Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Osman Özgür Yalın, kronik migren ve kronik baş ağrısı konularında bilgiler vererek "Hayatı boyunca baş ağrısı yaşamayan insan sayısı oldukça azdır ve nörologlara başvuran her 4 kişiden birinin şikâyeti baş ağrısıdır" dedi.
ŞİDDETLİ, UZUN SÜRELİ, ZONKLAYAN
Migreni de tanımlayan Doç. Dr. Yalın, "Migren tüm baş ağrısı bozuklukları içinde hakkında en çok bilgimiz olan sendromdur. Migren tanısı için tekrarlayan baş ağrısı atakları olması gerekir. Şiddetli, uzun süreli, zonklayıcı, yarım veya tam olabilen, hareketle artan baş ağrısına eşlik eden belirtiler mevcuttur. Eşlikçi belirtiler bulantı, kusma, ışık ve ses hassasiyetidir. Bu özelliklerin hepsi değil bazılarının bir arada olması ile oluşan kümeye migren denilmektedir" dedi.
EN SIK GÖRÜLENİ GERİLİM TİPİ ATAK
Migren ataklarıyla ilgili Yalın, "Van Gogh'un Yıldızlı Geceleri'ne benzeyen 'auralı migren', 'Alice Harikalar Diyarında Sendromu' denilen görsel karmaşık halüsinasyonlar, bilinç kaybı ve koma haline uzanan çok çeşitli belirtiler migren ataklarında ortaya çıkabilmektedir" dedi. En sık gözlenen türün gerilim tipi baş ağrısı olduğuna dikkat çeken Yalın, "Gerilim tipi ataklar hafif ve nadir olduğu için kişiler hastaneye başvurmamaktadır. Şiddetli baş ağrısı olan hastalarda ise migren çoğunluğu oluşturmaktadır" dedi.
KADINLARDA 3 KAT FAZLA
"Kor (çekirdek) semptom baş ağrısı olsa da migren bir semptomlar kümesi veya birlikteliği olan klinik bir sendromdur" diyen Doç. Dr. Yalın, şu istatistiksel bilgileri verdi: "Migren tüm dünyada yaşayan insanların yüzde 15'inin hayatında bulunmaktadır. Kadınlarda 3 kat daha fazladır. Östrojen duyarlı ataklar, en sık olarak doğurganlık çağındaki kadınları etkilemektedir."
STRES, YORGUNLUK, ÜZÜNTÜ TETİKLİYOR
ANI stres, aşırı yorgunluk, uzun süreli fazla gürültü kirliliği, hava kirliliği, aşırı sorumluluk, iş, güç ve üzüntüyle çoğu zaman baş edemeyebileceğimizi belirten Doç. Dr. Yalın, "Herkes, her gün bu tip problemleri yaşamaktadır. Beynimiz sorunlarla mücadele edebilmek, en azından dengeyi sağlayabilmek için güçlü, zinde ve sağlıklı olmalıdır. Araya giren bir enfeksiyon veya uykusuzluk, açlık, kadınlarda hormonal dengenin değiştiği menstruasyon (adet döngüsü) günleri, mevsim değişiklikleri gibi gücümüzü azaltan olaylar bazen dengeyi migren atağı lehinde bozmaktadır. Çünkü bu zorluklarla ve toksinlerle mücadele gücümüz azaldığında bazılarımızda migren atağı tetikleniyor, bazı bireylerde fibromiyalj, bazılarında kronik baş ağrısı veya hipertansiyon, diyabet gibi hastalıklar ortaya çıkabilmektedir" dedi.
ALLOSTATİK YÜK
Migren ataklarının sıklaşması ve kronik günlük baş ağrılarına dönüşmesine 'allostatik yük' adı verildiğini söyleyen Doç. Dr. Yalın, "Bu, organizma üzerine yüklenen stresin yıllar içerisinde birikimi ile olmaktadır. Stresten kastımız hem ruhsal stres hem de biyolojik stres yüküdür. Psikolojik stres faktörleri arasında depresyon, kaygı bozuklukları gibi psikyatrik tablolar bulunmaktadır. Biyolojik stres yükünü artıran faktörler arasında sigara, alkol, uyku düzensizliği, obezite, sedanter yaşam yani fiziksel aktivitenin hiç olmadığı ya da düzensiz olduğu bir yaşam tarzı, düzensiz beslenme, sağlıksız beslenme gibi her bir hücremize sürekli zarar veren durumlar sayılabilir" dedi.
MİGRENE BOTOKSLU TEDAVİ
Doç. Dr. Yalın, migren için etkinliği kanıtlanmış pek çok tedavi seçeneğinin olduğunu söyleyerek, tedavi yöntemlerini şöyle sıraladı:
Migren atakları bir ayda 2-3 günden daha sık ise hastamıza koruyucu tedavi başlamayı tercih ediyoruz. Koruyucu tedaviler ağrı kesicilerden farklı olarak, migren ataklarının gelmesini önleyici tedavilerdir.
Migrenin özel bir diyeti yok. Hasta eğer atağı tetiklediğini fark ettiği bir yiyecek, içecek varsa kaçınabilir. Ama aç kalmaması, düzenli beslenmesi, düzenli uyku ve bol sıvı tüketmesi genel sağlık için de yararlı olacaktır.
Migren tedavisinde çeşitli ilaçlar, atak tedavisi ve koruyucu tedavi olarak çeşitli yöntemler kullanıyoruz.
Sinir blokajları bazen kullanıyoruz. Nöral terapi olarak kuru enjeksiyonlar kullanıyoruz.
Botoks uygulamaları yapıyoruz.
Migren aşıları tüm dünyada aylık veya 3 aylık cilt altı enjeksiyonlar olarak kullanım onayı almışlardır.
İYİ TEDAVİ İLE MİGRENDE İYİLEŞME ORANI YÜZDE 90
MIGRENIN tedavisi hakkında da bilgiler veren Doç. Dr. Yalın, "Migrenin tedavisi vardır. Pek çok ilaç ve enjeksiyon ile kişiye özel bir tedavi uygulanara hastaların çoğu normal hayatlarına dönebilmektedir. Sürekli ağrı kesici kullanmak zorunda olmaktan kurtulmaktadır. Kronik migrenlilerin tedavi ile iyileşme oranı yüzde 90'ın üzerindedir.