Halk arasında göz tansiyonu veya karasu diye bilinen glokom hastalığına dikkat çekmek için her yıl 12 Mart Dünya Glokom Günü, 8-14 Mart tarihleri arasında da Dünya Glokom Haftası olarak değerlendiriliyor. Bu kapsamda da glokomun erken teşhisi için farkındalık yaratılması amaçlanıyor. Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Şahan Durmaz, Halk arasında göz tansiyonu veya karasu diye bilinen glokoma dikkat çekerek "Gizli ilerleme özelliği taşıyor. Tedavi edilmediğinde körlükle dahi sonuçlanabilen göz tansiyonu, sıklıkla herhangi bir bulgu vermemekle birlikte, gözlerde ağrı, bulanık görme gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Katarakttan sonra dünyada körlüğe neden olan ikinci sıradaki hastalıktır" dedi. Görmeyi sağlayan göz içindeki sinir liflerinin beslenmesinin bozulmasıyla hücre hasarı sonucu ilerleyici, geri dönüşü olmayan görme sinir hasarı gelişerek, glokom hastalığını oluşturduğunu söyleyen Op. Dr. Durmaz, "Sinir liflerinin hasarlanması sonucunda, erken dönemde görme alanında kayıplar oluşur. Göz içi basıncında artış optik sinir hücrelerinin beslenmesinin bozulmasına ve programlı hücre ölümüne neden olur. Optik sinir hücre kaybı geri dönüşümsüzdür. Tedavi edilmez ise kalıcı körlüğe neden olabilir" diye konuştu.
40 YAŞIN ÜZERİNDE GÖRÜLÜR
Glokomun her yaşta görülebileceğini ancak, 40 yaşın üzerindeki hastalarda daha sıklıkla görüldüğünü söyleyen Op. Dr. Durmaz "Toplumda 40-45 yaşından sonra glokomun en büyük grubunu oluşturan primer açık açılı glokom görülme sıklığı artar. 40 yaş öncesi üç yılda bir, 40 yaş sonrası iki yılda bir, detaylı bir glokom muayenesi yapılması önerilir. Bu hastalar göz tansiyonu kontrolünden geçmesi gerekir. Ailesinde göz tansiyonu olanlar ise daha sık kontrolden geçmelidir" dedi.
KİMLER RİSK ALTINDA
Op. Dr. Durmaz, kimlerin risk altına olduğunu da şöyle sıraladı: "Yüksek miyopi, yüksek hipermetropi, ailede glokom öyküsü, daha önceden göz travması geçirenler ile diyabet hastalarında görülme sıklığı daha yüksektir." Glokomun sinsi bir hastalık olduğunu söyleyen Op. Dr. Durmaz, "Çoğunlukla herhangi bir belirti veya semptom vermez. Hastalar son ana kadar merkezi görmeleri korunduğu için görme alanı kayıplarını fark etmez. Erken teşhis ve tedavi hastalığın ilerlemesini ve hücre hasarı oluşmasını engeller" şeklinde konuştu.
GLOKOM BELİRTİLERİ
Genellikle belirti vermez
Göz ağrısı
Baş ağrısı
Gözlerde dolgunluk hissi
Görme bulanıklığı
Işıkların etrafında haleler görmek
Buğulu görme
Glokom krizlerinde bulantı, kusma
ERKEN TEŞHİS ÇOK ÖNEMLİ
Op. Dr. Durmaz, düzenli aralıklarla göz tansiyonunun ölçtürülmesi, glokomun erken teşhis edilmesinde büyük rol oynadığını belirterek "Tanı ve teşhis sonrasında yapılan ikinci muayenede öncelikle göz içi basıncı ölçülür. Ayrıca yapılan göz dibi muayenesiyle birlikte göz sinirlerinin hasar alıp almadığı da incelenir. Ve hastanın tedavisi belirlenir" dedi.
YENİ DOĞAN BEBEKLERDE DE GÖRÜLÜR
Op. Dr. Durmaz, yeni doğan bebekler dahil her yaş grubunu etkileyebilen glokomun özellikle yeni doğan bebeklerde aile hikayesi, ışığa karşı hassasiyet, gözde sürekli sulanma ve normalden daha geniş kornea çapı varlığında glokomun akla getirilmesi gerektiğini söyledi.
STRES GÖZLERİ DE VURUYOR
"STRESİ
fazla olan kişilerde normal basınçlı glokom fazla görülüyor" diyen Op. Dr. Durmaz, "Kan kolesterol düzeyi ve oksidatif stresin yüksek olduğu kişilerde bir çok organ hasar görüyor. Bu organlardan biri de gözlerimiz. Uzun süreli stres vazospazma (damar büzüşmesi) neden olarak optik sinir dolaşımında bozukluklara yol açar, bu durum glokom görülme riskini arttırır" dedi.