Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Osman Özgür Yalın, Parkinson hastalığının toplumda oldukça sık rastlanan, beyinde ilerleyici hücre yıkımı ile giden (nörodejeneratif) hastalıklar arasında olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Hastalık süresince beynimizde bulunan dopaminerjik nöronlar ilerleyici bir şekilde ölmektedirler. Yani beynimiz dopamin eksikliği çekmektedir. Dopamin salgılayan hücrelerin sayısında kayıp yüzde 70-80'i aştığında belirtiler ortaya çıkmaktadır. Aslında beyinde hastalık, belirtiler ortaya çıkmadan 8-10 yıl önce başlamaktadır. Hastalığın görülme sıklığı ilerleyen yaşla birlikte artmakta ve 60 yaş üzerinde yaşayan bireylerin yüzde 1'den fazlasını etkilemektedir."
SEBEPLERİ ARASINDA GENETİK FAKTÖRLER ÖN PLANDA
Ülkemizde 130 binden fazla Parkinson hastasının bulunduğu ve bu rakama her yıl 10 bin yeni hastanın eklendiğinin tahmin edildiğini söyleyen Doç. Dr. Yalın, "Yaşam süresi beklentisinin uzaması ile yaşlanan nüfusta önümüzdeki yıllarda hasta sayısının artmaya devam edeceği öngörülüyor. Ülkemiz gibi hızla yaşlanan nüfusa sahip toplumlarda hastalığın görülme sıklığı salgın hastalıklara benzer bir artış gösteriyor" dedi.
"Parkinson hastalığının sebepleri arasında genetik ön plana çıkmaktadır" diyen Doç. Dr. Yalın, şunları söyledi: "Aile öyküsü olmayanlarda ise çoğu zaman gösterebildiğimiz belirgin bir sebep yoktur. Özellikle 60 yaş öncesi başlayan vakalarda genetik bir sebep bulunma olasılığı daha yüksektir. Parkinson hastalığının en temel belirtileri vücutta titreme, hareketlerde yavaşlama, kaslarda katılık ve denge bozukluklarıdır."
Hastalar arasında en başta fark edilen ve bilinen belirtinin titreme olduğunu belirten Doç. Dr. Yalın, "Titreme ellerde olabileceği gibi, baş, boyun, dil, çene ve bacakta da olabilir. Vücuttaki titremenin pek çok sebebi olabilir, Parkinson dışı titreme sebebi hastalıklar da oldukça sıktır. Parkinson hastalığına özgü titreme, daha çok istirahatte ortaya çıkan bir titremedir. Ancak ayrım, bazı hastalarda oldukça zor olabilmektedir" dedi.
YÜRÜYÜŞ BOZUKLUKLARINA DİKKAT EDİLMELİDİR
Doç. Dr. Yalın, hastalığın başlangıcında omuz ağrısı, kol ağrısı gibi şikayetlere sıkça rastlandığını söyleyerek "Ardından yürüyüş bozuklukları eklenmektedir, hastalar öne eğilmiş, küçük adımlarla tipik bir yürüyüşe sahip olmaktadır. Parkinson hastalığı ile karışan diğer nörolojik hastalıklar öncelikle mutlaka araştırılıp dışlanmalı. Parkinson belirtilerine ek olarak başka özellikleri barındıran bir grup hastalık 'Parkinson artı sendromlar' olarak bilinmektedir. Bu sendromlar biraz daha hızlı seyirli ve çoğu zaman erken dönemde düşmeler ile başlamaktadır" dedi.
PARKİNSON TEDAVİLERİ SGK TARAFINDAN KARŞILANIYOR
"Parkinson çok umutsuz olduğumuz bir hastalık değildir" diyen Doç. Dr. Yalın, tedavi aşamasında neler yapıldığını şöyle anlattı:
İlk başta, erken evrede hastalara uygun ilaçlarla tedaviye başlanmaktadır. Hastalık ilerlerse ilaç tedavisi hastanın durumuna göre yeniden düzenlenir.
İlaçlarla şikayetler gerilemektedir ve uzun dönem çalışmalarında ilaç kullanan bireylerde hastalığın çok daha iyi ve yavaş seyrettiği gösterilmiştir.
Biz tedavide çoğu zaman vücudumuzda dopamine dönüşen bir molekülü veriyoruz. Dolayısı ile eksik olanı yerine koyma tedavisi yapıyoruz.
İleri ve orta evre hastalar cerrahi tedavi (beyin pili) ve mide tüpü ile ilaç uygulaması gibi seçeneklerden fayda görmektedirler.
Önceliğimiz mutlaka ilaç tedavileridir ve hastalar pil takıldıktan sonra da ilaç tedavisine devam edilmektedir.
Hastaların Parkinson hastalığı konusunda uzmanlaşmış bir nöroloji uzmanı tarafından takip edilmeleri gereklidir.
Parkinson doktoru hem hastasına uygun, bilimsel, güncel tedaviyi sağlamalı, hem de hastanın riskli ve pahalı ama gereksiz veya bilimsel olmayan girişim ve tedavilerden, ailenin ağır ekonomik kayıplar yaşamasını önlemelidir.
Tüm Parkinson ilaçları ve tedavileri uygun hastalarda SGK tarafından ödenmektedir.
DOPAMİN DEPOSU BAKLAYA UZMAN UYARISI
Dopamine dönüşen molekülün ilaç dışında, yiyecek olarak severek tükettiğimiz baklada bulunduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Yalın, "Hastalarımızın çoğu bunu bildikleri için baklayı sık tüketiyorlar. Yüksek dozlarda dopamin yan etkiler yapabilir ve hastanın kullandığı ilaçlar ile etkileşebildiği için bakla tüketimini hastalarımıza önermiyoruz" dedi.