Özel bir üniversite tarafından "İyilik Bilimi-İyilikten Ne Doğar? &Deprem ve Travma Sonrası Büyüme" temasıyla düzenlenen 5. Uluslararası Pozitif Psikoloji Kongresi'nin onur konuğu, çoklu zekâ kuramı ile tanınan ABD'li bilim insanı Prof. Dr. Howard Gardner oldu. Kongreye çevrimiçi olarak katılan Prof. Dr. Gardner, gelecekte Türkçe'de 'sanal dünya' olarak çevrilen metaverse yani bir avatarla temsil edilen kullanıcıların alışveriş yapabileceği, sosyalleşebileceği, boş zaman etkinliklerine katılabileceği ve öğrenebileceği sanal dünyada insan kalmanın çok kolay olmayacağını söyledi.
Prof. Dr. Gardner, çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Gardner 'İnsan nasıl olur?' dediğimiz şey evrimsel ve antropolojik bir soru. Şu halimize binlerce yıllık bir evrim sonunda geldik. Hepimiz daha iyi bir insan nasıl oluruz? Hepimiz zaten bunun üzerinde çalışıyoruz. İyi insan olmanın özellikleri nelerdir? Bu pozitif psikolojinin de odaklandığı noktalardan bir tanesi. Bu yanımızı nasıl geliştiririz? Bazı pozitif psikologlardan ayrıştığım nokta şu bence; insanları daha dürüst, daha nazik, daha etik nasıl yaparız? Bununla ilgili elimizde altın bir reçete yok. Bunu tartışmamız gerekiyor. Belki bilgisayar ve yapay zeka bize yardımcı olacak. Belki metaverse bize yardımcı olacak ama sizin bu noktadaki şüpheciliğinizi paylaşıyorum. İnsanlar için insan kalmak yani iyi şeyler yapmak çok kolay olmayacak" dedi.
KENDİLERİNİ MÜKEMMEL KIZLARLA KIYASLIYORLAR!
Bu kadar bilgisayar sistemlerinin tahakküm ettiği dünyada, ABD'de en çok depresyonda olanların 12-15 yaş arasındaki kızlar, sonra aynı yaştaki erkek çocuklar geldiğini de söyleyen Prof. Dr. Gardner, "Bunlar genç insanlar ve depresyonun önde gelen sebebi pandemi ve sosyal medya. Kızlar için o kadar zor ki, sürekli kendilerini birileriyle belki 'mükemmel' kızlarla kıyaslıyorlar. Dolayısıyla önümüzdeki yüzyılda bu insanlık meselesi, belki sürekli tartışılan konuşulan konu olacak" dedi.
Bilgisayar ve yapay zekâ sistemlerinin dilsel bazı görevler gibi işleri insanlardan daha iyi yapabildiğini kaydeden Prof. Dr. Gardner, "Sadece beyinden gelen bilgileri almayacağız, belki diğer hayvanlardan gelen bilgileri de değerlendireceğiz. Yapay zekanın daha da zeki ve yaratıcı olmaya başladığı dile getiriliyor. Bu belki de bizim bilgi dağarcığımızı daha da karmaşıklaştıracak" dedi.
Prof. Dr. Gardner, yapay zekâ ile ilgili gelişmeleri nasıl değerlendirdiğine ilişkin olarak da şunları söyledi: "İnsanlar muğlaklıklarla, karmaşayla, kompleks meselelerle uğraştıkları zaman duygusal bir yanıt verirler ve yapay zekâ bunu vermez gibi bir bakış açısı var. Bu konuda hemfikir olabilirim ama çok emin olamayız. Böyle olduğuna kesin kanaat getiremeyebiliriz.
Bilgisayar sistemlerine yazıyoruz, muğlak problemleri çözebiliyorlar. İnsansı duygusal yapı geliştirip geliştirmeyeceklerini bilmiyoruz."
GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYE
Kongreye çevrim içi olarak katılan ünlü Psikolog Prof. Dr. Gardner, 6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerle ilgili duyduğu üzüntüyü dile getirerek, geçmiş olsun dileklerini iletti. Prof. Dr. Gardner, "Tüm insanlık adına şu sözleri söylemek isterim. Umarım iyi bir toparlanma olacaktır. Tabii ki bu toparlanma biraz vakit alacaktır ve biraz da üzerinde çalışmamız gerekecek elbette ama biliyorsunuz direnç geliştirebilmenin önemli bir parçası, hayata devam edebilmek yolumuza devam edebilmekten geçiyor" dedi.
BEYİN ÜZERİNDEKİ ÇALIŞMALAR ÇOK GELİŞTİ
Nörobilim ve çoklu zekâ kuramı arasındaki ilişkiyi de değerlendiren Prof. Dr. Gardner, "Çoklu zekâ kuramı aslında eleştirel bir kavram. Fransa ekolüne bakacak olursanız tek bir zekâ var. Bu, IQ testleriyle test edilebiliyor. Yani bir şeyde iyiyseniz her şeyde iyi gibi bir bakış açısı var. Bir şeyde kötü performans gösteriyorsanız her şeyde kötü olacaksınız gibi bakış açısı olan bir ekol vardı. Bir çocuk iyi dil öğrenebilir, bir başka çocuğun matematiği iyi olabilir, bir diğerinin müzik becerileri iyi olabilir. Ben bunları farklı zekalar olarak tanımlıyorum. Çoklu zeka kuramında tabii ki bilgi dağarcığı çok önemli. Nörobilimde çoklu zeka kuramını aslında destekleyen önemli veriler var fakat son yıllarda beyin üzerindeki çalışmalar çok gelişti. Artık mesela hangi nöro devrelerin farklı uyaran aldığı zaman -bu bir resim olabilir, ses olabilir- nasıl farklı fonksiyonlar gösterdiğini biliyoruz. Gelecekte büyük ihtimalle beyindeki farklı bölgelerin farklı bilişsel yeteneklerle alakalı ilişkisini daha net olarak anlayacağız. Bu belki de çoklu zekâ kuramını da geliştirecek, evrilmesine sebep olacak. Büyük ihtimalle kendinizi ve başkalarını algılayışınız değişecek" dedi.