Avrupa Şafak Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Özlem Güngör, toplum genelinde yaygın olarak görülen ve halk arasında yumuşak doku romatizması olarakda tanımlanan fibromiyaljinin yaşam kalitesini bozduğunu söyledi. Yrd. Doç. Dr. Özlem Güngör, "Bu hastalık daha çok genç kadın hasta grubunu etkiliyor. Özellikle 20'li yaşlardan itibaren kadınlarda görülmeye başlıyor. Kronik ağrılı bir hastalıktan söz ediyoruz. Toplum genelinde yaygın bir şekilde görülüyor. 'Nasıl bir ağrı görünüyor?' denilirse yaygın bir vücut ağrısından bahsedebiliriz. Bu ağrı, boyun, sırt, bel, kol-bacak ağrısı gibi yaygın vücut ağrısıdır. Ve bu ağrı gezici karakterdedir. Bir dönem boyun sırt ağrısı varsa, bir dönem bel ağrısı olabilir" dedi.
KENDİNİ GİZLİYOR
Fibromiyaljinin, genel olarak tüm kan tetkiklerinin normal olduğu, film ve tetkiklerde kendine özel bir bulgunun olmadığı bir hastalık olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Güngör, şunları söyledi: "Bahar ve yaz aylarında daha çok görülüyor. Özellikle iklim şartları, hava basıncındaki değişiklikler ağrının daha fazla hissedilmesine neden oluyor. Migren, cilt ve deri döküntüleri, reflü, bağırsak problemleri gibi eşlik eden seçğ durumlar da var. Bu hastalarda tabii depresyon da görüyoruz. Hastanın hem depresif bulgularında artış oluyor. Hem de genel moral bozukluğu içinde ağrı biraz daha fazla görülüyor."
YAŞAM KALİTESİ DÜŞÜYOR
Fibromiyaljinin en büyük özelliğinin ise hastanın yaşam kalitesini bozması olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Güngör, "En büyük tetikleyen unsur aslında stres ve yorgunluk. Yaşam kalitesinin yönetilememesi. Uzun süreli bir rahatsızlıktan söz ediyoruz. Bazen hayatın getirdiği sorumluluklar, iş temposunun yoğunluğu, bunların altında ezilen bir kişi görüyoruz. Vücut bunu bir sinyal olarak gösteriyor. Vücut 'Artık ben bunu taşıyamıyorum. Burada bir yeniden ayarlanmaya, koordinasyona ihtiyaç var' diyor" dedi.
SORUMLULUKLARI PAYLAŞIN
Bu hastalara yaşam modifikasyonu önerdiklerini belirten Yrd. Doç. Dr. Güngör, önerilerini şöyle sıraladı:
Kendinize zaman ve alan tanıyın.
Sorumlulukları paylaşın.
Gün içerisinde beslenmenize dikkat edin. Besleme yönetimi oluşturun.
Stresinizi yönetin.
Egzersiz yapın.
KİŞİYE ÖZEL FİZİK TEDAVİ
Fibromıyalji hastalarına, hastanın ihtiyacını tespit edip, kişiye özgü tedavi uyguladıklarını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Güngör, tedavi şeçeneklerini şöyle sıraladı:
Elektro terapi dediğimiz elektrik akımlarıyla yaptığımız fizik tedaviler bu hastaların ağrılarılarını azaltıyor. Vücuttaki kan dolaşımının arttırılmasını hem gergin kasların gevşetilmesini hem de zayıf kasların güçlenmesini sağlıyor.
Fizik tedavide masaj uygulamaları olumlu sonuçlar veriyor.
Hastalara tetik nokta enjeksiyonları da yapabiliyoruz. Yaptığımız tetik nokta enjeksiyonlarıyla aslında nokta atış yapıyor ve oradaki ağrıyı çözebiliyoruz.
Nöral terapi uygulamaları özellikle stres yükünün de getirdiği ağrıların azaltılmasında oldukça etkili, vücudun regülasyonunu sağlayan yaklaşımlar.
Ozon uygulamaları da son derece faydalı. Tüm vücut ozonlanması uygulamaları bölgesel ağrılarda da etkili. Hastaların yaşam kalitesinin arttırılmasında yardımcı.
PRP, kuru iğne gibi uygulamalar ile de kişinin ağrısına kişiye özel tedaviler uygulamak mümkün.
HAYATINIZI DEĞİŞTİRMEZSENİZ TEKRARLARTEKRARLAR
"BUNLAR kronik hastalıklar" diyen Yrd. Doç. Dr. Güngör, şunun altını çiziyor: "Hastaya her türlü tedaviyi yapıyoruz. Hasta belli bir noktaya kadar getiriliyor. Konfor alanı yaratıyoruz. Ama yaşam stresi, koşuşturmalar, birikimler değişmediği sürece hastalık tekrarlayabilir. Bu hastalarla uzun soluklu bir yolculuğa başlıyoruz. Gerekirse fizik tedavi uzmanı olarak 3, 5 yıl hastanın ihtiyacı olduğunda yanlarında oluyoruz. Hastalarımızı belirli aralıklarla kontrole çağırıyoruz."
DENGELİ VE SAĞLIKLI BESLENİN
Yrd. Doç. Dr. Güngör, fibromiyalji hastalarına beslenme önerilerinde de bulundu. İşte o öneriler:
Özellikle işlenmiş gıdalardan uzak durun.
Karbonhidrat dengesinin biraz daha vitamin, mineral , sebze ağırlığına doğru yönlendirilmesini istiyoruz.
Güneş takviyesi şart. Çünkü D vitamini eksikliğinde bu hastalar daha çok ağrı yaşayabiliyor.
Kalsiyum, D, C vitamini ve mineral desteğinin de sağlanacağı dengeli bir beslenme öneriyoruz