cihazların (İnhalerler) önerilen şekilde doğru kullanılması tedavinin etkin yapılabilmesi için çok önemlidir" dedi.