Prostat kanserinin erkekler arasında en sık görülen kanser olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ali Ulvi Önder, "Önemli risk faktörlerinden biri yağ tüketimidir. Doymamış yağların fazla tüketimi ve obezite hem prostat kanserine yakalanma hem de kötü huylu kanser gelişimi riskini artırıyor. Ayrıca sigara, kırmızı et ve hayvansal yağ tüketimi prostat kanseri riskini artırırken, lycopene (domates, diğer kırmızı sebze ve meyveler), selenyum (tahıl, balık, et-kümes hayvan eti, yumurta, süt ürünleri), omega-3 yağ asitleri (balık), D ve E vitamininin prostat kanseri riskini azalmaktadır" dedi.
Prof. Dr. Ali Ulvi Önder, prostat kanserinin idrar yolunda meydana getirdiği tıkanıklığın derecesine göre hastada idrar yapma zorluğu, idrar yaparken yanma, sık idrara gitme, gece idrara kalkma, idrar kaçırma, çatallanma, idrar tutma zorluğu gibi yakınmalara neden olduğunu ifade etti. Önder, prostat kanserinin kesin tanısının, prostat biyopsisinden elde edilen dokunun patolojik incelemesi ile konduğunu vurguladı.
Belirli yaştan sonra erkeklerin periyodik kontroller yaptırmasının son derece önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Önder, "Ailesinde prostat kanseri öyküsü olan kişilerin 40, olmayanların ise 50 yaşından itibaren PSA testi ve DRE ile kontrolleri önerilmektedir. Bu basit ve ucuz kanser tarama şeklidir. Hasta, hiçbir yakınması olmasa bile prostatında kanser barındırabilir. Tüm kanser hastalıklarında olduğu gibi prostat kanserinin tedavisi de hastalığın evresine göre yapılır. Prostat kanseri evresini kabaca 3 ana gruba ayırabiliriz. Organa sınırlı hastalık, lokal ileri evre ve ileri evre. Prostat kanseri tedavi kararı hastalığın evresi, biyopsi verileri, hastanın sağlık durumu, hasta yaşı gibi faktörlere bağlıdır" diye konuştu.